günde 2 bardak içildiğinde yağ yıkımını hızlandıran, metabolizmayı canlandıran bu anlamda zayıflamak isteyenlerin bir numaralı içeceği olan çay çeşidi.
siyah çay gibi ağızda keskin bi tat bırakmaması güzel olan faydalı çay. faydalı olmasa içmem. bi lezzeti yok.
gerçi bana sorsan en güzeli portakallı oralet.
ilk içmeye başladığınızda şekersiz içmeniz gerektiklerini söyledikleri için yüzünüzü ekşiten içecektir lakin bir süre sonra alışıp seveceksiniz. Metabolizmayı hızlandırır, rahatlatır ve dinginleştirir.
fazlası zarar, azı yarar. güzel bir şey yeşil çay.
bence belirgin bir tadı yok. yağ yaktırır mı? bilmem. günde 1 saat cardio yaptığım için pek ayırt edemiyorum. zaten aslında yeşil çayı da çok içmiyorum. ama espresso'yla beraber günlük tüketimde bir alternatif.
normal çaydan daha faydalı ama diyet miyet işim olmaz diyorsanız delikanlı gibi çayınızı için, kahvaltınızı edin. bunu da öğleden sonra mideye iyilik olsun diye için.
diyet yapanlar da geniş ölçüde normal çay içmemeliler bence. ama bu benim fikrim tabi.
yorgunluğu, stresi en iyi alıp götüren çay. içerdiği kafeinin uyku açması gerekiyor aslında; ama ne zaman içsem bir boşvermişlik, bir rahatlama hissi vuku buluyor bünyemde nedense.
dietsiyen tarafından metabolizmayı hızlandırmak için günde 3 bardak olarak önerilen çay. çay sevmeyen bünyeme tam bir eziyet ulan bu. sağlık ve kilo verme yönünden etkileri olabilir, o konuda bir bilgim yok ancak kokusu ve tadı çok kötü be abi bunun.
Herkesin çok sağlıklı diye koştur koştur fincan fincan içtiği çay. Evet sağlığa birtakım faydaları var ama...
işte o ama son derece önemli.
Bir kere içindeki kafein siyah çaydaki kadar. Kafeinle ilgili sıkıntıları yazmaya gerek yok. O açıdan çok içmek, siyah çaya veya kahveye göre daha avantajlı değil.
ikincisi -ki bence en önemli sorundan ilki- tüm çaylar gibi (siyah çay da dahil) yaprakları olduğu gibi topraktaki sodyum florürü taşıyor. Peki napıyor bu sodyum florür? Vücutta biriken bir element bu. Çok yoğun (mesela günde 7-8 bardak çay veya yeşil çay) içerseniz, vücutta eklemlerin ve kıkırdakların kemikleşmesine sebep oluyor; suna pekuysalın resimlerini aratın google'da o şekilde bir kamburluk oluşuyor. Omurganız sertleşiyor, aradaki bağ dokular da (ligament) sertleştiği için, garip bir vücut yapınız oluyor, kemikleriniz şekil değiştiriyor, kalınlaşıyor veya çarpılıyor. En nihayetinde de endemik iskelet florzisi denen bir hastalığa yol açıyor ki bunun tedavisi veya geri dönüşü yok.
Diğer tehlikesi de, çok içtiğiniz zaman karaciğer zehirlenmesine, yağlanmasına ve nihayetinde karaciğer kanserine veya siroza sebep oluyor. Bunlar da tedavisi son derece güç ve ölümcül hastalıklar.
Çay olarak, günde en fazla iki üç bardak içilmeli, bitkisel destek hapı olarak da günde 100 mg ila 750 mg dozajı aşılmamalı. işi sağlama almak için siz bir bardak, hadi bilemediniz iki bardak için, hap olarak da 100mg'nin üstüne çıkmayın. Unutmayın ki gün içerisinde siyah çay da içiyorsunuz, özellikle sodyum için söylenenler siyah çay için de geçerli.
Bu bağlamda en sağlıklı çay, erken toplanıp işlendiği için topraktaki sodyum florürü daha çok emmemiş olan beyaz çay.
Sodyum florürün şöyle bir zararı daha var: Çay yaprağında sodyum florür ile birlikte alüminyum da birikiyor. Normalde vücut alüminyumu kabul etmiyor, yani dışarı atıyor. Fakat sodyum florür nasılsa onun vücut tarafından emilmesini sağlıyor. Alüminyumun zararlarını da araştırın artık.