Babamla beraber izlemiştik. Babam 2000li yıllardan kalma gazete hediyesi olarak almıştı bunu, yıllar sonra izleyelim demişti ve çizik cd nasıl olduysa çalıştı, açtık ve izledik.
Son infaz sahnesinde gözlerimin dolmasına rağmen babamın yanında ağlamaktan utandım, içime attım.
O gece yatarken de hüngür hüngür ağlamıştım. Bir de gerçek hayatta da öldüğünü öğrenince bir hafta ölü gibi gezmiştim. Bana en çok tesir eden film bu filmdir.
Yoruldum, patron. Yollarda yağmurdaki bir serçe kadar yalnız olmaktan yoruldum.
Yanımda hiç arkadaş olmamasından yoruldum. Nereye gideceğimizi, nereden geldiğimizi söylecek biri.
En çokta insanların birbirine kötü davranmasından yoruldum...
Yoruldum, patron. Yollarda yağmurdaki bir serçe kadar yalnız olmaktan yoruldum.
Yanımda hiç arkadaş olmamasından yoruldum. Nereye gideceğimizi, nereden geldiğimizi söylecek biri.
En çokta insanların birbirine kötü davranmasından yoruldum...
defalarca izlediğim duygulandıran bir film stephen king in romanın dan uyarlanmıştır.acıkçası john coffey nin ölüme gidiş sahnesi gerçekten çok duygulandırıcıydı.
(bkz: yeşil yol)
1999 yapımı olan film bir hapishane görevlisi ile bir mahkumun öyküsünü anlatıyor. izlemeyen varsa eğer izlemelerini şiddetle tavsiye ederim. pişman olmayacaklarına eminim *