sağlık hizmetlerinden yararlanılmasını sağlayan karttır.düşük gelirli-gelirsiz insanlara verilir.ancak her nedense mercedesle yeşil kart almaya gidenler vardır benim ülkemde.
(bkz: burası türkiye)
bu karttan aylık geliri veya aile içindeki gelir payı iş kanununa göre belirlenen asgari ücretin vergi ve sosyal sigorta primi dışındaki miktarının 1/3 ünden az olan ve Türkiye'de ikamet eden Türk vatandaşları yararlanabilmektedir.
en avantajlı sosyal güvencedir..
altında bmw'si, bmw'si nin gittigi yerde çiftliği, çiftliğin içinde kocaman villası, villasının içinde 3 tane eşi olan, beyaz gömleğinin ön cebine marlboro paketi koymuş ağalarda da bunlardan oldugunu görülmüştür..
kesildiği ülkede geçerli olmayan , yurtdışı trafik sorumluluk sigortası çeşiti.trafik sigortasında olduğu gibi , yalnızca karşı tarafa verilen hasarlar tazmin edilir.
Kime, kimlere verildigi belli olmayan sosyal guvencedir. gercek anlamda ihtiyac sahibi olanlarin bir kismi da bu imkandan faydalanabilmekle birlikte, sokaklarda biji apo diye bogurenler, turk bayragi'ni yakanlar, her firsatta devlete, ataturk'e ve milli olan her degere saldiranlarin cogunlugu hatta tamami da devletin bu sosyal guvencesinden faydalanmaktadir. hicbir sosyal guvencesi, ve geliri olmadigi halde devletin sagladigi bu imkandan faydalanamayan daha dogrusu faydalanmasi engellenen vatanina, milletine, bayragina bagli pek cok turk soylu vardir bu ulkede. fakat devletin her imkani oldugu gibi bu da turk kani tasimayan hainlere serefsizlere boluculere peskes cekilmektedir. altinda mercedesi olan yesil kart sahipleri mevzusuna hic girmiyorum. turkiye'nin sosyal bir devlet oldugu iddaa ediliyor her firsatta. eger gercekten boyle ise bu uygulama kaldirilmali turkiye cumhuriyeti nufus cuzdani tasiyan herkes devletin sagladigi bu sosyal guvenceden en azindan hirsizlar, hainler, bolucu serefsizler kadar faydalanabilmelidir.
baskıcı ve zulümkar devletin diyarbakır ve çoğu güneydoğu anadolu illerinin halkının yarısına hatta bazı illerde yarısından fazlasına temin ettiği kolaylık.
hesapta dtp nin ama esasında terör örgütünün düzenlediği gösterilerin ön saflarında yer alan çocukların ailelerinin ellerinden alınacak olan kolaylık.
artık yok öyle gündüz devletin hastanesinden faydalanıp akşam çocuklardan devletin polisine nasıl taş attığını, bölücü örgüt lehine nasıl slogan attığını dinlemek.
Peter Weir'in yazıp yönettiği Andie MacDowell ve Gérard Depardieu'nün baş rolleri paylaştığı, 1990 yapımı romantik komedi. aslında en damarından aşk, yavaş ama emin gelişen tutku filmi. öylesine güzel ki insan televizyonda bir kere rastladı mı onuncu defa da olsa izlemeye doyamıyor. gerard depardieu'nun canlandırdığı karakter fırtınalı bir geçmişe sahip, sokaklarda büyümüş, derin, tutkulu, hırçın ve duygusal bir sanatçı, her izleyişte kendine aşık eden bir oyunculukla canlandırılması da cabası.
filmin özeti: zıt kutuplar birbirini çeker, ıslanmadan yüzemezsin, yaşamak için de ıslanmayı göze almalı, konfor ve yanına yakışanı, aşk, tutku ve duyarlılıkla değiştirmelisin.
2 yıl önce bundan maaş alabilmek için özel diyaliz merkezinden devlet hastanesinin diyaliz merkezine transfer olmuştum.sıkıntısız geçinebilmek için maaşa ihtiyacım vardı. harçlıklar yetersiz kalıyordu. 5 ay beklememe karşın devlet mercilerinden yeşilkartın sonucu hakkında bilgilendirme gelmemişti. ve ssk genel merkezi,sağlık bakanlığı ve il sigorta müdürlüğüne arayınca gerçeği öğrenip şok olmuştum. yeşil kart talebim kabul edilmemişti ve doğal olarak maaşa da bağlanamamıştım. rettin gerekçesi babamın maaşı asgari ücretten fazla olmasıydı.kriterler 2007 de değişmiş.mağdurum ve hala etkileri devam ediyor. hastaya 3 ayda bir verilen maaşı çok gören zihniyet libyaya,suriyeli militanlar, ve filistine gelince sonsuz para aktarıyor. işte böyle çelişkelidir devlet.
