gece gece ağzımı burmuş, salyaların dudak çepherinden dışarı fırlamasını sağlamış yiyecek. facebook'da biri hayranı olmuş baktım fotoyu da koymuşlar ulan şu mevsimde yapılır mı be hamilesi var, hastası var.
dişlerimde tam olarak tarif edemediğim, kaşınma desen değil, gıdıklanma desen değil, işte öyle garip bir his uyandıran ve bu nedenle daha fazlasını yiyemediğim dünya nimetidir.
yaz demek, mutluluk demek, çocukluk demek, manav tezgahında görünce sevinmek demek... de neden şimdi bir eriğe böyle methiyeler düzmekte bu satırların sahibi, kendine sormaktaysa da keşke bazen bir erik kadar mutlu edebilse bizi erik kafalı; iki ayaklı mahluklar.
çocuklukta komşunun bahçesinde ki ağaca çıkıp yakalanma korkusuyla alel acele toplanan ve artanları sapan aracılığla arkadaşa şaka amaçlı atılan yemesi zevkli yaz meyvesi.
güneş,yaz,tatil,problemsiz hayat derken komşu bahçelerin ağaçlarından aşırılmış o eriğin, ağızda verdiği o ekşilikle insanın bütün dünyasını karartan sevgili bir musibete dönüşmesi.