dünyada yiyecek yemek kalmasaydı neyle beslenirdik? sorusuna "yere düşen yemekleri yemek zorunda kalırdık" diye cevap vereninden bende bir adet mevcut olan hobbit insan. kendisi emeklediği dönemlerde yerde belli bölgelere çubuk kraker zulası yapıyordu. öyle bir saklıyordu ki mübarek bulabilene aşk olsun.
insan bir değişik seviyor.
zorlayın ablaları, abileri evlensinler. yeğenler çokgzeller.
Bal bal. Sarı kuşum benim ya yerim onu. Her gördüğümde yiyorum zaten, görünce kacacak artık. * önceden aba diyordu şimdilerde ismimle sesleniyor sıpa. diğeri de tam bir prenses, onu da çok başka seviyorum. Gördüğümde kulağımdan indirmiyorum desem yeri, o daha miniminnacık bir bebek çünkü. *
Daha 2 yaşında olmasına rağmen kızları peşinde koşturuyor kerata, büyüyünce nasıl olacak kim bilir. Ben ona iki nasihat çakarım kızların yüzüne bakmaz heheh. Geçen 2 yaşında sarışın bir kız geldi sarıldı buna biz sokakta yürürken. Bu korktu kızdan, başlarda çekindi. Sonradan bu da sarıldı köftehor. El ele fotoğraflarını çektim. En son bir daha sarılacaklardi ki ağlamaya başladı bu, küçük kız "ayğlama ayğlama" diyor buna. Tam komediydi. *
Sanırım anne olana kadar yaşayacağım en güzel duygudur. Hele ki arkadaş gibi anlasabileceginiz , küçücük yaşına rağmen size akıl verebilecek , sırrınızı hiç çekinmeden emanet edebileceginiz, duyarlı ,akıllı ve minnos bir kız yeğen sahibiyseniz çok şanslısınız demektir.
Onunla zaman geçirmek terapi gibi geliyor. iyi ki varsın miniğim...
Üç çocuk teyzesi olarak onları, Tarif edilemez bi sevginin kahramanları olarak tanımlıyorum. Deli gibi sinirlenirsin bazen, yapma dersin inadına yapar ama bir gülüşüyle anında o sinir halini de ortadan kaldırmayı başarırlar. Bana hep ismimle hitap ederler ama yabancı biri olduğunda "teyzem" demeyi ihmal etmezler. "Lütfen teyze" dediklerinde yapmayacağım şeyin olmadığını bilip bunu sonuna kadar kullanırlar. küçük canavarlarım.
Ulan çok denişik bir şeymiş bu. Tamam doğduğu ilk zamanlarda da seviyordum ama büyüdükçe daha bi seviyorum. Hele ki söylediği ilk kelime hava olduysa tabi babası yani abim olan mal inanmadı hala dediğine. ilk duyduğumda aklımı yitirmemek için zor tuttum kendimi
Anası bana kitleti bugün ben bakıyorum şu an zorda olsa uyudu ağzını ıstırdığımın fırmalaması.
Ablayla olan yaş farkından mütevellit en büyüğü 17 yaşında,eşek kadardır biri okul çağında dünya tatlısı biri 4 yaşında tüm şımarıklığına rağmen bir evran harikasıdır.
Candır can. az önce kucağımda şarkı mırıldanarak uyuttuğum 3 buçuk aylık bebek kendisi. o kadar tatlı o kadar cimcime ki, ısırmak istiyor insan o derece. daha küçücük ondan ısıramıyoruz tabii. tam prenses bu kerata. kucağına alır gezdirirsin oturduğun anda başlar mızırdanmaya. kucağındayken yerine yatırayım dersin, sırtı yere değdiği gibi başlar yine mızırdanmaya. ama öyle güzel öyle pamuk ki insan kendi çocuğum olsa nasıl severim acaba demeden edemiyor. sanırım seviyor beni, neredeyse bütün gün beni kesti * ee biri bana türlü şaklabanlıklar yapıp beni güldürmeye çalışsa ben de severim. *
Ben "Yag satarim bal satarim, ustam olmus ben satarim" Dedikten sonra cevap olarak; "hayir ben satarim!" deyip her konuda olan muhalefet tutumunu bal satma konusunda da gosteren kucuk insan.
En azindan bendeki yegen bu durumda.
Ama bazen sarilip "seni cok seviyorum biliyor musun" diyor. iste o zaman cok acayip.
Özlenendir. Burnumda tütüyor civcivim, sarı balığım, minik ayaklım.
Ah bir görsem de o küçücük dişleriyle yine burnumu ısırsa. Sıksam yanaklarını, acıdığı için benden kaçsa. Düşürmekten duyduğum endişeyle yine havaya atıp tutsam. alıp döndürsem, yere bıraktığımda sersemleyip pat diye poposunun üstüne düşse. Yeğen başka be, başka bir şey yeğen.
Amca veya dayı diye seslenen yaramazlar. Bebekliklerinde ellerinizle beslersiniz büyüdüklerinde oyun oynarsınız. Hem koruyucu, hem arkadaş, hem de anne babadan kaÇıldığında sığınılan olursunuz, neredeyse Çocuğunuz. *