yetmez ama evetcilere şimdi sormak lazım asıl; yetti mi, nasıl, tatmin oldunuz mu şimdi? reyhanlı patlamasından misal, gece yarıları çıkarılan kanunlar, yasaklar, zorbalıklar sonra, nasıl lan yetiyor mu şimdi?
ülkenin içine edilmesinde makarnacılar ve bademler kadar pay sahibi olan sözde devrimcileri, ülkücüleri getirir akla, bu mazisi başarısızlıklarla dolu eski dava adamları ancak kenan evren'in yattığı yerden osura osura ifade verdiğini görünce ayılabilmişlerdir lakin iş işten geçmiştir.
benim bildiğim kadarıyla sözde yargılanan iki isim hala dışarıdadır, seksen döneminde manyetoları çeviren kolları saymıyorum bile.
ln. nasıl yemişlerdi milleti aylarca televizyonlara çıkıp çıkıp hapishane anılarını anlatıp akepe iktidarının ekmeğine yağ sürmüşşlerdi oysa aynı iktidar bugün ülkeyi açık hava hapishanesine çevirmiştir. çok çok öptüm, saygılar yetmez ama evetçiler.
tutarsız demokratlardır. çakma solcuların yanı sıra dincilerin, ve liberallerin ortak çatısıdır.
özelikle anayasa değişikliği sonrası hrant davasında boy göstermişlerdir. haklarında bilinmesi gereken en önemli şey hangi dava sonucu olursa olsun bu sonuca katkı sağladıklarıdır. çünkü yargının, kuvvetler ayrılığı ilkesinin, frenler ve dengeler mekanizmasının ırzına geçen yeni anayasaya yetmez ama evet demişlerdir.
dolayısı ile anayasa değiştikten sonraki açılan davalara ve sonuçlara bakınız.
misal 26 kişinin tecavüzüne uğrayan nç davası.
unutulan değil, bir zamanlar bu sloganı ortaya atanlar tarafından utançtan dile getirilemeyen slogandır.
bunu söyleyenler kullanılıp çöpe atıldı.
şu anda teröristlerle yapılan görüşmelere gizliden gizliye destek veriyorlardır. hem de bu görüşmeler yapılıyor diyen şerefsizdir diyen adamın önderliğindeki bu görüşmelere...
eheh, en komiği de, artık sadece benim dediğim doğru diyecek bir güruhun başta olduğunu gördüklerinden, bir yandan da içleri yanarak destek oluyorlar kendilerini çöpe atanlara...*
hatta arada sokakta avaz avaz bağırasım geliyor bu şekilde. ama doktoruma sordum, "sakıncalı, direkt içeri alırlar. en iyisi senin müsekkinlerin dozajını arttıralım" dedi, ben de sakin sakin "peki abi" dedim.
şimdi gelmiş geçmiş temel siyasi düşünceleri, fikir akımlarını gözümün önünden geçiriyorum da ben sanırım bunun sesi korkak çıkan, ne dediği belli olmayan, rengini belli etmemeye çalışan başka bir "siyasi tavır" görmedim.
bir insan herhangi bir siyasi görüşe, neden "evet" dediğini bilerek "evet" diyorsa, kesinlikle saygıyı hak ediyordur. çünkü o "evet"tir. aynı şekilde bir görüşe "hayır" diyorsa da saygıyı hak ediyordur, çünkü o da "hayır"dır.
neden saygıyı hak ettiği de aslında son derece açık: çünkü her görüş, kendi karşıt görüşünü oluşturmak için bir fırsattır. her tezin, bir antitezi dolayısıyla bunların birleşmesiyle oluşan bir diyalektiği vardır. tarihteki bütün akımlar, kendisinden sonraki daha iyi/ daha kötü akımları oluşturmaya ortam hazırlamışlardır. bu yüzden bütün bu fikirler tıpkı birbirine bağlı ve ayrı ayrı "değerli"dirler.
"yetmez ama evet" cümlesi ise antitezini/ diyalektiğini oluşturacak kadar güçlü bir fikir değil. "yetmezse niye evet?" sorusuna verecek cesur bir cevabı yok gibi. "yetmez ama hayır" gibi bir antitez oluştursa da çok fazla savunucusu olmaz; çünkü onun da söylediği net bir şey yok. şarkıdaki "nereden baksan tutarsızlık" cümlesinin bir fikir akımı olarak karşılığı sanki.
bu yüzden tarih herhangi bir görüşle ilgili "evet" diyenleri yazar, "hayır" diyenleri de yazar ama "yetmez ama evet" görüşünü bence yazmaz.
not: "herhangi bir görüş" cümlesinin altına çiziyorum. bu entry'de bu tavrı tek bir siyasi görüşü kapsayacak şekilde yorumlamadım.
bunu diyenlerle dalga geçenler şimdi manşetten, bu referandum sonrası elde edilen 12 eylül darbesinin araştırılması kapsamında ortaya çıkan gerçeklerden faydalanıyor. biraz tutarlı olmak gerekiyor. 12 eylül'de alevi sünni çatışması çıkaranların kimler olduğu bir bir ortaya çıkıyor. hesap sorulabiliyormuş demek ki.
"Yetmez Ama Evet" sloganı etrafındaki ilk itiraf Adalet Ağaoğlu'ndan geldi: "kandırıldık." Çocuk muydunuz kandırıldınız mangal da kül bırakmayan beyinler nasıl burunlarının önünü göremez?
korkakların, ödleklerin, siyasi geleceklerinden, kaybedecekleri üç beş kuruştan korkanların çatı arasıdır.
adamın biri çıkıyor, ben bir şeyler yapacağım, ne dersiniz diyor. çok küçük, nokta kadar bir topluluk hariç, kimse çıkıp diyemiyor, - arkadaş, ben senin beynini mi okuyacağım. sözle bakalım neyi beğenmiyorsun, neleri değiştirecek, yerine ne koyacaksın. bir değerlendirelim de hele.. diye.
tam bir kaypaklıkla, - yetmez ama, biz de evet diyoruz.. kayığına biniveriyorlar. zira bay pişkin, bu muammayı sorgulayanları anında pkk lı ilan ediyor. o kadar çirkin, o kadar düşük karakterli bir siyaset bu.
kötüyle rekabet edebilmek için kötü olmak lazım. dolayısı ile daha çok ezikleri oynayacağız. zorlasak, biz gibilerden bu kadar çamur çıkmaz.
yedikleri nanenin etkileri iyiden iyiye gündelik hayatta bile görülen siyasi tercihin mottosu.
--spoiler--
Evet oyu veren herkese teşekkürlerimi iletiyorum
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan sayesinde cezaevinden çıktığını söyleyen Muhsin Kehya, sözlerini şöyle sürdürdü:
Geçmişe dönük aslında benim Türk kamuoyunda ismim pek gündeme gelmedi ama buna rağmen bir takım gizli eller tarafından resmen harcandım.
Söyleyeceğim ben herkesi Allah a havale ediyorum.
Bana kötülük yapanlara bile hakkımı helal ettim.
Bunu mahkemede de dile getirdim. Ben sadece bu süreç içerisinde özellikle 12 Eylül referandum sürecinde evet oyu veren herkese buradan teşekkürlerimi iletiyorum.
Memleketime geldiğim için mutluyum.
Sevgili Elazığlıların hepsine selam, saygılarımı iletiyorum.
Herkese tekrar teşekkür ediyorum.
Özellikle Başbakanımıza.
Çünkü ben minnet borçluyum ona.
Ancak o bu işi başarabilirdi.
Çünkü geçmişte 57inci koalisyon hükümeti döneminde gördük, af çıkmasına rağmen faydalandırmadı.
Bugün Ak Parti olmasaydı, özellikle Başbakan olmasaydı, cesaretle cesurca böyle bir yasayı çıkarmaları mümkün olmayacaktı. Kendisine tekrar tekrar teşekkürlerimi iletiyorum.
--spoiler--
grev hakları bir yandan giderken, bir taraftan da katiller bir bir salınır oldu bu memlekette. yetmez ama evet diyenler! çok manidar olucak ama dedim dedim inanmadınız bak noldu şimdi!
yüzleri ve vicdanları varsa eğer birgün yüzleşirler.
memurun grev hakkı gaspedildi güya daha demokratikleşiyoruz ayağına... şimdi feldir feldir, "yetmez ama evet" diye gezenler arazi, memyr gazi, adil ücretlendirme şehit...
zamanında bunu destekleyen sanatçıların şimdi "tiyatrolar özelleştirilemez" şeklinde haykırışlarını izlemek büyük keyif veriyor bana. zamanında demiştik; tepkisiz kalırsan sıra sana da gelir. beter olun.
"bu kadar yeter" demek için geç kalınmış, saf paratoner sloganı.
yetersiz gelme özelliğine haiz bir dişi cinsellik organını onaylayan görüşün sloganıdır. bakış açısına göre acıklı, umutsuz yahut hoşgörülü bir tavırdır denebilir.
ne denli önemli, ne denli fevkalade olduğunu, bugün çevik bir sayesinde bir kere daha hatırladığımız anayasanın devrim sloganı. inşallah yeni anayasada yetmez demek zorunda kalmayacağız.