zoraki tanım: bir şeyi diğerlerinden iyi yapma durumu.
yazarın tamamen subjektif entyrsi: bazı insanlar bazı konularda doğuştan yetenekliler..ne bileyim kimisinin eli yatkın resme, süper şeyler çizebiliyor.. kimisinin kelimeleri kuvvetli, sıralıyor ardı ardına, okurken 'nasıl yazmış bunu ya!!' diyorsun.. bazısı bir melodi yapıyor, cuk.. hangi notanın ardına hangisini ne uzunlukta getireceğini bu kadar bilebilmesini anlayamıyorsun mesela.. bazısı da hayatta yetenekli. onca kötü şeye, milyon badireye rağmen tutunabiliyor. bir 'neden' bulabiliyor kendine. her şeyin üstesinden gelebiliyor, her şeye rağmen mutlu olabiliyor..
kendime bakıyorum sonra.. 'aha bunu süper yapıyorum lan!' dediğim hiç bir özelliğim yok. ne aman aman resim yapabiliyorum, ne yazabiliyorum, bir müzik aletini sonuna kadar konuşturacak kadar çalamıyorum, hiçbir sporda taktir görecek derecede başarılı değilim.. hayata tutunma konusunda yeteneksiz olduğumu belirtme ihtiyacı hissetmiyorum zaten.. hayır gülüyorum bu duruma, aslında herkes kendini farklı ve özel sanır ya hani.. aslında ortalamalardayız hepimiz. ekstra bir 'yeteneği' olanlar belli ediyorlar kendilerini zaten.. 'biri' oluyorlar, ardlarında 'bir şey' bırakıyorlar.. biz de yaşayıp, etrafımızdakilerin bizi tanıyacağı düzeyde bir hayat sürdürüyoruz. öldükten sonra da kimse adımızı telaffuz etmiyor.. böyle olmasın lan, benim sonum böyle olmasın.. ben 'hiçkimse' olmayayım.. 'biri' olayım.. 2010dan beklentim budur!
doğuştan gelen bir yetinin, zamanla insanca harmanlanması diye saçma sapan bir tanımdır yetenek.
bazıları gerçekten doğuştan şanslıdır. fiziki olarak doğulan bir şansın üzerine inşaa edilmiş bir sportif başarı ya da zekanın getirdiği bir kolaylık olarak matematikte başarı yeteneğini doğru şekilde yönlendirerek kullanmışların, tarafımızca bilinmesine yol açar. usain bolt veya cahit arf gibi.
kendi açımdan düşündüğüm zaman küçükken astronot veya uzay bilimcisinin yanında, daha somut olarak avukat ve öğretmen olmak isteyen bizlerin daha küçük dünyaların üzerine kurulmuş hayatlarımızdan dolayı mı yoksa bize yön veren insanların ve içinde yaşamak zorunda olduğumuz sistemin bir yaptırımı olarak mı yeteneğimizi keşfedemediğimizi anlayamıyorum. ya da fazlasıyla sığ düşünüyorum içinden çıkılmayacak kadar.
herkeste olmayan varsa da farklı dallarda olabilen yetenektir.
temsil misal:
bir kız çocuğunun biri birgün org çalmaya çok heveslenir *. ailesi de kızceğizi kıramaz, alır. bir müzik öğretmeninden ders almaya başlar. 1 ders olur, 2 ders olur, 3. de öğretmen aileye:
-eğer hala şansınız varsa bu orgu geri verin, paranız boşa gitmesin, oyuncak bir org alın. onla oyalansın. der.
istidat, eğitimle birleştiği zaman yetenek halini alır. örneğin; doğuştan güzel resim yapabilme gücüne sahip olabilirsiniz. bı potansiyel güç istidattır. ancak kişi resim konusunda eğitilirse istidat ortaya çıkar ve resim yeteneği halini alır.
doğuştan gelen gizil yetilerdir. bişeyleri yapma yetisi olarak da bilinir. bu gizil yetileri geliştirmek, ortaya çıkarmak insanoğlunun kendi elindedir.