saat 20.00 de başlayacak olan finaldir. ilk başlarda çok heveslenmeme rağmen hem yarışmacı seçimleri hem finalist seçimleri fazlası ile kast gibi duruyor. bilal göregen ile yunus emre çelik gibi iki finalist in bulunduğu yarışma ne kadar izlenmeye değer tartışılır. program sevimli siniz çocuklar formatına döndüğünden beri zaten program olmaktan çıktı. sonuçta acun ılıcı ismine hak veriyorum. sonuçta reyting herşeyden önemli olduğu için bunu sonuna kadar kullanıyor. bu yarışmanın birincisi olmayacak o gayet açıktır.
an itibariyle michael jackson a saygı gününe dönmüştür. bu ne allah aşkına. türkiye'nin en yetenekli insanı olmak için michael jackson'ı çok iyi taklit etmek mi gerekiyor?
en sonunda geldi mi? hele sükür ki hülya avsar dedigimiz seksi aydinimizdan kurtuluyoruz. ictenligi ile bize icerisinin ne kadar bos oldugunu daha cok göstermektedir. kendisine cok tesekkür edip köskündeki yerine aliyoruz.
şu anda bunca zamandır izlememin ne kadar anlamsız olduğunu anladığım program.
ufacık çocuğun hakkını yine duygu sömürüsüyle yiyen bi türk halkı helal olsun ne diyelim.
programın adı yeteneksizsiniz diye yeteneksizlere oy atan bi halktan olmak koymakta şu anda.
son ikiye kalan bilal göregen ve bilal-ugur ikilisine baktigimizda;
bi tarafta istanbul-basaksehir gibi son zamanlarin luks semtlerinde oturan iki kolejli dans eden cocuk.
diger tarafta hatay dortyoldan gelmis, kor, darbuka calip yanik turku soyleyen bi adam.
son ikiye kalanlar yetenek klasmaninda degilde turkiyenin vicdani klasmaninda yaristilar bence.cunku kaya adamlar gibi sanat, yetenek, estetik unsurlarini yada m.j. dansi yapan ufaklik gibi yetenekli insanlar dururken bilal goregenin ikiye kalmasi insanimizin yetenege degil garibanliga oy verdigini acikca gosteriyor.
-bu adam 500bini alsa napcak, oteki garibanin teki ya
-bence 500bine otekinin ihtiyaci var onun almasi gerekiyor.
diye bakiliyor. yetenegi salla.
eskilerden buyugumuzun de bahsettigi su alt yapi meselesini yani sosyal-ekonomik esitsizligi halledemedigimiz surece sirf eglence sirf yetenek programlari pek mumkun degil. program resmen gariban sizsinize donusuyor.
yine de bu yarismada yetenkli olanin birinci olmasi iyiye isaret hadi bakak.
finalini izlediğimden beri daha sinirlerimin yatışamadığı yarışma. birkaç yorum daha yapmak istiyorum:
öncelikle şu hem kör hem fodul, hem de acayip antipatik yarışmacı hakkında konuşmak istiyorum. tamam türk halkı duygusu sömürülesi bir halk o kesin de, bu arkadaşın taa finale kadar çıkmasını sağlayan biraz da jüriler değil miydi. ben olsam böyle bir tipi değil finale, yarışmanın yapıldığı binanın kapısından içeri almazdım. bir de öyle kendinden emin konuşuyordu ki sonuç açıklanmadan önce, bana oy atmak zorundasınız falan... amerikada 3 branşta doktora yapmış türk bilim adamında bile bu kadar özgüven ve kendini beğenmişlik yoktur heralde. nasıl şişirildiyse artık. bende böyle bir tipin konuşması acıma değil kafa atma hissi uyandırıyor nedense. türkiyedeki tek engelli kendisi değil. bunu hem kendi hem de türk milleti farkına varmalı.
diğer bir duygu sömürüsü de küçük emrahtan daha da küçük olan veletti. yavrum senin yaşın kaç başın kaç. git arkadaşlarınla top oyna, çember çevir falan. o ağır şarkılar senin neyine. bir de çok anlarmış gibi arabesk kokulu sözleri içten içten söylemesi yok mu, inanın tokatlayasım geldi.
daha önce de belirttiğim gibi mehmet-koray benim favorimdi. çünkü türkiye standartlarının üzerinde birşeyler yapmaya cesaret ettiler. ama tabi ki kazanamadılar çünkü dediğim gibi performansları standartların üstündeydi. merak ediyorum, oy atanların kaçı notre dame de paris den haberdardı, kaçı belle parçasını biliyordu, ve onların gösterisi kime ne ifade ediyordu? türkiye belki de opera kültürünü geliştirebileceği iki potansiyel sanatçıyı kaybetti. umarım bu ikiliyi en azından başka sanatsever prodüktörler keşfeder ve gelecekte bu işi profosyonel yapabilmeleri açısından bir fırsat yakalarlar.
diğer bir yetenek ise şu kaya adamlardı. fakat duygusal olarak sömürülmeyi seven ve din duyguları mütemadien suistimal edilen türk halkı onları da harcadı pek tabi ki. hayır korkuyorum yarın bir gün kör bir şeriatçı parti kurup başbakan adayı olacak ve halkı çift taraflı sömürüp %70 oy alacak diye.
ah be türkiyem, asıl kör olan sensin. sana kimler acımalı acaba?
