beni sinirden ne yazacağımı bilemez hale getirmiş bence yarışmayı fiilen bitiren yarı finaldir. bundan sonra diğerlerinin zahmet edip çalışmasına gerek yoktur, kazanan bellidir.karşımızda tipik bir türkiye halkı manzarası, insanı isyan ettiren bir duygu sömürüsüne teşne olma yavşaklığı vardır. bilal göregen değil final, yarı finale bile çıkartılmaması gereken bir yarışmacıdır, elemelerde geçirilmesi zaten kendisine yapılmış yeterli bir jestti. dümbelek çalarak bikaç ipe salmaz lafı sıralayıp rap yapmanın nesi yetenektir? bu arkadaş engelli olmasa, bırakın yarı finali, elemeleri geçebilir miydi? ondan daha iyilerine "sen ancak aile toplantılarında insanları eğlendirebilirsin" diyerek geri yollamadı mı bu jüri? bilalin yarı finale kalması durumunda diğerlerinin hiçbir şansı olmayacağını bile bile onu buraya getirdiler. bence ortada büyük bir kayırma, ötekilerin emeğine büyük bir saygısızlık yapıldı. halkı suçlamaya gerek yok, halkın sanat zevki
de eğitim düzeyi de belli, daha önceki birçok yarışmada nasıl oy kullandıkları da belli. karşılarında görme engelli biri var, yarışmayı kazanırsam gözlerimi ameliyat ettireceğim diyor, ikide bir allah diyor, yüce rabbim diyor. peki türkiyede 1950 den bu yana garibanı oynayıp allah lafını ağzından düşürmeyen din ve duygu sömürücüsü partiler seçim kazanmıyor mu sürekli olarak? garibankolik bir milletin çocukları değil miyiz hepimiz? türk filmlerinde de kızı zengin çocuğunun değil de fakir ama gururlu olanın almasını istemez miydik? ama şimdi günümüzde o gururlu kısmını da çıkarıp attık, artık hiçbir erdem kaygısı gütmeden kusurlarını yüzsüzce pazarlayan postmodern dilencilere tapınır olduk. Bu ülke hiç mi görme engelli değer yetiştirmedi önceden? Aşık Veysel gibi hayatı boyunca onuruyla her türlü iktidarın ve gücün muhalifi olarak yaşamış ozan-filozofu hatırlayan var mı o bilalin önüne final yolunda halı serenler arasında? Bakın şu sözlere:
Bu Alemi gören sensin,Yok gözünde perde senin,Haksıza yol veren sensin,Yok mu suçun bunda senin,Bu alemi gören sensin,Kainatı sen yarattın,Herşeyi yoktan var ettin,Beni çıplak dışar' attın,Cömertliğin nerde senin,Bu alemi gören sensin,Adem'i sürdün, bakmadın,Cennette de bırakmadın,Şeytanı niçin yakmadın,Cehennemin var da senin,Bu alemi gören sensin,Veysel neden aklın ermez,Uzun kısa dilin durmaz,Eller tutmaz gözler görmez,Bu acayip sır da senin
Ve şimdi de karşısında bulunan jürideki ünlülere yalakalık eden, en ufak bir ironi duygusu, bir soru işareti dahi taşımadan mevlam neylerse güzel eyler çapsızlığıyla güce ve güçlüye tapınıp duran bu insana bakalım. yazık değil mi o ece'nin güzelim performansına, yazık değil mi o sempatik rapçi çocukların gerçekten kaliteli şarkılarına? yazık değilmi doruk'un o şaşırtıcı performansına? yazık değil mi gülşahla yankının çabalarına? yazık değilmi diğerlerinin emeğine? bütün bunları çöpe atmak, çöpe atılmasına vesile olmak asıl insanlık ayıbı değil mi? yazıklar olsun gerçek güzellikleri yok sayıp bu tür yarışmaları garibanlara destek programlarına çevirenlere.
doruk adlı elemanın türk ilüzyonistlerde görmediğimiz şovlar yapması halk tarafından sallanmamıştır. adam kızın kafayı götürdü ama ilk 3'e bile giremedi. yıllarca kibriti yok eden , iskambil kağıdını bilen adamları alkışladınız fakat bu adamı bi akşamda harcadınız. isyan!!
bu adam yetenekse; çığlık çığlığa detone olmadan şarkı söyleyen 14 yaşındaki kız ne sorusunu sormamıza neden olan bir yarı final. neyse iyi oldu. türk milletinin bir boktan anlamadığını bir kere daha görmüş olduk. yalakalık yapan jürelere inat. hep derler halkımız en iyisini bilir. hayır efendim bu halk hiç bir boktan anlamaz.
bu milletin seçmeyi bilmediğini bir kez daha gösteren programdır. kardeşim, bir kere de seçerken, acıya, hüzne, drama, hikayeye göre değerlendirmeyin ya. her yarışma da aynı şey. yani istiyorum ki, "en büyük acı benimkisi" tadında bir yarışma yapılsın, haykırsın yarışmacılar, doya doya verin.
hakikaten yarışmayı ilk kez baştan sona izledim ve biraz dikkatli izleyiciler fark etmiştir ki, darbukacı arkadaşım/kardeşim kör olduğu için milletin acıma duygularından faydalanarak geçmiştir finale. yani kendisi gösterisinin ardından konuşurken, adama ne düşünüyosun diyolar, "allah ne derse o", içinde "yüce rabbim ve halkım, aziz milletim" vs geçen cümlelerle tirübünler oynuyordu. adam gibi düşünceni söyle de mi? tamam allah, doğrusunu bilir ama bırak orda sana sorulana cevap ver. o sırada, acun'un bakışları çok manidardı. resmen "yeter be adam, acındırma kendini artık." diyordu.
bi kere "yetenek nedir?" sorusunu soracaksın kendine ey yüce millet. yani allah aşkına soruyorum; o arkadaşın gözleri kör olmasaydı, çıkıp oraya "aağğğğaaaacun ılığııııııcalı'nın sunduğu... -güm, güm, güm... ve bilal'in konuk olduuuuuğuu... -bum, bum, bum-" diye başlayan, sadece darbukaya vurarak, rep+emmoğlu karışımı tahammül edilemez bir şova gene o kadar oyu gönderir mıydı türk milleti? bence hayır. gelen oyların büyük bir kısmı, "gelen allah'tan geldi, görme engelliyim ama şükrediyorum bakın bana, isyan etmiyorum, hep güleç yüzlüyüm." mesajlarına karşı son derece duygusal davranan ve stv'nin "kabir ötesi" vs. formatının mübtelası olan izleyici kitlesinden gelmiştir. orada şişe çeviren barmeni, ekran başındaki herkes ağzı açık izlemiştir, gene göster gene izler; koy yarım saat gene izler, ama o adama oy göndermezler. neden? çünkü, herifin çevirdiği şişeler içki şişesi, adam barmen, günahkârın teki...
işte benim güzel ülkemin seçmeni budur; işte 7 yılda bu ülkenin ekonomisinin %50'sini yabancı sermayeye köle edenleri, sırf "eşimeeeeeee, baş örtüsü takıyor diye laf edemezsiniz; siz iz'ansızsınız, siz imansızsınız, bu ülkenin %99'u müslümandır." dedi diye, padişah ilan edenler, oy çokluğuyla başımıza getirenler, bir anlık duygu sömürüsüne teslim olanlar, bu seçmenlerin oluşturduğu bir güruhtur... yazıktır, çaresizliktir, umutsuzluktur...
halkımızın beni hiç de şaşırtmayan bir birinci çıkarttığı yarı finaldir. halkımızdaki bu gereksiz duygusallığı anlamak mümkün değil gerçekten. keşke insanlarımız âmâ vatandaşa üzülüp oy verirken, diğerleri için yaptığı haksızlığı farkedip biraz da duygusallıklarını bu yönde kullanabilseler. valla yazık oluyor o gerçekten yetenekli olan insancıkların emeklerine. milletimiz sapla samanı ayırt edemiyor ne yazık ki. hatta ahan da buraya yazıyorum, bilal finalde de en yüksek oyu alıp birinciliği göğüsler bu mentaliteyle.
sırf bir adamın gözleri görmüyor, içten konuşuyor ve çok saf bir şekide seviniyor diye birinci seçildiği yarışmanın ilk yarı finalidir. o adam tam anlamıyla sağlıklı olsa ve aynı gösteriyi yapsa belki yarı finale kalırdı fakat finale çıkamazdı. o yarı finalde neredeyse en yeteneksizi oydu. bunun herkes farkında. diğer yarışmacılara haksızlık yapıldığının kimse farkında değil.
yarışmanın sonunda da bilal 1. olacak bunu artık çok iyi biliyoruz. çünkü halkımızı tanıyoruz. engelliyse seçeceğiniz, dans edeni göremeyecek kadar mı kördünüz? sinirlerimi oynattılar. doruk arkadaşımız nasıl geçemez. inanın söylenecek söz yok, bulamıyorum.
(bkz: devam devam yok bir şey.)
