bunalmış memur kafasına iyi gelen hatta yüzüne kocaman bi gülümseme oturtan film..
intihar eden adamı kurtarma ve evsizlere kıyafet bağışı son sahnesi gülmekten öldürmüştür ve dahi son sahneden çıkarılan felsefe;
"öğrendiklerini sorgulamayıp dogmalaştıranların sorgulayanlar tarafından nasıl cıbıl bırakılıp aleme ibret seyrettirileceği"
Beni de kısmen etkileyen film. insan farklılıklara , bilinmeyene yer açmalı hayatında bu şekilde olasılıklara can verip belki de kader denen çizgiyi ters köşeye yatırır.
oldukça eğlenceli bir jim carrey filmi. bu adamın oynadığı her komedi filmi eğlenceli. filmi izleyince nirvana'ya falan ulaşmıyoruz da eğleniyoruz. bir filmden beklenti de bu olmalı zaten.
kendilerini dünya ticaret örgütü üyesi gibi tanıtarak, avrupa ve amerika'da bir sürü konsferans'a katılıp; üniversite öğrencileri, iş adamları ve küresel sermaye patronları ile dalga geçerek çaktırmadan amerika'nın küresel politikalarını ve dünya ticaret örgütü, uluslararası para fonu, birleşmiş milletler gibi oranizasyonların asıl amacının abd ve onun küresel destekçilerinin zenginleşmesi olduğunu, üçüncü dünya ülkelerinde yaşayan insanların bu organizasyonlar yüzünden modern köleler haline geldiğini ve dünya gelirinin adaletsiz bir şekilde dağıldığını göstermeye çalışan bir amerikan aktivist organizasyonudur.
işin ilginç tarafı, katıldıkları konferanslarda kimsenin, onların aslında kim olduklarını anlamamaları.
hayata pozitif bakarak neleri başarabileceğimizi gösteren, olumsuz kişi olmanın fayda getirmediğini anlatan, evet diyebilmenin hayata getirdiği heyecan ve mutluluğunu insanlara gösteren bir jim carrey klasiğidir efendim..
Şu sıkıcı günlerde deneyelim bakalım Bay Evet olmayı. Mutluluk verecek mi, veya ne kadar sabredeceğiz. Film işte bu düşüncelere sokuyor insanı ve etkiliyor. Tüm mesele bu. 10/10 puan.
izlemiştim bu filmi. bana çok şey katmıştır hayata insanlara dair. kesinlikle tavsiye ederim. komedi penceresinden bakılmasına rağmen farklı bir boyutu vardı.
arkadaşımızın "sonunda adamların hepsi soyunuyordu." şeklinde anlattığı filmdir. Onun fesatlığı tabi. Neyse diyeceğim şudur ki güzel,iyi vakit geçirilen bir filmdir.
ilk filmimizdi..eğlenceliydi ama annelerinin bırakıcak birini bulamamaları sebebiyle olsa gerek altyazılı filme 4 yaşında çocukalrını getirdikleri için koltuğuma aldığım tekmelerle huzursuz olduğum ama sevgilimle ilk filmimizde sorun yaratan bi kız imajı çizmemek için en sabırlı olduğum anlardan birini yaşadığım filmdir..
not: altyazılı filmlere 4-5 yaş çocuklarımızı götürmeyelim...
Jim carrey'e hayran olunan film.
--spoiler--
Karl'ı iki polis tutuklar ve
birinci polis derki: Konuşmaya başlasan iyi olur, Karl, Tabii bu gerçek adınsa. Pek sevmediğimiz bir Karl daha tanıyorduk değil mi?
ikinci polis: soyadı Marx'dı.
--spoiler--
zannımca bu filmde jim abimiz bayağı bi rahatlamıştır.bundan önce kendisine yöneltilen iyi oyuncu değil sadece komedi yapabiliyor tarzı eleştirilere cevap niteliğinde 23 numara, sil baştan gibi psikolojik temalı filmlerde oynamış oyunculuğunu kanıtlamıştı.ama asıl dalı komedi tabi kendi kendine oh be sonunda komedi oynayacam demiştir diye tahmin ediyorum.
zooey deschanel'in güzelliğiyle büyülediği, jim carrey'nin klasik mimik oyunculuğunu başarıyla uyguladığı izlenmesi hoş, vakit geçirmek için güzel bir filmdir. beklenmedik anlarda ilginç espriler geliyor ve kahkaha attırabiliyor.
ayrıca filmi izlerken insan düşünüyor "harbiden her şeye evet dense hayat nasıl olabilir" diye. mantıksız değil en azından, bir an öyle geliyor.