akla dayanır. işte bilmem şu, bu tanrı şunu yasak ya da günah kıldıya dayanmaz; bunlar ahlaksızlığın kaynağıdır. neyse, uzatmadan diyorum ki o ahlak kuralı: "kendine istemediğini bir başkasına yapma" dır. bundan başka hiçbir ahlak kuralı yoktur, bildiğimiz modern hukuk buna dayanır. masallara ve bu masalları ciddiye almaya dayanan sözde ahlak öğretileri vardır islam dinindeki gibi. bunlarsa eski, demir çağı döneminden kalma ilkel ve barbar kavimlerin ataerkil kültürüdür.
türetilebilecek tüm hukuk kuralları(yalan söyleme, anne ve babana saygısız olma, hırsızlık yapma vb. ), "kendine istemediğini bir başkasına yapma" ya dayanır. ahlaksal temellendirmenin kendisidir bu. tarihte zaten yalanı, hırsızlığı vb. ni hukuk ya da ahlak olarak dayatan medeniyet yoktur. bu bakıma dinlerin varlığının hiçbir anlamı yok bu tür evrensel konularda, ve ihtiyaçta yok.
Nietzsche nin 'ahlak kurallarının evrensel olmadığı' ilkesi baz alındığında yok denecek, ama iyi niyet (bona fide) devreye girdiğinde belirecek olandır.
Kendine istemediğini bir başkasına yapma sözünün islama ait bir söz olduğunu bilmemen senin cahilliğindir. Konuşmuyorum cahilliğine veriyorum cevabı hazırdır.
allah'ın biz kullarına peygamberler aracılığı ile öğütlediği ahlak kurallardır.
kuralı değil kurallardır. teke indirgeyerek anlamı kısıtlaştırmamak, sınırlamamak lazım.
mesele allah'ın ahlakıyla ahlaklanmaktır. o ne şerefli bir erdemdir. kendi huzurumuz için, kendi menfaatimiz için, kendi güzelliğimiz için uymamız gereken, aslında çok basit kurallar bütünüdür.
bu kuralları uygulayabilmenin ilk adımı nefsi eğitmektir. nefsi terbiye ettikten sonra o kurallardan hiç şaşmassınız allah'ın izniyle.
ahlak hiçbir dinin tekelinde değildir. sümer'e dayanan sami geleneğinden beslenip türeyen dinlerin(musevilik, muhammedilik, isevilik... )ahlakı çalmasının hiçbir anlamı yok. çünkü var olabilecek ahlak akla dayanır. ayrıca islam'da belli şartlarda 4 eşe kadar eş alabilme, hayvanları kurban etme ayini, günde 5 vakit saçma bir ritüeli tekrar etme de ahlaksaldır. islam'daki masalları ciddiye alıp "haram" ve "helal" leri ahlak zannetmenin hiçbir ahlaki yanı yoktur. "kendine istemediğini bir başkasına" isteme ilkesi islam ile alakasız ahlak temelidir. islam'da eylemi mü'min "inkar-iman", "haram-helal, günah-sevap" olma hali gibi saçma sapan bir şeye göre yapar. temeli de vahiy denen hayali kavramdır, akılla hiçbir alakası yoktur islam'daki ahlak öğretisinin. muhammed'den öncede o arap kabilesinde çoğunlukla var olan çöl gelenek ve kültürüdür.
Çok mantıksız olan yorum.diyelim ben bana yapılan herhangi bir tavırdan rahatsız oluyorum ama sen olmuyorsun.hayır abartılı bir yorum da yapacaktım ama neyse.ayrıca iyi olmak, doğru olan davranışı sergilemek o kadar basit değil. Olsa zaten herkes çok iyi olurdu. O yüzden o uzun kitaplar, insanların o kadar konuşması boşa değil.
insanlar onları zorunlu kılan bir kural olmadan birlikte ve birbirlerini mutlu ederek yaşayabilmeyi başarabilirlerse, işte o zaman gerek kalmayacak olan kuraldır.