--spoiler--
otobüs durağına oturmuşsunuzdur. birden yanınıza 190 boylarında, saçlarını geriye taramış, sarı saçlı, yeşil gözlü bir yakışıklı oturur. sohbet etmeye başlarsınız. sizi etkiler. tatlı gülüşü ile içinizi eritir. inci gibi dişleri, etli dudakları, ince kaşları ve hokka gibi bir burnu vardır. dostoyevski romanlarından, caz müzik tarihine kadar her şeyi konuşursunuz. kültürlüdür de. tam telefon numaranızı verecek kıvama gelmişken, gözlerini yere dikip gerinir, sesli bir şekilde balgam diye tabir ettiğimiz genzinden boğazının derinliklerine akmakta olan beyaz sıvıyı burnundan da yardım alarak ağzında biriktirir ve çok afedersiniz " tuu! " sesi çıkararak o sıvıyı yavaşça yere bırakır. o anda gözleriniz yuvalarından fırlar ve telaşla arkanıza bakmadan kacarsiniz.
Balgamın koyuluğu, rengi veya büyüklüğü önemli mi diye merak uyandıran tiptir. Hani iş görüyorsa yollarına sıçar, masasına işerim ne bileyim sandalyesine osururum falan. Yaparım bunları.
''caz müzik tarihine kadar her şeyi konuşursunuz'' kısmına kadar benim de veresim geldi.sonra toparladım durumu , balgamı atmasa götü kaptırıyorduk iyi mi.