sizi durduk yere vicdan muhasebesine yöneltecek hadisidir. bulunan para ister 50 kuruş olsun 50 lira olsun "napsam? cebe mi atsam? ben almasam başka biri alacak zaten! lan faturalar da biriktiydi ha! " gibi düşüncelerle kafa kurcalar durur. bir yandan öğrenci olmanın yüzsüzlüğü bi yandan da yıllarca ana babanın öğütledikleri..
iki ucu boklu değnektir efenim. *
eğer sahibi bulunamıyorsa meblağa göre değişim gösterebilir. şöyle ki;
0-5 lira arası; üstü başı yırtık ufak fakir bir çocuk sevindirilir.
5-50 lira arası; sayısal, piyango, iddaa vb. şans oyunlarına yatırılır.
50-100 lira arası; telefon faturaları ödenir.
bir tomar yeşil; felekten bir gece çalınır.
not : yerde bulunan parayı ciddiye alıp, çok hayal kurmayın, anlık harcayın. diğer türlü başınıza (nedense) daha çok masraf açılıyor. o anda kullanın gitsin.
eğer kendinizi bahtsız bir bedevi olarak görüyorsanız, yerde bulabileceğiniz 10 kuruş bile sizi havalara uçurur. şansınızın ogün için döndüğünü düşünürsünüz. bir saniye bile sürse kendinize piyango çıkmış gibi sevinebilirsiniz. tabii bulduğunuz paranın değeri fazlaysa, artık elinizi vicdanınıza koyarak, kalbinizi ve beyninizi dinlersiniz.
yerde bulunan para ile ilgili yapılabilecek birçok şey mevcuttur fakat ben bunu nasıl bir yatırım aracı yapabiliriz onu anlatayım:
-ilgili bankanın vadeli/vadesiz yerde bulunan para hesabı açılır(yerde bulunan para hesap açtıracak kadar olmuşsa yada düzenli oluşuyorsa)
-her ay bulunan para eksiksiz yatırılır
-bu arada işlek caddelerde yerler kuytu köşeler,bakkal fln tezgah altları, otobuste kenarlar,vapurlarda yerler köşeler dikkatle gözlemlenir( ee hasap açtık para lazım para)
-biriken para ortalama düzenli bulunan parayla birlikte 10-15 yıl sonra 2. el bmw alacak paraya ulaşmıştır.
-eğer bu durum bile yetmiyorsa part-time dilencilikle aradaki mesafe kapanabilmektedir.
-dikkat edin genelde kumsallarda ve belediye çöplüklerinde çok bozuk para çıkmaktadır(büyük hedefler için metal dedektörü,orta boy için basit inşaat gereçleri,küçükler için de el ve metale alerjisi olan insan yeterlidir)
şimdilik bu kadar.
hayata gülümseten anlardandır. sizi temin ediyorum ki istediğiniz kadar zengin olun, yerde bulduğunuz para ne kadar küçük olursa olsun size yaşattığı mutluluk kocamandır.
başıma geldi bugün bu.
yarın muğla ya gidiyorum, okula. gitmeden önce bir etrafı dolaşayım son kez, arkadaşlarla buluşurum belki diye evden çıktım. şehrin en kalabalık caddesinde yürüyorum nereye gittiğimi bilmeden. bir iş merkezinin önünden geçerken aklıma geldi;
burada burs veren bir vakıf vardı, gidip bir bakayım diye düşündüm. iş merkezinin içine girdim, ofislerine gitmek için merdivenlere doğru yönelirken yazıyı gördüm: burs başvuru formlarımız bitmiştir.
"üzülmeden" geri döndüm. kapının birkaç metre önünde gözüm bir şeye ilişti. "aha o ne lan bir deste para." hemen aldım yerden. o kadar kalabalık olmasına rağmen o yol kimse görmemişti parayı ya da hemen benden önce düşürmüştü biri, bana kısmet oldu görmek. saymadan elime aldım, tuttum. etrafa baktım kimse bir şey arıyor mu diye. yoktu. saydım paraları, onluklar halinde tam 90 lira. hepsi de gıcır gıcır. bankadan yeni alındığı belli. ne yapmam gerektiğini bilemedim. sonunda beklemeye karar verdim, kaybeden mutlaka geri döner diye. yaklaşık 20 dk bekledim ama kimse gelmedi. para miktarı da çok büyük değildi. gidip polise vermek de olmazdı. * 20 dakikadır elimde tuttuğum paraları bir kez daha sayıp cebime koydum. "okuyom ben yea" deyip yoluma devam ettim.*
benim için abesle iştigal bir hal almış durumdur. periyodik olarak bulduğum 5 liraları biriktirsen mevcut vasat bir vakfı kalkındırabilirdim diye düşünüyorum