Önce etrafa bir bakılır, para kaybetmenin verdiği heyecan ile ortalıkta dolaşan kimse yok ise para cebe atılır, yola devam edilir.
Önce bol acılı iki tantuni dürüm yenir. Ardından bir bardak demli çay içilir.
Sonra kadıköy e inilir. Mendil satan küçük çocuktan mendil alınır. Kucağında çocuk olan teyzeye bir lira verilir. Müzisyenlere biraz bozuk para atılır.
Cep telefonu vasıtası ile bir arkadaş aranır, neredesin denir, kadıköy e çağırılır.
Arkadaşı beklerken, bira ve midye tava eşliğinde sahildeki hatunlar seyredilir.
Arkadaş geldikten sonra sorulur; aç mısın?
Aç ise yemek ısmarlanır, tok ise devam edilir yola.
Maddiyat kontrol edildikten sonra bir bara oturulur, önce iki kadeh şarap söylenir, ardından iki daha ve ardından iki daha.
Kafa hafif sallanmaya başladığı zaman felsefe başlar. Bir otuz beşlik tekila söylenir ve ufak ufak vurulur. Tekila kana karışınca cepten bir miktar para çıkarılır ve ortam terk edilir.
Sahile giderken tekelden dört tane daha bira alınır. Midyecinin önünde durup, midye yerken muhabbet koyulaşır.
Artık bira bitmiştir, midyeler de bitmiştir. Para da yavaştan bitiyordur. Arkadaşa sorulur ; içelim mi?
Evet derse içilir, hayır derse devam edilir yola.
Son otobüsle eve dönülür, bir sigara yakılır, kafayı yastığa koyduğun gibi uyursun.