yeraltı

entry115 galeri20 video2
    40.
  1. bugün izleme fırsatı bulduğum zeki demirkubuz filmi.

    engin günaydın'ın oyunculuğuna lafım yok ancak hiçbir film (veya tiyatro oyunu) 2 saatten uzun sürmemeli diyenlerdenim.

    --spoiler--

    kendinizi fazla kaptırırsanız muharrem karakteriyle birlikte depresyona girebilmeniz kuvvetle muhtemel.

    --spoiler--

    edit: imla.
    1 ...
  2. 39.
  3. 38.
  4. eğer ağır entel değilseniz ve her sikimsonik sahneden ''abi burda çok deriğn bi anlam var aslında. adamın şu hali, bunu ifade ediyor'' gibi bir anlam çıkarmayacaksanız gitmeyin bu filme. vavien'i, üç maymun'u severek seyretmiş biri olarak bu filmden zerre zevk almadım.

    hani izliyorsun ve diyorsun ki ''yav aslında çok derin bi anlam mı var yoksa ben salak mıyım?'' ama değil. içi boş sahnelerle dolu, koca bir vakit kaybı. engin günaydın'ın oyunculuğu olmasaydı, hiç çekilmezdi. ki çekilmedi zaten de neyse.
    3 ...
  5. 37.
  6. yine zeki demirkubuz tarzı bir zeki demirkubuz filmi.
    0 ...
  7. 36.
  8. zeki demirkubuz yeni film yapmış, çabuk gidip izleyelim diye kuzenimi peşimden sürükleyip ankara "büyülü fener"de izlediğim, şahsen estetik ve sanatsal olarak tatmin olamadığım, meselesi yüzünden fazlada eleştirmek istemediğim filmdir. Tabi bu iyi film olduğu anlamına gelmez.

    zeki demirkubuz'un hakkında şöyle bir röportaj vermiştir:

    http://www.hayalperdesi.n...laklik-vaat-ediyorum.aspx

    filmle ilgili: http://www.hayalperdesi.n...stan-yeralti-notlari.aspx

    Ali Rıza Özkan'ın eleştirisi:

    --spoiler--
    Yeraltı filmi, Ankarada geçen bir hikaye. Çevresi ile uyumsuz bir ilişkisi olan Muharrem karakterinin varlığı/yokluğu ekseninde bir film. Dostoyevskiye atıf yapılmasaydı, kendi halinde, vasat bir film diyebilirdik. Ne karakterlerin geçmiş ve/veya geleceğine dair bir açılım, ne sinema estetiğine dair heyecan uyandıracak bir çalışma ve ne de izleyiciyi koltuğunda rahatsız edecek herhangi bir artistik kışkırtma sözkonusu, filmde.

    Bu durumda veya doğal olarak Dostoyevski bağlantısının peşine düşmek gerekir. Ancak, filmi izlediğimde bu şaka olmalı diye düşündüm. Çünkü, 17 yaşımda devrimci bir metin olduğunu düşünerek okumuş olsam da, Yeraltından Notlar ilk okuduğum Dostoyevski olarak hafızamda duruyordu ve izlediğim filmle herhangi bir alakası yoktu.

    Çernişevski'nin Nasıl Yapmalı romanına rakip olarak gösterilen, modernleşme adına ne varsa herşeye muhalefet eden, bilimsel akıl karşıtı, Nietzsche'nin tanımıyla isanın haçlanmasını kendi suçu olarak kabul edip kendisini cezalandıracak kadar iyi hristiyan, yani aşağılanmayı arsız bir zevk nesnesine dönüştüren pasif karakteri yerine, Engin Günaydın'ın harika oyunculuğunda hayat bulan, okul arkadaşlarına cezalar vermeyi kurgulayan, yüzlerine karşı küfürler savuran, evin hizmetçisine sevdalısına nasıl davranacağına dair akıl veren, saldırgan ve aktif Ankaralı Muharrem'i nasıl ve hangi çerçevede serbest uyarlama olarak kabul edecektik? Ben yaptım deyince, oluyor muydu?

    Film hakkında yazanların pek çoğunun Dostoyevski'nin eserini tanımadığı yazılarından anlaşılıyor. Yönetmenin serbest uyarlamaifadesi onlar için de, olayın savsaklanmasına vesile oluyor. Ancak, bu durum Zeki Demirkubuz'un filminin Dostoyevski'nin eseriyle herhangi bir bağının olmadığı gerçeğini değiştirmiyor. Araya konmuş, aşağılanma durumunu belirten iki replik de olayı kurtarmaya yetmiyor.

    Hayranı olduğunu her fırsatta belirten Demirkubuz'un geç romantik dönem yazarı olarak Dostoyevski'nin yazın kurgusunu, hikaye anlatma tarzını ve karakterlerinin yapısını bilmesi gerekir. Ana karakter ve yardımcı karakterler ayrımı yapmadığını, büyük felsefi sorunları karakterlerine yaşattığını ve insanlığın hikayesini anlattığını neredeyse her Dostoyevski seven okur bilir.

    Ancak, bu unsurları Yeraltı filminde göremiyoruz. Demirkubuz'un neredeyse anti-kahraman diyeceğimiz baş karakterinin yanındaki diğer rollerin hiçbirisi çalışılmamış, hatta öne çıkmaları yönetmen tarafından bilinçli olarak engellenmiş diyebiliriz. Aynı şekilde, kişisel bar tarih olmaktan öteye gidemeyen hikayenin önümüze koyduğu herhangi felsefi bir sorun da yok. Tersine, Demirkubuz'un postmodernizmin mesaj yok kaygısından muzdarip olduğunu söylemek, daha doğru bir tanımlama olacaktır.

    Fyodor Dostoyevski modern yazın sanatının yolunu açmış, sanat üretimini biçimlendirmiş bir büyük ozan. iki cümle ile sanatçıyı anlatmay iddiasını taşımak yüzbinlerce sayfalık Dostoyevski incelemelerine emek verenlere hakaret olurdu. Ancak, dünyanın en önemli Dostoyevski araştırmacılarından birisi olarak kabul edilen Michail Bakhtin'in yaklaşık yüz yıl önce yaptığı tespitleri kaynak olarak kullanabiliriz. Buna göre, Dostoyevski yazın sanatına polifonik yapıyı getiren kişidir. Bakhtin çoksesli tanımı ile, karakterlerin hikayede eşit ağırlığa yakın yer almalarını, yazarın bunlardan herhangi birisini sevmemesini kasteder. Romanda çokseslilik, hikayenin kendisine odaklanmayı olanaklı kılar.

    Dostoyevski'nin sanatını öncelikle ideolojik duruş belirler. Yazar, büyük sosyal ve kültürel çalkantıların beşiği haline gelmiş Avrupa'ya Rus karakterleri ve hikayeleriyle cevap verir, adeta. Sadece Yeraltından Notlar değil, Dostoyevski'nin tüm eserlerinde dünya görüşü olmayan karakteri yoktur, neredeyse. Karakterlerini güçlü ve evrensel yapan da onların dünya, insanlık ve gelecek hakkında sahip oldukları fikirleridir.

    Zeki Demirkubuz'un karakterlerinde ise, Dostoyevski'nin, ama özel olarak da Yeraltından Notlar öyküsünün karakterleriyle benzeşik bir yanı yok. Fikirsiz, hatta fikir hırsızı arkadaşlar, kiminle yatacağına nasıl karar vereceği dahi belli olmayan kadınlar ve en önemlisi, gerici, kaybolan eskiyen bir dünyanın değerlerine aşırı bağlı karakter yerine, doğruluğu aktif olarak savunmaktan çekinmeyen, dürüstlük/yalakalık ekseninde ahlaksal merkezi temsil eden Engin Günaydın. Sanırım, Dostoyevski Dostoyevski olalı böyle bir yanlış okuma kurbanı olmamıştır.

    kaynak: http://www.tersninja.com/...ren-filmler-13-nisan-2012
    --spoiler--

    yeraltından notlar: (#13452806)
    1 ...
  9. 35.
  10. memur hayatını da konu alan filmdir.
    zeki demirkubuz filmleri genelde izleyicisini kesinlikle filme odak tutmalı eğer tutmadıysa ilk yarıda çıkılmalıdır. hatta filme demirin kubuza bağlandığı gibi de bağlanmalıdır. elbette psikolojik ve aslında; dünyaya pek bir yararı olmayan insanların hayatını konu alıyor çok kez yönetmen.

    --spoiler--
    engin patatesi mi mikiyor?
    --spoiler--
    0 ...
  11. 34.
  12. zeki demirkubuz filmleri farklı oldugu için çok kişinin son anlara kadar sindirip izleyemecegi bir film. şahsen ilk yarısı çok güzel geçti benim için. ikinci kısımda o ruhsal bunalımı güzel anlatmış ama biraz daha mı farklılık olsa diye kendime soruyorum. sonucunda anlamlı ve güzel film. filmin ortasında çıkıp gidip uflayanlara ise bilmedigin filme gelme ve titanik filminde kung fu bulamayan adam tribine girme demek istiyorum.
    4 ...
  13. 33.
  14. bugün gittiğim sinema salonunda, kendime kolayca bilet bulduğum, salondaki boşluğun beni şaşırttığı zeki demirkubuz filmi. muharrem karakteri ile ankara bu kadar birbirine yakın olur. memur olarak devlet dairesinde çalışan, can sıkıntısından aylak aylak gezen engin günaydın ve kasvetli ankara. izleyin izlettirin bu filmi.
    1 ...
  15. 32.
  16. Bir zeki demirkubuz hayranı olarak bir kez daha hayran olduğum yönetmenin son filmi. engin günaydın muharrem karakterini öyle güzel oynamış ki bir başına kalmak, yalnızlığın insanı ne kadar korkutan ve ne kadar acıtan birşey olduğunu anlamak, ancak onun gibi bir oyuncu ile olurdu. bence çok derin ve çok mükemmel bir uyarlama olmuş keyifle izledim üstelik minnacık bir salonda yer bulamayıp sandalyede izledim daha çok kopya ile daha çok salonda gösterilmesi dileği ile birde unutmadan not düşeyim 2012 yilinin en iyi filmi budur.
    1 ...
  17. 31.
  18. istanbul film festivali'nde en iyi kurgu, en iyi görüntü, en iyi yönetmen, en iyi erkek oyuncu ve radikal halk ödülünü almış olan zeki demirkubuz filmi.
    2 ...
  19. 30.
  20. hafta içi kesin gideceğim filmdir. deneysel bir çalışma gibi. aynı zamanda karakter oyunculuğu izleyeceğiz bol bol.
    0 ...
  21. 29.
  22. --spoiler--
    dostoyevski uyarlaması demirkubuz filmi.
    --spoiler--

    istanbul film festivalin de en iyi yönetmen ödülünü getirmiştir .
    0 ...
  23. 28.
  24. insanı nasıl korkutuyor bir başınalık karşısında, nasıl nasıl öyle nasıl...

    --spoiler--
    dostoyevski uyarlaması demirkubuz filmi.
    --spoiler--
    0 ...
  25. 27.
  26. nuri bilge ile samimi bir pozu yayınlanırsa ancak dedikodu son bulabilir. öyle gönderme yapılmış demekle geçiştirilecek bir şey değil. direkt hedef almış nuri bilge ceylan'ı. umarım bu polemik filmin önüne geçmez. zaten 21 salonda gösterime girdi. türk sinemasında az yapılan sağlam öykülü psikolojik bir film. ana konu bence yalnızlık ve gerçeklik. zeki demizkubuz'un eski filmlerine nazaran daha az diyalog ve daha fazla ışık var. yine müzik yok. gölge oyunları, yaya geçidi ve yemek sahnesi kusursuzdu. yavaş akan, psikolojik ve hayatın sesleri olan filmlerden hoşlanmayanlar gitmesin.
    not : film kitap birebir kitap uyarlaması değil. esinlenilmiş yada oradaki gerçeklik duygusunu işlemiş.
    0 ...
  27. 26.
  28. fetih aylar geçmesine rağmen vizyonda, sitkom dizilerinden devşirme komedi filmleri 2şer 3er salonda iken bu filmin sadece 3 şehir de vizyona girmesi türk sineması adına her şeyi açıklıyor. tabiki de para kazanmak önemli fakat türk sineması'nın bir dili olması isteniyorsa bu filmin pazarlamasına bir çözüm getirilmek zorunda. tamam her festival filmi 50 60 kopya satılsın demiyorum ama zeki demirkubuz gibi kendisini ispat etmiş türk sineması'nın en başarılı, referansları ortada bir yönetmenin filmi sadece 3 şehirde vizyona giriyorsa bu işte bir yanlışlık var demektir.
    1 ...
  29. 25.
  30. zeki demirkubuzun yönettiği dostoyevskinin yeraltından notlar adlı eserinden uyarlanan film. bugün vizyona girmiş. merakla bekliyoruz.
    0 ...
  31. 24.
  32. Bugün gösterime giren, dün istanbul film festivali kapsamında galası yapılan film.

    --spoiler--
    hayattan kopmuş, hayatı bitmiş bir adamın hikayesi bu. Yetenekli ama yeteneğini kullanmıyor. Yeteneği varmış gibi gösteren sahtekar arkadaşına tepki veremeyecek kadar korkuyor. iyi olmak istiyor ama olamıyor. Hep bir mucizenin olmasını bekliyor ama olmuyor işte. Sapıtıyor kafayı yiyiyor.

    Evet içinizi sonuna kadar karartıyor film, hayattan soğutuyor demek ki başarılı.

    Film muhteşem bir yemek masası sahnesine sahip. Bu sahneyi izlerken ustalıkla yazılmış bir roman okuyor hissine kapıldım. Bu sahne 2 saat sürseydi hatta film sadece bu sahneden oluşsaydı da yine gözümü kırpmadan izlerdim.

    Filmle ilgili en kötü şey ise sarp apak'ın hiçbir repliği olmamasına ve sarp filmde 1 dk bile görünmemesine rağmen afişte isminin olması. Hakikaten saçmalığın daniskası olmuş.
    --spoiler--
    3 ...
  33. 23.
  34. uzun süredir merakla beklediğim ama maalesef çok şaşırtıcı bir şekilde eskişehir'de vizyona girmeyen bir zeki demirkubuz filmi. eskişehir'de vizyona sokulmaması da nasıl bir mantıktır hiç anlamış değilim. çünkü şöyle bir şey var ki, eskişehir'de merakla bu filmi bekleyen insanlar çoktan isyan bayrağını çekmiş durumda.
    0 ...
  35. 22.
  36. 21.
  37. Bir zeki demirkubuz filmidir. Baştan sona engin günaydın döktürmektedir.
    1 ...
  38. 20.
  39. 13 nisan cuma günü vizyona girecek film.
    heycanla bekliyoruz.
    0 ...
  40. 19.
  41. --spoiler--
    filmde, nefret ettiği eski arkadaşlarının akşam yemeğine kendisini zorla davet ettiren muharrem'in ego gösterileri sonucu eski defterlerin açılması ile utanç dolu heseplaşmalarla karşı karşıya kalması konu edilmektedir.
    --spoiler--
    0 ...
  42. 18.
  43. dostoyevski uyarlaması demirkubuz filmi.acaba kitaptaki gibi iç seslere da yer verip meryeceği merak konusu olmuştur.

    ayrıca yalan dünya dizisinde de bol bol yönetmenin isminin zikredilmesi filmin gişesine etki edecek mi? göreceğiz.
    0 ...
  44. 17.
  45. fırından çıkmasını beklediğimiz, fragmanıyla ağzımızı iyice sulandıran film. çok heyecanlıyım.
    0 ...
  46. 16.
  47. fragmanın yayınlanışı ile sabırsızlık ile beklenilenlerden olmuştur.
    1 ...
© 2025 uludağ sözlük