yeraltı

    112.
  1. engin günaydın'ın tek başına sırtladığı film. Ses tonu ve oyunculuğu muazzam. Ayağını ayağının üzerine koyup, "alayınız böylesiniz olum işte, biraz bi gururunuz okşandığı zaman hemen hizaya geçiyorsunuz" dediği sahne çok güzel. Yemek masasındaki tiradı da şahane https://galeri.uludagsozluk.com/r/1694791/+
    7 ...
  2. 104.
  3. 95.
  4. Gecenin bu saatinde tv de gosterilen film. yalan dünyadaki nadir gerçek insanların asagilik komplekslere sahip olduklarini inkar etmediklerini yüze vuran film. Ekşi ye girdim yorumları okumaya nasıl kasmiş millet. Filmi cok begendim beni yansitiyor ama sinemasal izdüşümü bla bla elestirileri yok efendim bin tane yönetmen soyleyip cekim teknigini elestiren uzman tv den nasil yonetmen olunur arastirmacilari. Filmi izledin biraz gercek ol orospu cocugu. Dimi abi yanlis miyim
    5 ...
  5. 100.
  6. --spoiler--
    Dünyanın en aşağılık düzeni tam karşımdaydı. Artık dayanamıyordum. Yüzlerine bile bakmadan hemen kalkıp gitmek istedim.
    --spoiler--

    https://galeri.uludagsozluk.com/r/1148979/+
    5 ...
  7. 102.
  8. 2012 yapımı Zeki Demirkubuz filmi.

    filmi yaparken Dostoyevski'den esinlemiş.başkahranımız muharrem'iN RUH HALiYLE BÜTÜNLEŞEN fonunda ankara var.iç sesi çok konuşan bir adamın öyküsü.

    “Ben kötü biri değilim. Ne aksi bir adamım ne de uysal biriyim. Ne alçağın biriyim ne de namuslu, ne onurlu biriyim ne de kahramanım. Ne de bir korkak. Ben hiçbir şey olamadım. Şimdi köşeme çekilmişim.”
    4 ...
  9. 47.
  10. engin günaydın'ın oynadığı zeki demirkubuz filmi, film dostoyevski nin yer altından notlar kitabından devşirmedir.

    bir de ekşici piçlerin tarzında bir yorum gireyim de espri olsun;

    kitabının hem ingilizcesini, hem rusçasını okumuş hem de dostoyevskiyle birebir tanışmış, ayrıca filmin galasına da gidip orada da zeki demirkubuz ve engin günaydınla muhabbet etme fırsatı yakalamış birisi olarak, kitabı kadar mükemmel duygular hissettirmese de çok güzel film.

    siktiğim malları yaaa.
    4 ...
  11. 108.
  12. Zeki demirkubuzun 2012 yapımı dosto uyarlamalarından biri olan film.
    Başrolde engin günaydın var ve insanüstü bir performans sergilemiş.

    Film histerik bozukluğu olan muharremin ayrıksı yaşamını ele alıyor.
    Mesele muharremin alışılmışa,değerleştirilmişe ve kendi değerleriyle bağdaşmayana karşı çıkışıdır. Bir benlik mücadelesidir bir bakıma.
    Değişmek ister ama yapamaz her seferinde o yüksek kattaki evinden yeraltına döner.
    Filmin sonunda da kendisinin dediği gibi acı yükselir yükselir ve zayıflamaya başlayarak yok olur o artık böyledir ve bunu kabullenmesi gerekir aslında artık böyle olmayı kendisi seçmiştir.
    4 ...
  13. 50.
  14. zeki demirkubuz'un 9. filmi. * kıskanmak, bir dönem filmiydi. ve açıkçası çokta yeterli bir film değildi. beklentiler tam manasıyla karşılanmamıştı. o filme nazaran daha derinlikli, insanın iç dünyasının gelgitlerine, çelişkilerine yönelik bir film yeraltı. serbest bir uyarlama!

    muharrem karakteri, vavien 'de hayli iyi iş çıkarmış engin günaydın ' ın gene kendisini aştığı bir role denk düşüyor. muharrem 'in hizmetçi türkanla, arkadaş grubuyla ve toplumca öteki ilan edilmesi muhtemel kadınla yaşadıkları filmi çevreliyor. muharremin türkan 'la ilişkisinde sazı daha çok muharrem eline alırken, arkadaş çevresinde muharrem istemese de daha pasif rolde. her izleyenin dikkatini çekmesi muhtemel bir masa sahnesi var. yemekte kendince maddelemeler yapan muharrem insanın karanlık doğasına nice vurgulamalar yaparken aynı zamanda insanın ne denli karmaşık bir canlı olduğunu da resimliyor. söylemek istenenler ve söylenemeyenler, hayaller ile ütopyalar birbirine girip çıktıkça demirkubuz sinemasını alttan alta trier tadında insanın doğasında var olan kötülük, gurur- kibir, alçak gönüllülük gibi argümanlara yaslıyoruz. film içinde gene film anlatımı göze çarparken belgesel eşliğinde muharremin takıntılarına, yalnızlık sendromlarına da gidiyoruz. insan, sosyalleşmek isterken aslında derin bir yalnızlıkta istiyordur. ben birçok sinemacının kurmadığını düşündüğüm bir ilişki çerçevesinde bu film de bir dogville ruh hali sezdim, beğendim. tabii o kadar keskin değil belki ama kendince dost dosta açıkça hatalarını, yanlışlarını söyleyebilen insan olmalı öngörüsü aynı zamanda egosal sınırsızlıkların dibine vururken kişinin kendisiyle hesaplaşmaları, etrafındaki insanları kaybetme güdüsü gibi konulara da yelken açıyor.

    işin egosal sivrilikler ve sınırlar boyutunda çok aleni bir şekilde sözde aydın profili betimlenirken gayet yüzeysel takılmış demirkubuz. bu göze sokma tavrı açıkça kişileri hedef alma olurken bir hazımsızlık bir nevi benim sinemamdan neden övgü dolu söylemlerle bahsedilmiyor neden ben ödüllere uzanmıyorum da başkaları uzanıyor tadında gayet çocukça serzenişte bulunur gibi yerlere uzanmış ki çok tehlikeli bir viraja girilmiş. rahatsızlık veren bir egosal hazımsızlık yansımış filme. bunlardan filmi beğenip beğenmediğim anlaşılmasın. yalnız bu aleniyet dili sinemasına bir şey katar mı üstadın orası meçhul.

    film, anton pavloviç çehov 'un memurun ölümü 'nü okurken ki gibi karnıma ağrılar sapladı. rahatsız etti muharrem karakterinin iç dünyası. film gayet klişe beğendim, beğenmedim nidalarından çok farklı bir yerde oldu benim için. engin günaydın 'la çok başarılı yansıtılan halet-i ruhiye zaman zaman egosal dışavuruma ulaşmış ki o kısımlarda yavanlaşmış.

    yeraltı, türk sineması için felsefik ve psikolojik göndermeleriyle kazanç. fakat egosal göndermelerin haddini aşan tutumu da filmin eksisi. ve olmazı hatta belki de çıkmazı.

    kıskanmak'tan sonra kısmen tatmin olduğum bir çalışma diyeyim ben. artıları da, eksileri içindedir. garip bir hazla sindire sindire tüketilmelidir.

    10 üzerinden 7,5!

    edit: 8. filmi yazmışım bu 9 oldu. üstatın tüm filmlerini arşivlemiş ve hatmetmiş bir zat olarak hatamı düzelteyim. kimse uyarmadan hallettik işimizi.. artık çıkabilirim sözlükten gönül rahatlığıyla. al, bi muharrem hüsn-ü kuruntusu daha!
    3 ...
  15. 83.
  16. Yalnızlık,ego,yalakalık gibi temalara sahip bir film Yeraltı.Filmin esinlenildiği kitabı okumadım o yüzden kitapla ilgili yorum yapma şansım yok ama filme gelirsek açıkçası ağır bir film olmasına rağmen sonları hariç ben izlerken bir an bile sıkılmadım hatta filmi izlerken Muharrem'in etrafındaki karakterler yüzünden sinir oldum küfür etmemek için kendimi zor tuttum çünkü bu tür karakterler az çok benim çevremde de vardı bir zamanlar ve ben de zaman zaman Muharrem'in durumuna düşüyordum özellikle yemek sahnesi bana daha önce hissetim hisleri hatırlamama sebep oldu.Film orta halli memur Muharrem'in yalaka,egolu,karaktersiz insalarla ve kendisiyle olan savaşını anlatıyor diyebilirim.Filmi izlerken Muharrem'i kendimi yakın hissetiğim için Muharrem'in neler hissetiğini de açıkçası daha kolay kavrayabildim bu yüzden filmden de daha farklı bir tat aldım.Ele aldığı konular gerçekten derin ve sinir bozucu fakat filmin zaman zaman kısır döngüye girdiğini zaman zaman da gereğinden fazla uzatılan sahnelerin olduğunu da söylemeliyim en azından on dakika kadar daha kısa olabilirmiş film.Yemek sahnesi hem gerçekçi hem de gerçekte olduğu gibi sinir bozucu,Türkan'ın ise hemen Muharrem'e olan tavırlarının değiştiği sahne ise beni çileden çıkarttı diyebilirim,insanların hemen nasıl tavırlarının ve davranışlarının değişebildiğini gösteren çok iyi bir sahne.Oyunculuklar oldukça iyi zaten Engin Günaydın komedi de olduğu gibi dramı da ne kadar iyi yapabildiğini göstermiş bu filmde.içerik olarak beğensem de filmin kurgusunu pek beğenmedim.Ankara'nın kasvetli havası da filme yakışmış.Filmin sonu beni tatmin etmedi.Son olarak ben filmi beğendim,hayatın içindeki çirkinlikleri yansıtan başarılı bir psikolojik dram filmi; içeriği derin ve hayata dair çıkarımlar yapan filmleri seviyorsanız tavsiye ederim.

    7/10
    4 ...
  17. 9.
  18. zeki demirkubuz'un dostoyevski'nin yeraltından notlar adlı eserinden esinlenerek çekmekte olduğu son filmi. kadroda engin günaydın, sırrı süreyya önder, sarp apak, ufuk bayraktar gibi isimler yer almakta.
    3 ...
© 2025 uludağ sözlük