underground literature adı altında geliştirilmiş ve karşıt kültür edebiyatı şeklinde görünen sistem eleştrisi içeren kitaplar türkiyede yeraltı edebiyatı akımı adı altında listeleniyor.terminolojik olarak bakarsak kelime grubu yayınevinden yüz üstüne çıkmayan veya yasaklı dönemlerde el altından basılan kitapları temsil ediyor. populer kültüre eleştri olarak doğan populer eleştri kurgusallığı yerin altını üstüne getiren klasikler olarak adlandırılabilir benim gözümde.
ayrıntı yayınlarının bastığı eserler yeraltı edebiyatı serisi diye geçer ve hakkını vermek gerekir ki hepsini okuyamasam da yarısını okumuş biri olarak diyebilirim ki ayrıntı yayınları kitapları bir kült olarak yeraltı edebiyatı (ama gerçek anlamında değil yan anlamda ) olarak nitelendirilebilir.daha sıkıldığım bir eseri olmadı. bilimsel serilerden sonra gelen felsefi kurgu macerama aralıksız devam ediyorum.
sonuç olarak benim düşüncem terminolojik kullanımın her alanda hassas olarak değerlendirilmesinin yanında , bazı kullanımların gerçek anlama yan anlamlar katabileceği ve yanlış olarak değerlendirilmek yerine yan kült olarak değerlendirilmesi yönündedir.
kitap ve yazarlarla dili anlaşılabilir kılma amacıyla örneklendirme yoluna gidersek , savaş zamanı rus fransız yazarlarının , fanzinlerin yeraltı edebiyatı kelimesini gerçek anlamda yansıttığını söyleriz. popüler kültürde sistem eleştrisi olarak yan anlamda kullanılan kitaplar ve yazarlar için
çok güzel kitaplarını okuduğum uykusuz gecelerimin faili mechulleridirler. öyle ki bunları okuyup 2 saat uykuyla işe gittiğim günlerde uyuduğum 2 saatte o kadar çok rüya görürüm ki ( bu gece olacağı gibi ) sabah kalktığımda 8 saat uykunun sağ lobdaki yansımaları vardır.
karmama sokaktaki adam yazan bu edebiyatın yansımaları mı acaba diye düşündüren bir sorunsaldır ayrıca.çok değerlidir aslında kitapların çoğunda karakterler sokaktaki adamın huzurunu ararlar. ironik bir karma ...
karşı görüş olarak bilinse de edebiyatın içinde yer alır yani edebiyattan bağımsız ayrı bir katagori, tür değildir. bu yüzden "yeraltı edebiyatı" denmesi doğrudur.
underground literature dediğimiz edebiyatın konusu-bahsettiği şeyler toplumun genelince hoş karşılanmaz. kitabın esas oğlanı esas kızı anti-kahramandır. rahatsız edici, bazen yoğun şiddet ya da cinsellik içeren söylemleri vardır. ki hayatın gerçekleri, esasıdır bunlar. el altından dağıtılır-okunur. ki misal dostoyevski yeraltından notlar ilk zamanlarda bu kategoridedir. ya da tutunamayanlar- oğuz atay. fakat sonraları klasikleşmiş, popülerleşmişlerdir ki tam karşısında durur yeraltı edebiyatı popülaritenin.
ayrıntı yayınlarının yeraltı edebiyatı serisi kitaplarının bir kısmını okudum. çok da sağolsunlar okumamızı sağladılar ama çok yerinde bir kullanım olduğunu düşünmüyorum yeraltı edebiyatı söyleminin. bir pazarlama tekniği bu da. sistem her şekilde kendileştiriyor bazı şeyleri. karşısında görünse de popülaritenin bir fight club dediğin on the road, requem for a dream dediğin popülerin allahı kaç yıldır.
iki şişe viskiye ıngvar ambjörnsen'in telif hakkını verdiği kitabı adamlar 22 liraya kakalıyor. kitapları para güzellik bunlar boktan şeyler diye bağıran chuck palahniuk bloğunda "fight club'ın yeni t-shirtü çıktı hala sende yok mu sadece bıdıbıdı dolar" diye reklam veriyor. underground poetix ki güya yeraltı dergisi 15-20 lira.
komünistlik parayı bulana kadar derler ya bunlarınki de o hesap.
ben kafama sıçayım ki beyaz zencilere 22 lira verdim zamanında.