"yer çekimine inanmıyorum ama bir çekim var" diyen kişi de olabilir. bu kişiler genelde atmosferin yer küreye yakın olan tabakalarında bulutların arasında yaşarlar. herhangi bir tehlike durumunda "ehehe ben zaten inanıyordum ki" diyerekten dünyaya geri dönerler. sadece yer çekimine inanmayanlar orta katmanda süzülürken, hiçbir çekime inanmayanlar ise çoğunlukla uzayın sonsuz karanlığında yitip gidenlerdir.
yer çekimi yoktur para her şeyi çeker, para bulunmadan öncede yer çekimi yokmuş zaten. ay da para yok ama nasıl gökmenler zıplaya zıplaya gidiyor sorusunu duyar gibiyim, cevabı basit git bir çalışana ayda ne kadar para alıyorsun de sana neler anlatır, aldığı paranın azlığından sana dert yanar yaa yaa.
aslinda yer cekimi diye bir sey yok efendim. newton dötünden uydurmus. ona bakarsaniz ayda da yer cekimi yok. hatta suyun kaldirma kuvveti de yok. anlamadigim tek sey osurdukca neden ucamiyoruz? onu cözemedim.
kuvantum fiziğine inanmıyorum demek gibi abes bir şeydir ama aslında yerçekimi göreceli bir kavramdır, ayda beş dünyada onbeştir. (bkz: arabada beş evde onbeş)
(bkz: iyi aferin)
cunku newtonun aklina butun elmalarin dusmedigi gelmemistir. "keske yasasaydi da gorseydi su idealist insan tezini" dedirten tanim. *
iki ayda 300 e yakın kişinin öldüğü virüs için "domuz gribine inanmıyorum" derken diğer yandan elini öptürenlerin siyasi parti lideri olabilip, başbakanlık hayali kurduğu ülkede yerinde bir tespittir.