benim de dahil olduğum, sayılarının tahmin ettiğiminden çok daha fazla olmasını ümit ettiğim şanssız insanlar. gittikleri bir yeri, ikinci, üçüncü, dördüncü.. neyse işte kaç kere aynı yere gitmiş olursa olsunlar bulamazlar. geç kalırsın, nerdesin diye ararlar, haydaaa nerdeyim cidden?? anlatamazsın nerde olduğunu. ankaralı olmayan arkadaşların sana hayret eder, bu kadar düz bir şehir nasıl karıştırılır, derler. durumun yaşadığın yerle ilgisi yoktur, anlatamazsın. adres sormaya kalkarlar; ben buranın yabancısıyım deyip kaçarsın. psikiyatrist cem mumcu anlatmıştı, yirmi yıldır oturduğum evi taksiciye tarif edemiyorum diye. ayrıca, araba kullanmaması için ikna etmeye çalışırlar bu insanları, çok ayıptır, yapılmamalıdır.
ileri derecede yüksek haykümün işe yaramadığı nadir olaylardan.
Yer yön duygum sıfır. Hatta eksi bin. Kendi evim ve Anıtkabir dışında gözüm kapalı gideceğim hiçbir yer yok şu hayatta.
Aynı yere milyon defa gideyim, üç gün sonra unutuyorum.
Geçen yıl seramiğe merak sardım, arkadaşımla birlikte seramik kursuna yazıldık. NedEn arkadaş olduğumuzu o an anladım. Bir yıl içerisinde en az 40 kez kursa gittik. Birinde bile ara sokaklara sapmadan direkt atölyeye varamadık.
Acaba Bilal Erdoğan'ın kardeşi miyim? ikimizin zekâsı üstüne tanımıyorum.
Kesinlikle içerisinde bulunduğum ve bundan çok şikayetçi olduğum insan grubudur.
Bir yüzü, bir sesi asla unutmam; bir cümlenin hangi kitabın hangi sayfasında olduğunu dahi hatırladığım olur; diyalogları ve nesneleri tamı tamına aklımda tutarım ama yeni taşındığım bir evi dahi bulmaktan acizimdir.
Hatta uzun süre yaşadığım bir yere uzak bir konumdan dahi gidemem. Haritalandırma ve yön bulma yetim sıfırın da altındadır.
Üniversite ev arkadaşımı arayıp beni almasını söyledim kaç kere dışarıdayken.
efendim bu insanlardan pek çok vardır. bir yer tarif etmelerini istersiniz tarif edemezler, nerdeyiz biz ? dersiniz onuda bilmezler böyle insanlardırlar.
kendilerine "saat yönünün tersine dön şimdi" dediğiniz anda error verip sağın ve solun ne taraf olduğunu düşünüşleriyle bilinirler. neyse ki ben de böyle bir problem yok. benim problemim ezber ve dört işlem. neyse ki parmakla sayabiliyoruz.
+debriyaja bas yavaş yavaş gaza basıp debriyajdan ayağını çek
-...(vınnn vınnnn)
+yavaş yavaş dedim lan yavaş
-tamam baba yaa ne bağırıyon
+dön şimdi şurdan sağa
-...
+sağa dedim lan sağa dedim orası ters yol
-sağa döndüm zaten baba yaa
+sola dön o zaman eşşek herif..
-...
çoğu zaman 15 dk. da gittikleri yerleri bazen 45 dk. dolana dolana arayarak bulurlar. altıncı hisleri de gelişmiştir bunların çünkü yolu ezbere bilmeyip hislerine göre şurdan döneyim, dümdüz gideyim diyerek bulurlar. birde bir yolu öğrendiler mi riske girmemek için o yoldan daha kısa bir yol olsa bile hep o yolu kullanırlar bıkmadan.
amerikan yapımı filmlerde geçen "..18 derece kuzeydoğu yönünde ilerliyor.." şeklindeki replikleri salya akıtma düzeyinde takip eden yurdum insanıdır(ben dahil).
bir de elinde haritayla gezen bisikletli turistlere aynı edayla bakarız.
bana versen haritayı; yukarısı kuzey aşağısı günel sağ elim doğu sol elim batı.