Lanet olsun ki onlardan biriyim. Yarım saattir park ettiğim arabayı arıyorum. Üstelik 5 dakkalik bi mesafe uzaklaşmıştım. Şu an hala bulabilecegime dair bi umut yok.
bundan 5000 yıl önce yaşasaydılar muhtemelen hepsi ölüp gidecek insanlardır. insan evriminde özellikle de erkek cinsinde yer bulma-yön tayin etme yeteneğinin büyük bir önemi vardır, ya da modern zamanlara kadar vardı diyelim.
e artık her şey kolay, aç google maps'i tamam bitti iş. öyle havayı kokla, yıldızlara bak vs gibi atraksiyonlara gerek kalmıyor tabi.
ileri derecede yüksek haykümün işe yaramadığı nadir olaylardan.
Yer yön duygum sıfır. Hatta eksi bin. Kendi evim ve Anıtkabir dışında gözüm kapalı gideceğim hiçbir yer yok şu hayatta.
Aynı yere milyon defa gideyim, üç gün sonra unutuyorum.
Geçen yıl seramiğe merak sardım, arkadaşımla birlikte seramik kursuna yazıldık. NedEn arkadaş olduğumuzu o an anladım. Bir yıl içerisinde en az 40 kez kursa gittik. Birinde bile ara sokaklara sapmadan direkt atölyeye varamadık.
Acaba Bilal Erdoğan'ın kardeşi miyim? ikimizin zekâsı üstüne tanımıyorum.
Kesinlikle içerisinde bulunduğum ve bundan çok şikayetçi olduğum insan grubudur.
Bir yüzü, bir sesi asla unutmam; bir cümlenin hangi kitabın hangi sayfasında olduğunu dahi hatırladığım olur; diyalogları ve nesneleri tamı tamına aklımda tutarım ama yeni taşındığım bir evi dahi bulmaktan acizimdir.
Hatta uzun süre yaşadığım bir yere uzak bir konumdan dahi gidemem. Haritalandırma ve yön bulma yetim sıfırın da altındadır.
Üniversite ev arkadaşımı arayıp beni almasını söyledim kaç kere dışarıdayken.
kendilerine "saat yönünün tersine dön şimdi" dediğiniz anda error verip sağın ve solun ne taraf olduğunu düşünüşleriyle bilinirler. neyse ki ben de böyle bir problem yok. benim problemim ezber ve dört işlem. neyse ki parmakla sayabiliyoruz.
Filmlerde adam telsizden bağırır saat 3 yönünde düşman var johnny der. Adam da mal gibi etrafa ateş eder. Kulaklıktan gene bağırır eleman johnny 3 yönü diyorum duymuyor musun.
Benim. Bir keresinde sınava gittiğim okuldan dönerken yürümek istedim. Geldiğim yoldan dönemedim. Ağlaya zırlaya saçma sapan mahallelerden geçtim. Telefonumun da şarjı bitmişti.
4 saat yürüdüm boş boş.
Bombok bir özellik.
Hayat onlara pek de kolay değildir.
Kankalarına da.
Yahu insan, bir avuç yerde kaybolur mu, nerdeyse her gün katettiği yolda apışıp kalır mı?
Bir de, ya ben çok salağım yeaaaa diye hayıflanıp güldürür mü?
yer yön duygum olmadığı gibi bakar körüm ve miyopum.
yıllardır yaşadığım yerde asla tarif edilen yeri bulamam hiçbir yeri de tarif edemem. hayatım kaybolmak üzerine kurulu.
kardeşimi, arkadaşlarımı navigasyon olarak kullanırım o da işe yaramayınca babamı gel beni al diye arayıp bulunduğum yeri tarif edemem ve ağlamaya başlarım.
onları üzmeyin.
kaç kere evi bulamadığımı anlatamam, utanırım çünkü. sanki oraların yabancısıymışım gibi evin yakınında bildiğim yerleri sordum insanlara nasıl gidebilirim diye. yüz yıldır da aynı yerde oturuyoruz...