sinir katsayısının yükselmesine neden olan bir durumdur. öğrencisin paran yok, beklemişsin gençturkcell için 2. bileti bedavaya getireyim diye perşembe'yi pazartesi'ni zaten mısır *alamamışsın paran yok, çikolata *alamamışsın paran yok. bir de sanki sen yerini bulamıyomuşsun gibi eleman gelir "bahşiş" der. ulan y.rağım sen bahşiş demeyeceksin, seninki haraç! bahşiş istemeden verilene denir. işte böyle bir durumda zaten paran yoktur olsada azdır, üstüne bir de arkadaşına rezil olursun. kendilerine benim gibi asla para vermeyecek olanlar vardır çünkü sen zaten o görevin karşılığı para alıyorsun, "ben bahşişten kazanıyorum" diyorsanda bsg birader anlaşmayı benlemi yaptın? diye sorarlar adama.
adettendir. lakin son yıllarda modernleşen sinema salonlarında yeni neslin bu adete uymadığını esefle gözlemlemekteyim. tamam sinemaya gidiyoruz. iyi hoş, para veriyoruz tabiiki yer gösteilecek. bu işletmecinin vazifesi. yanlız işte memleketimizde ticarette uygulanan kayserili zihniyeti yer gösterici parasını bir şekilde bedavaya getirip daha fazla kar etme amacı gütmekte. sadece yer gösterme değil, bu adamlara salonun temizliğini de yaptırmaktadır bu işletmeler. bahşiş vermekten imtina ettiğimiz bu insanlar, salt bizim bahşedeceğimiz paralarla evlerine ekmek götürüp, çoluk çocuğunun geçimlerini sağlamaktalar.
evet para veriyorsunuz. haklısınız. ama biraz da bahşiş. az veren candan, çok veren maldan...