sir isaac newton'un ünlü yerçekimi yasası formülü. dokuz işaretten oluşan bu formül, insan aklının becerebildiği en büyük genelleme olarak adlandırılıyor. aristo'dan başlayıp nicolaus copernicus'ten geçen, galilei galileo'dan archimedes'e kadar, oradan da rene descartes'a bir sürü akıllı adamın üstünde düşündüğü bir olguyu sir isaac newton 1687 yılında inanılmaz güzellikte bir basitliğe indirgeyerek bir tek formül haline getirecektir.
richard feynman yaklaşık üç yüzyıl önce düşünülen bu denklem üstüne, onun tarihi ve bulunuş metodu, keşfedilme yöntemi, nitelikleri üstüne zamanımızda konuşmak tümüyle modern bir girişim olacaktır diyor. üstelik zaten bu harikulade ve basit doğa yasasını görüp anladığımız için ne kadar akıllı olduğumuzu düşünüp kendimizi beğenmek de gerekmez; yasayı izleyen doğanın aklıdır zaten!
ne diyor sir isaac newton? iki kütle, aralarındaki uzaklığın karesiyle ters orantılı ve bu kütlelerin çarpımıyla doğru orantılı olarak birbirlerini çekerler. yalnızca, kütlelerin birbirlerini hangi kurallara göre çektiklerini ve (ama) çektiklerini söylüyorlar. bu, evrenin büyük ve önemli bir bölümünü açıklayan bir formül. doğanın binbir büyüsünü bu dokuz işaretten ibaret yalın bir güzelliğe indirgemek için ne gerekir peki? insan aklı gerekiyor. doğaya bakan, merak eden, onu anlamaya çalışan insanlar gerekiyor. işin şiirsel tarafı da bu noktada başlıyor belki.
yalnızca şiirsel değil elbette, yaşamsal tarafı da. richard feynman olağanüstü bir ustalıkla anlatıyor: atalarımız baktılar ki yıldızlar gökyüzünde oradan oraya gidip duruyorlar. sürekli bir hareket, devinim var üstümüzde. galiba diyorlar atalarımız, bu yıldızların hepsi, bizim dünya dahil güneşin çevresinde dönüyorlar! bu gözlemler unutulduktan yıllarca sonra nicolaus copernicus isimli bir adam çıkıp tek başına, dünyanın ve benzeri önemsiz yerlerin güneş çevresinde döndüğünü söylüyor. şimdi bu bilgiden, bu noktadan yola çıkınca yeni, taze, muhteşem sorular çıkıyor ortaya.
güneş etrafında nasıl dönüyorlar? çember mi çiziyorlar, elips mi? ne tarz bir hareket bu? güneşi merkez olarak alıp mı dönüyorlar yoksa başka bir eğim mi izliyorlar? hızları nedir mesela? insan aklı bu, soracağı soruların limiti yok.