"Ağa paşa" da denirdi. imparatorluğun değişik bölgelerindeki bütün yeniçeri birliklerinin başındaki en rütbeli kumandandır. 16. Yüzyıla kadar yeniçeri Ocağı'ndan seçilen yeniçeri ağası, sonraki yüzyıllarda sarayın tanıdığı ve padişaha ve padişaha bağlı kişilerden seçilmeye başlanmıştır. Divan-ı Hümayun'a katılma hakkı olmamakla birlikte, toplantıdan sonra padişahın huzuruna çıkar ve başbaşa görüşürdü. Resmi makamı bugün istanbul müftülüğü olan binaların yerindeki ahçap saraydı.
osmanlı devleti'nin en etkili askerî figürlerinden biri. yeniçeri ocağı'nın en üst düzey komutanı olup, sadece askeri değil, aynı zamanda siyasi anlamda da ciddi bir nüfuza sahipti.
saray ile yeniçeri ocağı arasında köprü görevi görür, padişaha doğrudan ulaşabilen nadir adamlardandı. haliyle vezir rütbesine kadar yükselen yeniçeri ağaları da olmuştur. bazen padişahı bile korkutabilecek kadar güç kazanmışlardır.
özellikle 17. ve 18. yüzyılda yeniçeri ocağının yozlaşmasıyla birlikte, bu görev de siyasi entrikaların ve çıkar çatışmalarının odağı hâline gelmiştir.
1826’daki vak’a-i hayriye’den sonra, yani yeniçeri ocağının kökten kaldırılmasıyla, bu makam da tarihe karışmıştır.
bugünkü karşılığı ne derseniz... belki bir nevi "genelkurmay başkanı + derin devlet temsilcisi" karışımı bir figür diyebiliriz. ama o devirde işin içinde bir de "kapıkulu olmak", "sadakat", "devlete kulluk" gibi başka dinamikler vardı.