Yenildik;
Şimdi kim bilebilir zakkumun
O kekre tadını bizim kadar
Tenimize sinmiş sülfür kokusunu
Soluğumuzdaki cıvayı kim duyar
intikamcıydı bilim, sezgimizse
Gölgesi sulara vuran bir ceylan
Neyi yaşamışsak ömrümüz diye
Derimize yazdı o vak'anüvis
Kehribar saplı bir hançerle
Kehânet kuyularında sınandık
Terkettiğimiz her şehir yakıldı
Anıtlar dikildi kahhar ve kutsal
Zamansa bir karadeliğe dönüştü
Belleğimizin oksitlenen çöllerinde
Çöl ve moraran cesetler, rüya
Kâbusa dönüyor cinnet saatidir
Coğrafyanın bu yakasında bir halk
Kendi oğullarını boğazlıyor artık
Kûfi bir cesaret oluyor cinnet
Biz keder diyorduk, tarihmiş
Dilimizde işte o kil ve kül tadı
Şimdi kim bilebilir yenilginin
O kekre kokusunu bizim kadar
Soluğumuzdaki cıvayı kim duyabilir
--şarkının nakaratı--
Kal yanımda böyle sonbahar gelince
Soysuzlar içinde kalma yalnızlığım
Bak yenildik işte
Zamanı gelince kalkarız belki de
Dayan yalnızlığım
--şarkının nakaratı--
"kehânet kuyularında sınandık
terkettiğimiz her şehir yakıldı
anıtlar dikildi kahhâr ve kutsal
zamansa karadeliğe dönüştü
belleğimizin oksitlenen çöllerinde
çöl ve moraran cesetler...
rüya, kâbusa dönüyor; cinnet saatidir.
coğrafyanın bu yakasında
bir halk kendi oğullarını boğazlıyor artık, kûfi bir cesaret oluyor cinnet."
diyerek zihnimizde yankılanan sesi ile bir ahmet telli şiiridir.
"Coğrafyanın bu yakasında bir halk
Kendi oğullarını boğazlıyor artık"
ve
"Şimdi kim bilebilir zakkumun
O kekre tadını bizim kadar" dizeleri ile hedefi tam kalbinden vuran ahmet telli şiiri. artık böyle kaliteli şiirlerin çok fazla yazılamadığını hatırlatıyor.