biten her aşkın ardından kişinin 'ulan bu sefer son! bi daha tövbe! aşık olmıycam! benden bu kadar!' deyip de yeniden aşık olunca kendi kendini g.t etmesi durumudur. hem de öyle bir kere iki kere falan da değil.
lakin sonunda ayrılık da olsa, sonsuza kadar da sürse, anlık bile olsa bir şekilde çok mutlu olur insan.
evet sonunda üzüntü olabilir mutluluk bilinmeden üzüntü olmaz ki;sonucu ne olursa olsun yaşanacağı varsa yaşanır aşk, o gelir bulur sizi. birde uzun bir aradan sonra tatıysanız aşkı, unuttuğunuz bir tadı yeniden bulmuş gibisinizdir buyrun tadına.*
canınız öyle acımış öyle acımıştır ki..bir daha kimsenin sizi heyecanlandıramayacağı fikrine kapılırsınız..
sonra an gelir karşınıza çıkıverir bir anda.''neredeydin sen?'' diye sormak istersiniz.kırık kalbinize varlığı bile merhem gibi geliyordur.gülüşü sizi mutlu ediyordur.yorgun kalbinizin ritmi hayata ayak uydurur ve nice mutluluklar beraberinde gelir. ***
çocukluk çağında mümkün olandır. bazı kişiler için, imkansıza yakındır. aşkı, bozuk çıktığı için değiştirilen bir ürün gibi basit görenler için kolaydır da, işte bu aşk değildir. cinsel dürtüleri aşk sanmaktır.
aynı kişiye aşık olunuyorsa eğer zaten aşkın hiç bitmediğinin, bi yerde kaldığının ve dönüp alındığının* göstergesidir*. eğer başka kişiye aşık olunuyorsa, ki bu demektir ki önceden başkasına hissettiğin o duygunun daha da güçlüsünü hissetmektesin... işte o zaman daha önce aşık olunmamış demektir, çünkü aşığım dediğin kişiden tüm benliğini sıyırıp başka birine kayıtsız şartsız teslim olabilmek öyle her babayiğidin harcı değildir. üstelik aşk bu, acı çekeceğin garanti yani.
her iki durumda da "yeniden" olmuyor yani, aşk denen meret bir kez ve bir kişiyle oluyor, o da piyango vurursa...
Çocukluğum içinden geçtim seninle beraber en insan halimle, bir an bile dönüp bakmadım en çok gülümseyene.
Yıldızların gökten yağarak yeryüzüne indiği, güneşin üstümüzden bir an bile eksik olmadığı, gençliğimin kelimesiz çağından, çocukluğumun suskun günlerine en güzel duygumu bulmak için yaptığım yolculukta, bütün aşk müsvettelerimi bırakıp kiralık evlerde, en temiz halimle döndüm, ilk olmam gereken yere.
Yokluğunda işlenmediğim cinayetleri üstlendim, paravan aşklarla kalbimi akladım. Kendimin bile inanmadığı yalanlar söyledim, yalancı baharlara kanıp yalan bile olamayacak aşklar yaşadım.
Bugün artık kelime dağarcığımdaki en doğru kelimeleri seçip, bildiğim en doğru haliyle sıralayıp, yaşadığım her şeyi seninle tekrar yaşamak istiyorum. Yaptığım her şeyi seninle tekrar yapmak istiyorum. Gittiğim her yere seninle tekrar gitmek, izlediğim tüm filmleri seninle bir kez daha izlemek, içtiğim her kahveyi seninle yine içmek istiyorum. Bugüne kadar yaşadığım tüm hayatı seninle yeniden yaşamak istiyorum.
yeniden aşık oldum çünkü, hayata yeniden başlamak istiyorum.
insanin içindeki enkazin çesitli çalismalar sonucunda kaldirildiginin kaniti.
kisinin "kalbi de götürmemis ardindan, yasiyormusum demek ki" gibi nidalar esliginde kelebek oldugu anlardir baslangiçlarda. "bim bam bom çok sükür dostlar benim de artik bir sevgilim var" sarkisi esliginde özellikle eski sevgiliye nispet yapilacak yerlerde dolanilir yeni asik olunan insanla. eski sevgiliyle beraberken çok sey ifade eden sarkilari yeni iliskiye yorumlamaya çalisirsiniz. bu sirada fark edersiniz ki içten içe hep bir kiyas var eski sevgiliyle yenisi arasinda.
ayni kötü sona ulasmamak adina birçok degisik kararin denendigi, deneme tahtasi edilen iliskidir ayrica.
ewet yeniden hayal kırıklığına uğramak, yeniden yıkılmak, kendini yeniden acınası duruma sokmak, olanlardan ders çıkarmamışcasına yeniden kendini bitirmek ve hiçbir zaman seni bulmayacak olan mutluluğu yakalamış olduğun yanılgısını yeniden yaşatacak durumun sözlükteki tam karşılığıdır.
Yürekleri burkan hikayelerin kavuşma ümidini yitirdiği gecelerin sonunda sindi üzerime. Yollarda kendini bir bilinmeze ittiren içimin fırtınalarını sorgularken yüreğime sıcaklığını her sarışında sarıldığımdı. Hiç kimsenin hissiyatına benzemeyen hissin başkalığını başkaldırmakla hükümlerken bir simada yüreğimi eğişimdi başka bir yüreğe. her insan kendi yüreğinden asılırdı, her insan hiç kimse olmanın peşinde çokluğa karışırdı.
Oysa ben...
Kendimin kendini feda ettiği ve bu fedaya fedai olduğu, içimin kendine köle devri yaşatacağının bilincinde karşı koymak isteyipte karşi koyamadığımdı. Bir düşşel devrin içimde devir sürdüğü benimse hiçbirşey anlamadan dışarıdan yüreğime bakıp kımıldayamadığımdı, bazen güldüren bazense gecelerimi sabaha ağlamakla bağladığım duygu döngüsü başbelası kızgınlığın kasık sancılarından ayaklarımı çocuklar gibi karnıma çekip için için yandığımdı yassı sessizliklerde. Düşüncenin derinliğini aşıp kendimi başka yönlere yönlendirdiğim bilmediğim yada hatırlanması güç yazarların hiç sevmediğim şairlerini bilinçaltına yer edinmiş. beynimin sancılarına benzer hatırlamamak için direncimi sonuna kadar kullandığım ama buna rağmen bu akımı durduramadığımdı. Öylesi bir ben vardı beni içine alan, kendini kendi aynasında gören kendini hoyratça yeren, yüreğin terlerinde ruhun üşümesine izin veren kendine gülen yarım aklın, çekik gözlerin yerlerini çıkık gözlerin alması işte. Her yerde aşk yokla var arası bile olsa yüreğimden uçup gitmese...
yine sözlük, yine okunmayacak satırlarca yorum, yine gözyaşı, yeniden verilen sözler, abi 2 efes daha, yine piçlere yapılan atıflar, yeniden tiesto-ur, telefona yüklenen yeni kontörler, ustam ya 4 olsun, yine uzayan geceler, teselli eden dost cümleleri yeniden, bir de samsun 216 versene, yine iliklerde hissetmek yalnızlığı, yine iyi çocuk olmak, yine dost kalmak... iyi geceler abi, kolay gelsin...
yıllanmış olsa da aşk,
sevdiğinin her durumda,
her zorlukta,
her sıkıntıda,
nasıl kibar,
nasıl anlayışlı,
ve nasıl yapmacıklıktan uzak olduğunu
görerek ve şaşırarak ve inanamayarak
tekrar tekrar tekrar aşık olmak...