"reftim ü bürdüm, dağı tü bürdüm
vâdi be vâdi, sahra be sahra
dilber dilber cana mârâ ârâ can
ey yusuf-ü sani, ey mah-i kenani
dilber zigamet, zigamet, zigamet
cana zigamet, zigamet, zigamet
mirevem mihmani müşüdem kurbanem
ey nigârım tacidârım gamsârım nazdârım
ez işki rûyet ey sanem bîkararım
şeb ü rûz ez hur-i sanem berd ânem."
günümüz türkçesiyle de;
"o vadiden o vadiye, o çölden o çöle dolaştım/gittim geldim
ama nafile; aşkın yaktı beni/heder oldum
ey güzel sevgili, bizi bezeyen canımızın canı
ey güzellikte yusuf gibi olan ay yüzlü
endamına kurban olayım!
boyuna posuna can feda!
geleyim de misafirin olayım (kurbânem).
ey sevgilim, sultanım, dert ortağım, nazlı güzelim
ey güzel yüzlü sevgilim, sana olan aşkımdan dolayı sabırsızım, tahammülsüzüm
gece gündüz, güzel yüzünün o huri gibi gözlerini düşlemekteyim."
yazım yılını aksettirecek şekilde, eskilere götürmektedir. kendinizi bir yeniçeri faslında gibi hissedebilirsiniz.