her erkek eğlenmek, içmek, yemek, güzel giyinmek, coşmak ve güzel bir kızla aynı havayı solumak ister. zaten bundan değil midir hayat ile olan kavgamız? bundan değil midir ilkokula başlamamız, bol bol ders çalışmamız?
"büyüyünce doktor olucam."
hassiktir ordan yalama piç! desene sen ona, büyüyünce çok para kazanıp, bütün kadınların amına koyicam.
"büyüyünce futbolcu olucam."
senin yalanını sikeyim, bacaksız fırlama. futbolcu olup, mankenlerin ağzına vereceksin değil mi?
"büyüyünce öğretmen olucam."
senin ideallarine sokayım, aptal çocuk. öğretmen olup hiçbir karıyı sikemezsin. sikersin de ancak kendi karını sikersin.
çocuk işte, realist olmasını bekleyemezsin. her gece sütünü içip yatağına girdiği zaman, geleceğe dönük planlar kurar, yarınlara umut dolu bakar.
'gelecek' çok da uzakta değildir. her vakit bize en yakın olandır 'gelecek'. işte insanları sapkına çeviren de geleceğin, çocukluk düşleriyle aynı doğrultuda şekillenmemesidir. her yıl şahit oluyoruz, taksim'deki abazanların, turistlerin götlerini avuçlayıp, göğüslerini mıncıkladığı sahnelere. böyle bir tacizde bulunan kişi de çocuktu. onun da düşleri, onun da hayalleri vardı. kim bilir, belki de futbolcu olup, paranın amına koyacaktı. her gece farklı bir hatunu sikecekti. bi' bindiği arabaya bir daha binmeyecekti ve yine herhangi bir hatunun eline verecekti. italyan modasını yakından takip edecekti... ama şimdi çok uzaklarda kaldı bu hayaller. belki de saklandı belirsiz bir ütopyanın kulislerine.
o da çocuktu bir zamanlar, onun da hayalleri, biriktirdiği küçük umutları vardı. şimdi ise bayrampaşa'da tiner çekip, adam bıçaklıyor. ayağında ayakkabısı, taşaklarında donu yok. bugüne kadar hiçbir kızın elini bile tutamadı. açlıktan ağzı kokuyor ve oyuncak arabası bile olmadı.
işte hayat insanları böyle adam ediyor, ya da edemiyor. ama kesin olan bir şey var ki;
dünya erkeklerin siklerinin ucunda, kadınların ise vajinalarının etrafında dönüyor.
batıl inançların aksine bütün yıl; popo elleyerek değil, elizabeth ve abazalıkla geçer. zira o seviyesizliği yapanlar kalçayı, memeyi hatta kadını yılbaşından yılbaşına taksimde görürler.
