her yeni yıl geldiğinde babamın nerden bulduğunu bilmediğim balparmak takvimleri türerdi evde. böyle kavanoz ve petekte olmak üzere bal seçeneklerinin sergilendiği ballar olurdu üstünde, bi de ufacık bi takvim. babamda onu ısrarla sobanın borusunun girdiği, duman tahliye deliğinin altındaki yere takar, böylelikle hem takvim ihtiyacımızı giderir - (ki 2 emeklinin ne gibi ihtiyacı oluyorsa, 'bugün ayın 18'i kahvede çift okey çakmamın 2. gündönümü' şeklinde mi düşünüyordu - hem de sobanın bazı zamanlar akıttığı zift gibi kara şeyden halımızı ve duvarımızı korurdu.
hayır yıllarca gördük o takvimleri ama reklam stratejisi hiç bir işe yaramadı. en azından bizim ailede. zaten mis gibi pekmez dururken bal aldığımız çok olmazdı.
+ aha bal parmak takvimi. baba trt'yi aç emel sayın çıkmıştır.
emel sayın dinleyen çocuk da olmaz olsun.