çetrefilli bir iş olsa gerek. sadece ufak bir ayrıntıya değinmek istiyorum. yeni yazarın nicki diğer yazarların nicklerinin arasından seçiliverir bazen. "ah ne güzel. hemen bir hoşgeldin diyeyim yüreklendirmek adına. "şeklinde düşünürsünüz hemen. sonra bu yazarın nick başlığını da açarsınız bir güzel. hoşgeldin dersiniz en içten halinizle. hiç tanımadığınız halde bir nevi sözlüğün penceresini aralarsınız onun için. ortam sıcak olsun, yazarlar mutlu mesut geçinsin, entryler coşsun, sözlük dolsun taşsın istersiniz. her neyse efendim siz böyle iyi niyetle karşılarsınız yazarı. ama sonrasında pişman olma durumunu hiç hesaba katmazsınız. öyle ya, her yazar sözlüğe adam gibi yazmak için yazar olmuyor. birkaç gün sonra bir de bakıyorsunuz ki, bu yazar başlamış entryleriyle ayar vermeye, ortamı germeye, huzursuzluk yaratmaya. işte o zaman "tüh ya, ben kime kefil olmuşum böyle ? bilseydim böyle şeyler yazmazdım hiç. nasıl bir hata yaptım ben ?" şeklinde bir pişmanlık duygusu kaplar içinizi.
dedemin bir sözü vardı; "insanoğlu bu neylersin; kavun değil ki götünü koklayıp da nasıl olduğunu anlayayım. " derdi. işte bazen böyle durumlar da yaşanabiliyor sözlük ortamlarında. siz siz olun tanımadığınız yazarlara kefil olmayın diyeceğim ama yine nafile. tek çare kalıyor geriye; o da sadece umut etmek.