yeni yasaya evet diyeceklere soruyorum

entry37 galeri5
    1.
  1. inadına evet diyen bir adamdan mantıklı düşünmesini beklemek hata olur zaten. Referandum da bir çok adam Tayyip'e oy vermeye gideceğini düşünüyor. Kimse bir halt okumadan araştırmadan oy verecek, Tayyip'i haşa peygamberleştiren insanlar oldukça kimseye bir şey anlatamazsın. Bak yarın o da ölecek. Sonra bu yasa gözümüze girecek, demedi deme.
    33 ...
  2. 2.
  3. bırak sade vatandaşı ne akp'nin ne de bahçeli ve avanesinin anlatamadığı şey.

    biraz önce bahçeli'nin başdanışmanı anlatıyor (ya da anlatamıyor) neden evet dediklerini: güçlü türkiye için, tek bayrak için, tek vatan için, ........ aynı terane.

    olum mertçe kasetimiz var ondan evet diyoruz deyin belki daha çok destek çıkar.
    15 ...
  4. 3.
  5. işte bunlar hep koyun. işte bunlar hep yobaz. işte bunlar hep cahil. işte bunlar hep kafalarında ki organı süs diye taşıyorlar. işte bunların alayını silkelemek istiyorum. boşuna kendini yorma koyun laf anlamaz. siktiler zaten yeterince ülkeyi bir tek sıvamaları kaldı galiba yapacaklar bu beyinsizler yüzünden.

    boşa laf anlatmaya kalkmayın gerizekalılar anlamaz.

    aynen coni.

    https://galeri.uludagsozluk.com/r/1358032/+
    8 ...
  6. 4.
  7. Ya o değilde yarın Tayyip öldüğünde, daha önce ne istediler de vermedik dedikleri Fetö gibi biri başa geçerse ne olacak? Benim çocuğumun günahı ne?
    12 ...
  8. 5.
  9. Kendini anayasa profu zanneden bir chp linin gece gece kafa skmek, trollemek için açmış olduğu başlıktır.
    Anayası birçok kere okudum. Fakat bir hukukçu gibi anlamam beklenemez. tv de karşıt görüşten birçok profların tartışmslarını dinledim.
    Eski türkiye yi de çok iyi bilen seçmen olarak seve seve " evet" diyeceğim.
    6 ...
  10. 6.
  11. 7.
  12. referandumda evet denecektir. gerçek sebebi şudur; 15 temmuz da bu ülkenin cumhurbaşkanını öldüreceklerdi. onu biz seçtik, kimse dokunamaz. darbe gecesi yollarda oluk oluk kanlar boşa akmadı.
    0 ...
  13. 8.
  14. aslında evet.
    bilinçli evet yada hayır denilmesi gerekiyor.
    taraf tutmadan. fanatikliğe gerek yok.
    3 ...
  15. 9.
  16. 1. Yasama yürütme yargı 1 kişide toplanacak, bu dünyada Kongo da bile bu kadar denetimsiz bir yasa yok maalesef.
    2. 15 Anayasa mahkemesi üyesinden 12 sini cumhurbaşkanı seçecek.
    3. Denetim yetkisi yok, kimse cumhurbaşkanı na laf söyleyemeyecek. Dediğim dedik çaldığım düdük hesabı.
    Cumhurbaşkanı, yürütme yetkisine ilişkin konularda Cumhurbaşkanlığı kararnamesi çıkarabilecek. Kararnamelerle, yürütmenin ihtiyacını karşılaması sağlanacak, temel hak ve hürriyetler ile siyasi hak ve hürriyetler düzenleme alanı dışında bırakılacak.
    9 ...
  17. 10.
  18. Milletvekili sayısı 50 kişi artacak
    YASAMA Milletvekili sayısı 550'den 600'e çıkarılacak. Milletvekili seçilebilme yaşı 25'ten 18'e indirilecek. 350 milyon nüfuslu Amerikada bile 400 küsür milletvekili var. Biz saksıları çoğaltınca ne olacak?
    8 ...
  19. 11.
  20. Anayasa değişiklik teklifinin geneline bakıldığında, Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin yasama yetkilerinin “Cumhurbaşkanlığı Kararnameleri” aracılığıyla Yürütme ile paylaşıldığını, Meclis’in Yürütme’yi anayasal araçlarla denetleme yetkisinin bütünüyle kaldırıldığını ve bir bütün olarak “Devlet faaliyetleri”nin, Meclis’in “genel görüşme” yapma yetkisinin dışına çıkarıldığı görülmektedir. Bu çerçevede, Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin anayasal sistem içindeki etkisinin ve sahip olduğu yetkilerin ciddi ölçüde azaltıldığını söylemek mümkündür.
    3 ...
  21. 12.
  22. her şeyden önce, Cumhurbaşkanı’nın Bakanları tek başına ve Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin onayı olmaksızın göreve atayabileceğinin öngörüldüğü anlaşılmaktadır.. Dahası, Cumhurbaşkanı tarafından hazırlanan Bütçe Kanun Teklifi’nin Türkiye Büyük Millet Meclisi tarafından süresinde yürürlüğe konulamaması halinde, bir önceki yılın bütçesinin yeniden değerleme oranına göre artırılarak yürürlüğe konacağı kabul edilmektedir.
    1 ...
  23. 13.
  24. Bir soru sorma girişimi.
    Sorma utanırım sorma söyleyemem sorma.
    2 ...
  25. 14.
  26. Görüldüğü üzere evet diyecek arkadaşlardan bir tanesi bile yasa hakkında konuşmuyor, olay CHP MHP AKP değil, niye evet diyeceğinizi yasa maddelerini örnek göstererek yazın. Ben mi anlatamıyorum?
    1 ...
  27. 15.
  28. 14. Maddeye göre, Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulunun adı, Hakimler ve Savcılar Kurulu şeklinde değişecek. Kurulun üye sayısı 13, daire sayısı 2 olacak. Kurula Adalet Bakanı başkanlık edecek ve Adalet Bakanlığı Müsteşarı da kurulun tabii üyesi olarak görev yapacak.
    Kurulun 3 üyesi birinci sınıf olup, birinci sınıfa ayrılmayı gerektiren nitelikleri yitirmemiş adli yargı hakim ve savcıları arasından, 1 üyesi birinci sınıf olup, birinci sınıfa ayrılmayı gerektiren nitelikleri yitirmemiş idari yargı hakim ve savcıları arasından cumhurbaşkanınca; 3 üyesi Yargıtay üyeleri, 1 üyesi Danıştay üyeleri, 3 üyesi nitelikleri kanunda belirtilen yükseköğretim kurumlarının hukuk dallarında görev yapan öğretim üyeleri ile avukatlar arasından TBMM tarafından seçilecek.

    Meclis cumhurbaşkanını denetleyecek. Şu anda vatana ihanetten yargılanabilen cumhurbaşkanı hertürlü yargılanmaya açık olacak. Cumhurbaşkanının yargılana bildiği bir sistemde yargıyı yönetecek demek insafsızlık olur.

    Meclis cumhurbaşkanın işleyişini beğenmediği takdirde cumhurbaşkanını seçime götüre bilecek.

    Şu yargı üylerini seçme konusunda bırakın vesayet seçeceğine milli irade seçsin. Genelkurmay başkanının önünde ön ilikleyen yargı üyelerini de gördü bu millet. Hani bugünkü hayırcıların babalarının " cumhuriyet kurtuldu " dedikleri gün.

    Kanun olan bir konuda kararname çıkarılamaz. Bir millet vekilinin bile kanun teklifi verebileceği yeni düzende sende boş yer bırakmaz yasanı çıkarırsın.

    Yav seçime kadar bu bize göre böyle size göre öyle olacak. Erdoğan geldi rejim gider dediniz gitmedi. Abdullah gül cumhurbaşkanı oldu laikli gitti dediniz gitmedi. Baş örtüsü serbest oldu yine rejim gider dediniz gitmedi. Bu sizin rejim kağıttan mı neyse!!
    Diğer taraftan bırakın bu milleti eski türkiye de olduğu gibi; asker, yargı, medya, sermaye, brokrası gibi vesayet odakları yönetmesin. Bırakın milli irade yönetsin.
    3 ...
  29. 16.
  30. Cumhurbaşkanlığı makamında toplanan olağanüstü Yürütme yetkilerine ek olarak, sistem içinde Yasama konusunda da Cumhurbaşkanı lehine büyük bir dengesizliğin yaratılmış olduğu kolaylıkla görülebilmektedir. Gerçekten, Cumhurbaşkanı bir yandan “Cumhurbaşkanlığı Kararnameleri” ile Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne paralel bir yasama yetkisi kullanmakta, diğer yandan da Yasama’nın Meclis’e bırakılmış olan ayağında da önemli etki ve müdahale gücünü elinde bulundurmaktadır.
    3 ...
  31. 17.
  32. Neden aktrollere cevap vermeye kalkiyorsunuz ki. Bosuna ugrasmayin malazgirt40 la filan. Adam cikmis hsknin 6 uyesini cb 7 uyesini meclis atiyacak iste bagimsiz hukuk diyor, ne anlatabileceksin yani.

    Degisiklik paketi ortada iste, basbakanla cumhurbaskaninin yetkileri birlestiriliyor, o gucte yetmemis ustune yargiyi dizayn etme yetkisi verilmis. Merkez ve tasra teskilatlarinin duzenlenebilme yetkisi verilmis. Butce konusunda yetkiler arttirilmis. Tarafsiz bir sekilde olaya bakan kim bunlara bir cevap verebilir.
    6 ...
  33. 18.
  34. biri şuna, karşında konuşsa ciddiye almayacağın 18 yaşında bir çocuğun hangi millete hangi akılla neyle nasıl vekillik edeceğini sorsun. mv seçilebilme yaşının 25den 18e inmesi ne demek olum şunu biri açıklasın bana ? yani bunun resmen, akpli vekillerin çocuklarını daha 18 yaşından vekil maaşına bağlayıp milletin kanını emmekten başka bir şey olmadığını anlamayan yoktur herhalde. anlayıp görmezden gelenler vardır ama çok eminim. gelmiş burada hakim-savcılar maddesini yazmış paragraf paragraf.

    tek adam yönetimine evet deyip, milli iradeden bahsetmekte başka bir komedi. boş, bomboş safsatalar silsilesi aq. 400 milletvekili alınsaydı durum farklı olurdu demişlerdi zamanında sayın beyzade. 400 yetmedi 600e çıktı şimdi. o zaman bende görüyor ve arttırıyorum asdfhasg. töbe töbe la gidin yatın uyuyun.
    3 ...
  35. 19.
  36. Pardon hangi meclis Cumhurbaşkanı nı denetleyecek? Yeni yasa ile Denetim denen bir şey kalacağını mı düşünüyorsunuz. Yasama yürütme yargı 1 kişide iken nasıl Denetim olur. Sizin bahsettiğiniz şey kendi milletvekillerini atayan cumhurbaşkanın o milletvekilleri tarafından denetleneceği mi, bu nasıl bir rüya?
    6 ...
  37. 20.
  38. teklifin kabulü halinde Türkiye Büyük Millet Meclis’in ara verme veya tatil sırasında acil bir ihtiyaç ortaya çıktığında dahi kendi iradesiyle toplanamayacağı; bunun için ancak Cumhurbaşkanı’nın çağrısına ihtiyaç duyulduğu anlaşılmaktadır. Önerilen değişiklik, parlamentoculuğun yüzlerce yıllık evrimine ve demokratik katılım mücadelesinin genel gelişim yönüne ters düşmekte olduğu söylemek mümkün
    2 ...
  39. 21.
  40. Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin bilgi edinme ve denetim yolları” ibaresinin Anayasa’dan çıkarılması ve yerine bir öneri konulamamış olması sonucunda, söz konusu madde “Başlıksız” kalmaktadır. Böylece, değişiklik teklifiyle birlikte, Türkiye’de Yasama ile Yürütme organı arasındaki ilişkilerin “isimlendirilemediği” bir hükümet sisteminin önerildiği izlenimi ortaya çıkmaktadır.
    1 ...
  41. 22.
  42. başlığı açan arkadaş referandumda evet oyu kullanmayı düşünen kişilere gayet saygılı bir şekilde, aslında çok önemli bir soru soruyor. neden 'evet' diyorsunuz?
    yani anayasa değişiklik oylamasında hangi maddelerin ve hangi sebeplerle ülkenin ve demokrasinin gelişmesi için yararlı olduğuna inanıyorsunuz? eğer amacınız gerçekten ülkenin bekası ise bu soruya gerçekten de cevap verebilmeniz gerekiyor. işin özü referandumda evet ya da hayır oyu kullanacak herhangi bir kişinin buna ‘kavrayabildiği’ kadarı ile (sonuçta hiçbirimiz hukuk ve siyaset bilimi profesörleri değiliz) cevap verebilmesi gerekiyor.
    eğer evet demenizin gerekçesi sadece cumhurbaşkanının size bu şekilde yapmanızı söylemesi ise; bu demektir ki siz ne özgür bireylersiniz ne de muhakeme yeteneğine sahipsiniz. bunu nasıl içinize sindirebiliyorsunuz? Öte yandan, şayet hayır diyen kesime karşı olan öfkenizden dolayı evet diyorsanız, kişisel hırslarınız yüzenden vatana ihanet ettiğinizin farkında değil misiniz? o sebeple, acil bir şekilde bir takım 'rasyonel' gerekçeler sunabilmeniz gerekiyor. En azından şu ana kadar burada olduğu gibi; hiç cevap vermemeniz, başınızı kuma sokmanız, hiçbir gerekçeniz olmadığını ve bu sebeple de ülkeye çok büyük bir kötülük yapmak üzere olduğunuzun kanıtı gibi duruyor.
    Öncelikle ben referandumda hayır oyu vereceğim ve elimden geldiğince neden 'hayır' dediğimi sizlere 'gerekçelendirmeye' çalışacağım. ama üstüne basarak vurgulamak istiyorum: hayır dememin sebebi ne akp'ye, ne de size olan öfkem. çünkü biliyorum ki; söz konusu olan şey, parti ve kişisel hırslar meselesinin çok daha ötesinde. o sebeple, kendimin ‘yorumlayabildiği’ kadarı ile kararımı rasyonel bir temelde gerekçelendirmeye çalışacağım. aynısını sizin de yapmanız gerekiyor. ki böylece tartışarak, birbirimize hakaret etmeden en doğruyu bulmaya çalışalım. Şayet asıl olan demokrasidir lafınızda azıcık bile olsa samimi iseniz.
    bu doğrultuda; şu ana kadar sadece bir kişi neden 'evet' oyu verdiğini gerekçelendirmeye çalışmış. Kendince, yeni sistemin demokrasiyi güçlendirdiğine ilişkin iki tane de argüman üretmiş. 1-) yeni anayasa ile birlikte veraset yerine milli irade ülkeyi yönetecek. 2-) cumhurbaşkanı meclise hesap verebilir olacak. her ikisi de son derece (aslında hatalı ama kendisine ayıp olmasın diye direk olarak böyle söylemek istemiyorum) eksik yorumlar.
    öncelikle, bir demokrasiyi değerli kılan iki tane temel unsur vardır. 1. oy sistemine (yani milli irade) dayandığı için azınlığın çoğunluk üzerinde tahakküm kurmasını; yani sizin veraset olarak isimlendirdiğiniz şeyi engellemesidir. 2. ise bu sefer tam tersi olarak; çoğunluğun azınlık üzerine tahakkümünü engellemesidir. yani gerektiğinde çoğunluğa karşı azınlığın ve diğer sosyal grupların en temel haklarını yasalar ile güvence altına almasıdır.
    bu da demektir ki; demokrasi=milli irade=en çok oyu alan parti= parti başkanı denklemi demokrasinin en içi boş ve güdük tanımıdır. yani sadece 1. unsuru yerine getirip, ikinciyi tamamen dışlamak demektir. Bu ise çok kolay bir şekilde; yüzde 51'in, geri kalan yüzde 49'un haklarını keyfi olarak tamamen gasp etmesine, onları dışlayan politik ve ekonomik bir düzenin kurulmasına ve bu doğrultuda 'ayrımcı' bir hukuk sisteminin yaratılmasına neden olur. Demokrasilerde artık içsel olarak yasama, yürütme ve yargı erklerinin birbirinden ayrılması, işte tam da bu sebeple gereklidir zaten. çoğunluğa (yani yürütme yetkisine sahip olan partinin) 'diktatörleşmesini' engellemek, bu sayede de, siyasal bir ‘dengenin’ kurulmasını garantilemek için.
    peki bu kadar kritik bir öneme sahip mekanizma (yasama-yürütme-yargı ilişkisi) yeni sistemde güçleniyor mu yoksa zayıflıyor mu? bizim tartıştığımız konu açısından en kritik soru bu. şimdi bakalım. öncelikle yürütme ve yargı arasındaki ilişkiden yorumlaya bildiğim kadarı ile bahsetmeye çalışayım.
    tasarlanan yeni sistemde, hepimizin bildiğini gibi partili cumhurbaşkanlığı geliyor. peki ne demek bu? Aslında bahsedilen şey; cumhurbaşkanının seçildikten sonra partisi ile ilişkiği kesilir maddesinin son bulması, yani aynı anda o kişinin hem cumhurbaşkanı hem de parti genel başkanı olmaya devam edebilmesi demek. bu ise; önerilen pakette (anayasanın 98., 101, ve 104. maddelerinde yapılan değişikliklerle) cumhurbaşkanının, milletvekilleri ve bakanları atama, gerektiğinde meclisi feshetme ve yeniden seçime gitme, bütçeyi ayarlamak gibi yetkiler elde etmesi anlamına geliyor.
    ayrıca cumhurbaşkanın yargılanabilmesi için, meclisin 2/3'ünün oyunun (400-600) gerekli olduğu gibi bir düzenleme geliyor. aslında olan şey oldukça açık; cumhurbaşkanı (aynı zamanda parti başkanı sıfatı ile birlikte) bir yandan meclisin çok büyük bir çoğunluğunu kendisi atıyor (ki böyle bir durumda 400 milletvekilinin, cumhurbaşkanının gerektiğinde denetlenebilmesi için onayının alınması zaten kendi başına imkansız), diğer yandan da kendisinin ‘hoşlanmadığı’ bir durum olması durumunda ise hiçbir gerekçe göstermeden meclisi feshetme kartına başvurabiliyor. Aşikar ki; milli iradenin temsil edildiği yegane yer meclisin kendisidir. bu şartlar altında gerçekten milli iradeye karşı sorumlu bir cumhurbaşkanlığı sisteminin ortaya çıkabileceğine nasıl düşünebiliyorsunuz?
    işin yürütme-yargı kısmına geçtiğimizde ise, durum daha da kötü bir hal alıyor. Yeni sistemde hsyk'nın 13 tane üyesinin olması kararlaştırılıyor. bu kurulun; 4 üyesi zaten doğrudan cumhurbaşkanı tarafından atanıyor, bir tanesi ise adalet bakanlığı müsteşarı. Kalanların 7 tanesinin ise meclis tarafından atanması söz konusu. yani (aynı zamanda parti başkanı da olduğu için) cumhurbaşkanı tarafından bizzat ‘görevlendirilen’ vekiller tarafından. öte yandan, anayasa mahkemesinin 15 üyesinin 12’si doğrudan cumhurbaşkanı tarafından atanıyor.
    bu da özünde demektir ki; yargı her yönü ile cumhurbaşkanına (başbakının olmadığı sistemde yeni yürütme gücü olarak) bağlanıyor. yani diyelim ki; bir imkansız gerçekleşti ve 400 vekil cumhurbaşkanının bir yolsuzluktan dolayı yargılanmasına karar verdi. bu kararın, bu sefer de hsyk ve anayasa mahkemesi tarafından onaylanması gerekiyor ki imkansız. yani cumhurbaşkanına, kendini koruması için çok güzel bir sistem getirilmiş oluyor. bu sebeple, arkadaşın bahsettiği ülkenin yüzde yüzünün/milli iradenin (temsilcisi olarak meclisin) ülkeyi yönetiyor olacağı iddiası tamamen geçersiz. Söz konusu olan; bütün gücü elinden alınmış ve yetkisinin tamamını ‘yüzde 51’ tarafından seçilmiş tek bir kişiye bırakan bir meclis.
    arkadaşın bahsettiği bir diğer nokta ise; yeni sistemle birlikte verasetin tamamen ortadan kalkacağı, yani türk siyasi hayatında bir ‘sivilleşmenin’ gerçekleşeceği iddiası. açıkçası bu argümanın da (aynı bir önceki gibi) içi tamamen boş. öncelikle 'atanmışlara' karşı devletin sivilleşmesinin ön koşulu; ülkenin ‘tamamının’ temsilcilerinin devlet kademelerinde temsil edildiği bir siyasi yapının olmasıdır. eğer yüzde 51'e sahip olan kesim tek başına bütün devlet dairelerini ‘mobilize’ ederse, bu sivilleşme değildir. 'çoğulcu' demokrasi anlayışının hiçe sayıldığı, sivil ya da parti diktatoryasıdır. sonuç ise 'yeni bir' veraset rejiminin yaratılmasından başka bir şey değildir.
    bu zaten türkiye'de, akp hükümeti politikalarının altında bir süredir devam eden bir süreç. balyoz-ergenekon davaları, 2010 referandumu ile hsyk'nın yapısının değiştirilmesi, yaş kararları, ohal ve khk'lar vs. aracılığı ile, türkiye'de bir süredir var olan devlet ve askeriye sınıfı yerlerinden ediliyor ve yerine ak partinin atadığı kişiler geçiyor. peki yeni anayasa taslağı var olan bu eğilimi azaltıyor mu yoksa arttırıyor mu? türkiye'deki demokrasinin geleceği için sormamız gereken asıl soru bu.
    burada önerilen paketin 11. Maddesinin; var olan anayasanın 104. maddesinde yaptığı değişiklik ile birlikte, cumhurbaşkanına ‘kontrolsüz’ bir şekilde kararname çıkarma yetkisi verdiğini görüyoruz. yani eski sistemde meclis onayı ile, kısıtlı bir süre için ve kısıtlı bir konuya ilişkin verilen khk çıkarma yetkisi, yeni sistemde; ‘yetki kanunu’ ve ‘tbmm onayına’ gerek duyulmadan ve bakanlar kurulunun elinden alınarak, cumhurbaşkanına devrediliyor. bu düzenleme ise (bugün de yaşadığımız gibi) devlet personellerinin bütün temel hakları hiçe sayılarak görevlerinden alınması, yerine ise cumhurbaşkanının görevlendirdiği 'seçilmişlerin' gelmesi anlamına geliyor. (basın ve ifade özgürlüğü açısından taşıdığı tehlikelerden bahsetmiyorum bile). bu çok açık bir şekilde, demokratikleşme, sivilleşme filan değil bir kişi düzlemine indirgenmiş parti diktatoryası-veraseti kurulabileceği anlamına geliyor.
    ben burada elimden geldiğince yeni anayasa değişikliği teklifinin, neden demokrasi getirmekle uzaktan yakından bir alakasının bulunmadığını ve 'hayır' denmesi gerektiğini açıklamaya çalıştım. elbette bu sadece benim yorumum ve tartışılması gerekilen (ve benim de öğrenmem gereken) daha birçok madde ve değişiklik var. bu sebeple, daha doğruya ulaşabilmemiz adına (ve benim de son derece dikkat ettiğim üzere hakaret filan etmeden) evet oyu verecek arkadaşların kendi nedenlerini çok merak ediyorum. dediğim gibi eğer vermeyi düşündüğünüz evet oyunu; demokrasi açısından getireceği bedellere aldırış etmeden, bir kişiye olan aşırı sevginizden veya diğer kesimlere karşı olan hırslarınızdan dolayı veriyorsanız, bu ülkeye çok büyük bir kötülük yapmak üzeresiniz. onun dışındaki gerekçelerinizi gerçekten dinlemek isterim. çok uzun olduğunu biliyorum. onun için üzgünüm gerçekten. Sağlıcakla.

    edit: hala bir argüman üretmiyorsunuz. ben yukarıda elimden geldiğince, siyasi iradenin 'yeni veraset' olduğunu, başkanlığın da bunun son halkası olduğunu anlatmaya çalışıyorum. siz ise; yeni sistem ile yüzde 51'in oyunu alanın, yüzde 100 üzerinde denetimsiz tahakküm kurabileceği siteme evet diyorsunuz. 'yani bir verasetin-diktatörlüğün diğeri ile değiştirilmesinde' hiçbir beis görmüyorsunuz. yeter ki başlayan şey sizin diktatörlüğünüz olsun. bundan da benim anladığım şey; amacınızın demokrasi filan olmadığı. aksine kavramın, en kısıtlı olarak tanımlanmış şeklini kendin amaçlarınız için araçsallaştırmaya çalışıyorsunuz. 1982 anayasası demokratik bir sistem değil, bu herkes için aşikar. ama siz bunu daha da az bir demokratik hale getirmek için çabalıyorsunuz. yukarıda nedenlerini 'kendi okuduğum şekli ile' yazmaya çalıştım zaten. şayet amacınız gerçekten demokrasi olsaydı, gerçek bir sivilleşme için uğraşır, partinize gerektiğinde "biz çoğunluğun diktatörlüğünü değil, eşitlik istiyoruz" derdiniz. ama siz alkışlamayı tercih ediyorsunuz. öte yandan sermayeye biat etmeyen bir hükümet demişsin ki; bu başlı başına çok gülünç. türkiye tarihinde işçinin, çalışan haklarının iyice kısıtlandığı, sermayeye milyonlarca doların peşkeş edildiği en yegane dönem ak partili yıllarda yaşandı. sonuçta; kemal derviş'in 2001 yılında IMF ile birlikte tasarladığı planı koşulsuz bir şekilde uygulayan bir partiden bahsediyoruz. kısacası bahsettiğiniz şeyler, bence 'zaten kısıtlı' olan demokrasiye düzeltmek/geliştirmek bir tarafa, iyice altını baltalıyor. merak ediyorum başka ne gibi argümanlarınız var?
    4 ...
  43. 23.
  44. konuşalım gençler! atın mesaj ben neden evet diyorum onu açıklayayım size. ve neden hayır dediğinizi şu tek adam haricinde söyleyin bana. tek adamdan başka bişey söyleyin ama o sadece cehapenin çıkardığı boş bir laf. size neden tek adam olmayacağını da mesajla açıklayacağım buyurun.
    0 ...
  45. 24.
  46. " hayır " diyenlerin ülke geçmişinde ki cumhurbaşkanı ile başbakan arasındaki polemiklerden çıkan krizleri onayladıklarının farkında olmadıkları durumdur

    Evet diyenlerin ülkeyi sana göre götüreceği yeri yazmışsın peki ya hayır dersen akp öncesi; seçilmişlerin; askerin, yargının, medyanın, sermayenin önünde şamar oğlanı olarak kalmasına neden olacağının farkında mısın? Bu dediğimi anlamak için akp öncesi türkiye yi yaşamış olmak gerekiyor.
    Neden bazı vesayetlerin milli iradenin üzerinde olmasına göz yumuluyor ki?

    Sonuçta milli iradeyle gelmiş bir hükümete kapatma davası açan, halkın evet dediğine hayır diyen; milletin tüm emeğini eline veren iki yargı mensubu değil mi? Bunun neresi adil? Rejim mi bize benzeyecek yoksa bizmi rejime benzeyeceğiz? Devletin sisteminin milli iradenin düzenlemesi neden korku yapar!

    Hayır diyenler milli iradenin yapmış olup, milletin onayladığı anayasaya hayır, askerin yapmış olduğu anayasaya evet dediklerinin de farkındalar mı?

    Bizi, asker, yargı, medya ve sermaye yöneteceğine bırakalım milli irade yönetsin. Siz bu bürokrsiyi akp öncesi böyle milli iradenin emrinde mi olduğunu zannediyorsunuz?

    "Evet" kaygılarınız " hayır " ın kötülüğünü, yanlışlığını, türkiye ye dar geldiği gerçeğini asla örtmez.

    Bunun birtek alternatifi vardı oda muhalefetin ortaya koyacağı yeni anayasa. Ama malesef siz bunu yapmayıp, klasik " istemezük, karşıyız, hayır " taşlarınızı oynadınız. Alternatifsiz siyaset olmaz.
    2 ...
  47. 25.
  48. Okumanız,yazmanız varmı ? Eminmisiniz?.
    0 ...
© 2025 uludağ sözlük