uludağ sözlük'ün son anlarını yaşadığını gösteren kitledir.
bazı boş boğazlı yazarların; henüz 20 entry girmesine rağmen trolllük peşinde koşmasıyla, sol tarafı bok etme gayreti göstermesiyle bazı eski yazarların susmasına ve diyecek bir şey bulamamasına sebep olmuştur. işte bu kitle; "ne yazsak ne etsek" havasını yaşayan kitledir. yeni yetme yazarlar kendi nicklerini başkalarıyla kıyaslayarak saçma sapan başlıklar açıyor, kendilerini çeşitli sıfatların altına koyarak sözlüğün ırzına geçiyor, bir başkası da evrensel ahlak kurallarını hiçe sayarak saçmalıyor, sonra bir bakıyorsun o kişiye toplam 30 entry girmiş açtığı başlıklarda onlarca entry, ayarlar, laf atmalar falan... oysa senin emek verip uğraştığın, değer verdiğin ve hakikaten içerisinde insanı düşünmeye sevk edecek olan yazı tek bir oy bile almıyor, okunmuyor dahi.
eski tayfa tarafından bilinen ve belli bir beğeniye sahip yazarlara bakıyorum bazen; zaten artık eskisi kadar yazmıyorlar, yazıkları her iki üç entrysinden birinde de sözlüğe yakınıyorlar. adamın 5 ay önce girdiği entryye verdiği önemle bugün girdiği entryye verdiği önem aynı değil. hatta aynı kişiye ait değilmiş gibi. biliyor okunmayacağını ya da biliyor okunmadan eksi verileceğini, yazıyor, bakmıyor bile imla hatası var mı diye.
daha 60 entry girmiş bir yazara bakıyorsun, açtığı başlıklara bakıyorsun, sadece saçmalık, insanı iki gram bile düşünmeye sevk edecek yazılar değil. nick altına bakıyorsun, çoktan kendisine kankalar bulmuş bile, düşmanlarını da tabi. silinip silinip geri dönenler mi anlamıyorum. sanıyorum ki bunlar; uludağ sözlük'ün facebook'taki binlerce inci sözlük üyesi olan caps sayfasına reklamıyla başladı.
ayrıca; sözlüğe yazar alımının kolaylaştırılması da bu kitlenin artık yazma hevesini kaçırmasına sebep oldu, geçenlerde aramızdan ayrılan önemli bir yazar da bunun göstergesi. bebe doldu sözlük diyerek çekti gitti. bilen bilir. mesela dokuzuncu nesillerin sözlüğe katılmasıyla her zaman olduğu gibi dalga geçildi, ezik muamelesi yapıldı, ben de sözlüğe ilk geldiğimde bununla karşılaşmıştım. fakat dokuzuncu nesiller bir reklam yoluyla buraya gelmediler, en azından şimdiki kadar facebook sayfalarında "buraya üye olun" diye bağırmıyorlardı. biraz yazmaya ilgisi olan, bir şeyler karalamak isteyen bir şekilde buluyordu ve onlar da belli bir süreden sonra sözlüğe katkı vermeye başladılar, aralarından gereksizler ayıklandı. "tekrar tekrar bazı onuncu nesil yazarları tenzih ederek" söylüyorum bazı son nesiller sözlüğün bir tarafına koymuş durumdalar. sorun onuncu nesil olmak değil, kişisel algılamayın, sorun son neslin sürekli bir yerlerden toplanması ve 5 entry'de yazar olabilmesi. hal böyle olunca nerede çokluk orada bokluk oluyor.
yahu. sözlük denilen platformun bir edebi vardır, bir jargonu vardır. itü'de buna rastlamak mümkün, o çok eleştirdiğimiz ekşi'de de bu mevcut fakat uludağ sözlük af edersiniz şey gibi...
çok değil bir sene önce de "am göt meme" sol frame'den pek inmezdi fakat hiç olmazsa bunu yapanlar da belliydi, üç beş kişiydiler ve belli bir yerden sonra susuyorlardı, ama şimdi onlarca olmuşlar. peçetede mayoz mu bölünüyorlar anlamıyorum. her gelen yazar aynı konular * üzerine kafa yoruyor.
hal böyle olunca o yazdıklarıyla sözlüğe renk katan yazarlar; 4 saat 12 dakikadır sözlükte olmasına rağmen iki entry yazıp sözlükten çıkacakken onları da siliyor ve zaman kaybını da cebine koyarak sözlüğe bela okuyarak gidiyor. bu sözlükte belli yazarlar aylardır bir şeyleri istiyor. donuz butonu diye bağırıyorlar veya ne bileyim yazar alımı durdurulsun diyorlar. madem bu sözlük kurulmuş ve güya(!) bizim gibi sıradan insanların dünya meseleleri ile ilgili yazılarına ihtiyaç var, öyleyse buna uygun ortamı hazırlamak da senin hakkın. saçma sapan insanları sözlüğün bünyesinde barındırarak, geçmiş nesillerin de yazma şevkini öldürmek sözlüğü daha fazla ayakta tutmaz ve bu kitle de susmaya devam eder.