Universiteye ramak kala, butun kitaplar okunur ogrenilir, okulda potansiyel bir solcu kitlesi ile karsilasacagindan eylemler, yuruyusler, hayal edilir, jop yeme dahil,
derken okul baslar, elinde ornek teskil eden bir kitapla bahcede dolanirsin, yoldaslari bulmak namina. sonra biri sorar kim bu diye, che dersin
o kim yeaa deden mi der,
2000 lerin universitesinde solculuk oyunu orda biter.
önce bir şeyler araştırılır nedir ne değildir karl marx ın hayatı araştırılır türkiye de kimler bu işlerde öğrenilir sonra bir kaç arkadaş vasıtasıyla toplu eylemlere gidilir. bir kaç deneme sonunda alışılır ve artık tecrübeli olunur karakter değişir konuşmalar hareketler artık ben sosyalizm yandaşıyım deninir benimsenir ve saç sakal uzatılınır parka giyilir. iş hayatına atılınca pişman olunur şükür edilir ekmek kuyruğuna girilir.
bir solcu olarak iğrendiren durumdur. ki o yollardan geçtiğimde ben de iğrençtim. sağa sola yapıştırılan che posterleri, hiçbir şeyi beğenmeme, kitap isimlerini ezberleyip atıp tutmak, solcu abilere hayran hayran bakmak falan.
aslı şöyledir;
önce bir kaç kitap okunur (erdal öz gülünün solduğu akşam gibi), sonra bir kaç nazım hikmet şiiri ezberlenir. daha sonra devrim türküleri dinlenmeye başlanır sırasıyla: şafak türküsü, metrisin önü, yiğidim aslanım, cemo, çav bella. en son önce okuldaki sonra meydanlardaki eylemlere katılınılır. artık birinci aşama geçilmiştir. devamında sigortalı bir iş bulunur çalışılır.