bu yasa ile beraber hem üretim olarak hemde ithal olarak sağlığa sakıncalı oyuncaklar türkiye sınırları içerisinde satılamayacak.
aslında türkiye'de satılan oyuncaklar işçilik açısından vasatın üstündedir. hatta çok kaliteli üretim yapan türk firmalar var. bu iyi bir şeydir. fakat ucuz olması bakımından ithal malların çokluğu pazarlarda-piyasada dikkatinizi çekmiştir. ithal deyince tabi ki hemen "çin" anlaşılıyor. çin'in ucuz işçilik ve serbest piyasa düsturu diğer ülkeleri bu manada olumsuz etkiliyor. ucuz oyuncak talebi maalesef ülkeye çok kalitesiz oyuncakların girmesini sağlıyor. e herkes markalı, lisanslı oyuncak alamaz elbet. böylede bir gerçek var. bu sebepten yeni yasa ile birlikte oyuncak ithalatı sıkı denetimler altında gerçekleşecek. isteyen kafasına göre çin'in a firmasından b oyuncağını konteyner konteyner getiremeyecek. diyelim ki bir şekilde türkiye'ye geldi. kesinlikle gümrükten geçemeyecek, ya iade edilecek yada imha edilecek. ayrıca sorumlu kişi para cezasına duruma göre(süreklilik arz ederse) hapis cezasına çarptırılacak.
bu hususta maliye bakanlığı ve sağlık bakanlığı ortak çalışma içerisindeler. görevliler pazarlarda, caddelerde, hanlarda kol gezmekteler. bir adet avukat, bir adet polis, iki adet resmi görevli ile beraber ticarethaneleri kontrol etmektedirler. uygun olmayan oyuncakların tespiti yapılıp firma sahibinin savunması alındıktan sonra tutanak tutulur. eğer bu ticarethane ilk defa böyle bir kontrole denk geldiyse 5 yıl plastik oyuncak satış yapamaz cezası alır. ikinci veya daha fazla kontrollerden biri ise yani sicilinde daha önceden ceza yediği halde satış yapmaya devam ediyorsa para cezası ile birlikte direk mahkemeye verilir ve hapis istemi ile yargılanır. sistem bu şekilde yürüyor. çok sık kontroller var.
oyuncak satışı eskisi gibi olacak. eskisi gibi derken neyi kastediyorum. yani bizim çocukluğumuzdaki gibi. her yerde kaliteli oyuncak olacak. az olacak pahalıya satılacak. fiyatlar aynı olacak.
yani sen çocuğuna haftada bir oyuncak alıyorsan artık ayda bir alacaksın ama iyisini alacaksın kalitelisini alacaksın.
bu bağlamda aslında halkta yani ebeveynlerde eğitilmiş oluyorlar.
daha geçenlerde kontrol yapılması gerektiği halde yapılmadan gümrükten geçen ayakkabıları, bunların insan sağlığına zararlı olduğunu, ardından bakanlık tarafından geri toplatıldığını mısırlarımızla birlikte izlemiştik. mısır bile mısırlıktan vazgeçip dile gelmiş beni yeme demişti. yeme beni yeme. bu yasalar göstermelik.
babalara oyuncak yapmayı öğretmek uzun vadede daha etkili olur.
Uçurtmadır, topaçtır, bilyeli vb. Şeyler.
Kahvede, iddiada ve ganyanlarda, birahanelerde sürteceklerine hayattaki tek varlıklarıyla ilgilensinler. Hem genç kalırlar hem de çoluk çocuk hayattan zevk alarak yaşar. Sen, ben ve o hepimiz bunları yapmazsak, çocuk da, ya zevki üreme organında arar ya da internet alemde beyin hücrelerine cenaze namazı kıldırır.
Ayrıca Çoluğu çocuğu tablete ve bilgisayarlara özendirmemek lazım. Öğretmenler de internetten araştırın demek yerine kütüphanelere yönlendirebilir. Küf kokuyor lan kütüphaneler. Hem çocuk internet cafeye gidiyor. Kopyala yapıştır. Ödev 10 dakikada çıkıyor. Kalan vakitte oyun oynuyor. Yazıcıdan çıkan ödevi okuyorsa namerdim.
Biz kütüphaneye ödev hazırlamaya giderdik. Fotokopi çekmek bile yasaktı. Paso yazıyorduk. Yazarken bile 1 kere okuyordun mecbur.