eline oyuncak tabanca alıp ''dikşın dikşın'' nidaları atmayan çocuktur, babadan yadigar kalan manevi hazine çizgi romanları okumayan çocuktur. eline tetris almamıştır, ps3 ya da xbox'ı vardır. anime izler, çünkü donald duck sarmaz onu. tabii ki sadece burda milenyum afacanlarını topa tutmamak gerekir, elebaşları lüks hayat müptelası ebeveynlerdir. şımartılır, koleje yollanır, sonra altına land rover çeker.
9-10 yaşındaki daha gsm'in ne olduğundan haberi olmayan çocuğa iphone, blackberry alan zihniyetin ölümsüz eseridir!..
kandil günü kapıya gelip, zorla para isteyen çocuklardır. ağzının orta yerlerine çarpasım geliyor vallahi. bu ne yüzsüzlük arkadaş? biz böyle miydik? bırak zorla bir şey istemeyi, verilen şeyi ıkıla sıkıla alırdık. hatta bazen almazdık.
çocukluğumu özlüyorum, evet. ama çok güzel geçtiği için değil. bu çocukları görüp, yaşadığım şeyin daha farklı olduğunu anladığım için.
arabanın altına kaçan topları üstü başı motor yağı ve çamur olma pahasına olsada arabanın altına giremeyecek çocuklardır.
onlar, mahallenin kahvesinin camlarını kırıp, kahveci tarafından kovalanmıycak.
mahallelerinde dalga geçecek hiç amcaları yok onların
onlar muhtemelen saçlarının önünü sağa, üst kısımlarını ölümüne yukarı kaldıramayacak.
onlar ellerine geçen ilk parayla gidip stix yada max alamayacak çocuklar.
...(böyle çoğaltılabılır)
çünkü;
onlar internet çağının çocukları.
mahalle maçında kendini messi, c. ronaldo, ibrahimovic gibi güne ayak uyduran topçuların isimleriyle anan fırlama yeni yetmelerdir. ayrıca knight online manyağı oldukları unutulmamalıdır.
hayatında hiç mahalle savaşı yapmamış çocuklardır. hey gidi günler... ayrı mahallelerden iki grup toplanır kartonlardan zırhlar kalkanlar yapardık. çayırlıktı tabi öncelerde her yer bina değildi. taş atardık önce, sonra sopalarla dalardık birbirimize. ardından da top oynardık.
cipsleri, bakkal görmeden bir an önce elleriyle hepsini kırıp, kontrol etmiş çocukdaki heyecanı yaşayamamış veletlerdir.
sabah küsüp akşamına kol kola vermiş gezen iki arkadaşın mutluluğunun tadına varamamışlardır.
kış geldiğinde kar yağsada 2.5 litrelik kola şişesinden kayak yapıp yokuştan yardırmak için camda guguman kuşuguguk kuşu gibi beklememiştir. tek düşündüğü okulun tatil olmasıdır.
susadığında annesi eve alıcak diye kendi evine değilde komşu ayşe teyzenin* evine koşmamıştır.
oyun oynarken sokağın girişlerini çöp kutusuyla kapatmamıştır,
kaleye mum dikmemiş çocuklardır. saklanbaç, körebe, yerden yüksekne oynamışız arkadaş bilmezler.
en önemliside kasetleri kalemle sarmak. bunu hiç dadamayacaklar ya ona üzülüyorum...
misafirliğe gidilir ailenin 4 yaşında bir kızı vardır ve bilgisayar başında büyük bir ciddiyetle oturmaktadır.uzaktan bunu gören ben:
-ipekciğim ne yapıyorsun bakalım?
-oyun oynuyovum.
-ne oynuyorsun? güzel mi?
-eyc of empfayz
-oha, nasıl ya? ay pardon.
koşarak yanına gittim hatun harbi oynuyordu, yani baya baya oynuyordu yaw.
sonra ben kendimi kaptırıp hatunla ciddi ciddi oyun hakkında muhabbet ettim, bi güzelde yorum yapıyordu ''siffesi va bunun daha hıslı yapıyo herseyi, böle yavaş olduğuna bakma.'' ''ben türklevle oynuyovum''
aynı hatun birgün tv başında natgeo'da nefertiti belgeseli izleyip ertesi gün bana mısır tarihini anlatmış çocuktur.
tabi aranızdan bir kaç dangalak çıkar kesin şimdi "o kız büyüyünce kesin kaşar olur" diye... söyle söyle içinde kalmasın amk! içinde döner felan sonra mazallah.
boyları çok küçük efendim bu yeni nesil çocukların. çocuğun tekine sordum ''sen kaça gidiyorsun'' diye ''orta son abi'' dedi yeminle şok oldum. ben mi çok yaşlıyım bilemedim. bizim zamanımızda orta son'a giden çocuk hayvan gibi olurdu. çekmiş lan bu bebeler !
"PC oyunlarıyla beslenen çocukların birinin ölümünü duyduğunda verdikleri tepki şu: Sadece tek canı mı varmış?" diyordu bir birileri. çocuklara hayatı,doğayı, sevmeyi ve yaşamayı öğretin kapitalizmden kurtarın kapitalizme dur diyin!
bana göre çok şanssızdırlar. mahalle maçı yapmıyorlar bir kere çok büyük eksiklik bu mahalle maçını geçtim maç bile yapmıyorlar sokakta. sonra ben yıllardır saklambaç oynayan çocuklar da görmüyorum içler acısı bir durum.
zaten pvc pencerelerden dolayı cam macunlarını da sökme zevkinden mahrumlar. çocuk olmanın zevki nerede bu devirde.