maalesef gerçek olan durum. öğretmenlik gönül mesleğidir ama son yıllarda ortaya kim attıysa "hiçbirşey olamazsam öğretmen olurum" zihniyetini sıçmış ve pedagojik formasyon neredeyse önüne gelene dağıtıldığı için o dönemin meyveleri (çürük meyveler tabii) şimdilerde istemeye istemeye bu mesleği icra etmektedir. gönülsüz köpek ava gitmez misali bunların da gönülsüz yaptığı iş çocuklarımıza yansımaktadır.
şimdi birileri çıkıp diyecek ki "öğretmenleri durumu kötü" vs. ben şimdiye kadar "durumumuz çok şükür iyi" diyen bir meslek grubu duymadım, paso "esnaf kan ağlıyor" edebiyatı. şu toplumda bir avuç burjuva harici kimse beş haneli rakamlarda maaşlar almıyor. öğretmenlik de en iyi gelir getiren mesleklerden biri değil ancak bu bölümü seçerken bunu biliyordunuz ihvanlar. iyi kötü tatil imkanları diğer meslek gruplarından iyi, akıllı olan, kafasını kullanan öğretmenler özel ders, dersane vs. güzel paralar kazanabiliyor. o yüzden şikayet edeceğinize işinize odaklanın, kalitenizi yükseltin, milletin ağzına sakız olmayın...
tamamıyla doğrudur. önceki nesillerde çok farklı değildir ama artık işin içine edilmiştir.
ulan matematik öğretmeni sıfır üzeri sıfır'a bir der mi?
fizik öğretmeni aynı ağırlıktaki biri askıda diğeri yüzen iki cisme uygulanan kaldırma kuvvetinin aynı olduğunu bilmez mi?
okula gidip şunlara fırça çekesim geldi bu kişilerin varlığından haberdar olduğumda.
kendileri bu rezaletten öğrenciye fatura çıkartarak kurtulmaya çalışmamalıdırlar. komik olur.
''Hangi nesil öğretmenler kaliteliydi ki?'' sorusunu aklımıza getiren durum.
Woody Allen'ın ''those that can't do, teach, and those that can't teach... teach gym'' lafı öğretmenlerin genel durumunu özetliyor.
müfredat her sene değişirse, içerik azaltılıp serbest etkinlik adı altında haftada en az 3 saat ders konulursa, 40-50 kişilik sınıflarda eğitim verilmeye çalışılırsa öğretmen değil eğitim kalitesiz olur.
Çok doğru bir önermedir.Ders anlatmayı beceremeyen, öğrencileriyle iyi ilişkiler kuramayan psikopatlar öğretmen diye başımızdalar.
(bkz: Evet çok dertliyim)
evet efenim yeni nesil öğretmenlerin amaçlarının öğretmenliği öğretmekten çok para kazanma aracı olarak görmesinden ötürü günümüz gerçeği haline gelmiş olay.
doğru bir tespittir.
öğretmen olmak için kpss şartı vardır bu ülkede. kpss den yüksek not alan kişiler de inekleyen asosyal tiplerdir. haliyle öğretmenlikleri de kalitesizdir. arada istisnalar da olacak tabi.
aldığı para çalıştığı saate bölündüğü zaman, saat başına en yüksek ücreti alan memurların başında gelmesine rağmen, aldıkıkları ücretten başka bi şey düşünmemeleri kalitesizliği de beraberinde getirmiştir. kalitesizlik tamamen öğretmenle ilgili bi şeydir. küçük çocuk değilsin ki bi kafana zorla bi şeyler sokulsun. elinde bütün imkanlar var biraz araştır, biraz meraklı ol her şeyi öğren.... bahanesi yoktur kalitesizliğin.
itabı düşman olarak görüp bir meslektaşının ricasıyla 2 sene önce aldığı kitabın 3 sayfasını okuması buna en iyi örnektir.
i.ü hayef kantinini kapayıp kızların başını zorla örttürerek kuran okunması ve insanlara okunacak tek kitap olarak insanlara lanse edenlerin bugünün atanmış öğretmen olması,
not:hayef te bahsi geçen olayla ilgili ideolojik halaydan soruşturma açan üniverste yönetimi sessiz kalmıştır.
düşünceden yoksun ve müfettişin istediği evrakları tamamlamak için çalışmak, derslere öğrenci için değil alacakları ek ders ücretleri için girmek vb. bahane çok ama bunu düzeltmek için ne yapmalı sorusu sorulmalıdır.
not 2: kuran okunmasına yönelik herhangi bir tepki yoktur. burda tepki kuranın okunduğu yer ve okutulma şeklidir.