çoğu hayattan zevk alamayan insanın başvurduğu yöntemdir. Aslında çare değildir yeni insanlarla tanışmak, geçici bir etkidir. ilaç gibidir bir nevi. ilaç gibi de bağımlılık yapar. Sonra size etki ettiği çare miktarı zamanla azalır ve sonunda biter. Tekrar başa sararsınız kaydı. Böyle böyle daha da karamsarlaşırsınız. insan kendine yetebilmeli. Hayatının merkezine kendisini koymadığı sürece yeni tanıştığı insanlar sadece geçici bireylerden ibaret olacaktır. insanlar, -yani dostlar- hayatın merkezinde değil, bizzat hayatın merkezinin çevresinde olmalıdır.
fakat bir süredir bu zevki tatmaktan uzağım, nedenini bilmiyorum ama evde boş boş sadece bir şeyler yiyip oturarak vakit geçirmek bana mutluluk veriyor, tabi kilo almak gibi kötü bir tarafı da var. aşırı kilo aldırıyor bu durum. tanışın yeni insanlarla, sorumlulukla alakası yok belki bir şeyler kaparsın ondan, belki bir huyunu görürsün, hiç görmediğin bir şeyleri görür, yaşar tecrübe edersin. korkmayın kimseyle tanışmaktan.
Gereksizdir. Şahsi fikrim insanların %99’unun çıkarcı olması. Hayatımda bu kadar çok çıkarcı insan varken yerine bir yenisi daha eklemek akıllıca olmaz.
Çoğunlukla kaçındığım durumdur. Çünkü yeni insan demek yeni sorumluluk demek, her haltı gerekli gereksiz sorumluluk olarak üzerime aldığım gibi her yeni insan da böyle bir yük benim için. selam verilecek, hali hatrı sorulacak, -kişisine göre değişmekle beraber- kırılmasın diye özen gösterilecek yeni bir kişilik demek. Üstelik her yeni insan sana yamuk yapıp sinirini bozma, çomar çıkma ihtimali olan biri demek. Ohoo düşünüyorum da çok fazla ihtimal var. Bu bahsettiklerim mecburen tanışmış olduğumuz, yüzeysel ilişkiler kurduğumuz insanlar.
Bu ülkede yeni biriyle tanışmaya üşeniyorum. Yanına gidip selam verirsen "tavlamak isteyen", sosyal platformdan eklersen "hoşlanan" fotoğrafını beğenirsen "iş atan" oluyorsun çünkü. Kurduğun cümlelere dikkat etmek zorundasın. Kadın değil de hanım dersen başka film, kız dersen başka film, erkek desen başka film oğlan desen başka film. Kimsenin kendine saygısı olmadığı için herkes saygıyı kıtlıktan çıkmış gibi egoyla karıştırıp birbirinde arıyor. Karşılıklı vermeye gelince herkes "önce sen", "ilk mesajı o atsın, ilk o arasın". Sapık, abazan, piç veya oruspu damgası yemeden diyalog kurabilmek için algoritma kuruyorsun konuşurken. Kimse kimseye gerçekten ne istediğini, nasıl hissettiğini ya da neye ihtiyacını söyleyemiyor. Herkes önce egosunu doyurmak istiyor. Gerçekten, köşede duran muhabbet kuşları acıktıkları zaman omzuma konabiliyor. insan ise sevilmek istediğini 3 ayda söyleyemiyor.
hayatta en güzel eylemlerden biri. birine kendini anlatmak güzel bi şey bence, insan kendini hatırlıyor. biraz da önemli hissettiriyor. yeni şeyler çoğu zaman güzeldir zaten hep.
gerekli olan ama sevmediğim. tanıdığım insanlardan çok daha iyileri, bana çok daha yakın olabilecek olanları elbet vardır. ama onları arayıp bulana kadar oturup hiçbir şey yapmamayı tercih ederim.