Kendilerine yandaş aradıklarından dolayıdır. "Yok öyle siz bekar bekar gezeceksiniz de ben evde oturacağım" düşüncesi ağır basmaya başlar. Hani buz gibi bir denize girdikten sonra "gelsenize oğlum su çok güzel" denir ya! Heh işte öyle bir şey sanırım...
Evlilikten korkmayın arkadaşlar. Doğru kişiyi seçememekten korkun. Hislerinize güvenin. Bırbır konuşan iç sesinizi dinleyin. Görmezlikten gelmeyin. Zamanla değişir, değiştiririm demeyin. Kimseyi değiştiremezsiniz. Ne kadar vicdanlı, merhametli buna bakın. Merhametli adamdan da kadından da kimseye zarar gelmez. Evlenirken de evlendikten sonra ev araba alırken de sürekli ailelerden destek alıp onlara borçlanmayın. Minnet en büyük esarettir. Siz böyle yaparsanız dışardan aile müdahaleleri hep olacaktır. Evliliği En çok da hırpalayan ah o aileler yok mu ailelerdir. Evlilikten sınırsız bir mutluluk beklemeyin. Kendi kendimizi bile mutlu edemediğimiz bir çağ bu. Durum böyleyken karım/kocam beni hep mutlu etsin gibi bir beklenti içinde olamayız. Mutluluk da saygınlık da bizle ilgili. Ayrıca kötü gidiyorsa bıçak gibi kesip atabilmelisiniz. Dünyanın sonu değil. Aman çocuk yapalım düzelir belki. Ne alaka? Çocuk yaparsınız, ayrı ayrı çocuğunuzu seversiniz ama birbirinizi gene sevmezsiniz. Dosdoğru olmasa da doğruya yakın birini seçtiğinizde evlilik iyidir.
Bekarlığı ve evliliği sürekli kıyaslıyorum. Açıkçası Evliliğin konforunu seviyorum. Evimde çok huzurluyum. Ayaklarım geri geri gitmiyor eve gelirken. Neden çünkü yanlış birini seçmedim. Eşimin tek kötü tarafı anası. Ondan da elimden geldiğince uzak duruyor, çok gerekmedikçe görüşmüyorum. Bu konuda bencil olmakla ilgili de sürekli kendimi uyarıyorum.
Üç vakte kalmaz boşanırlar.
Gerekçeler:
Kaynanam, ev terliklerimin yerine kadar karışıyor.
Görümcem, kocamı benden kıskanıyor.
Eltim, takılan takılarımı ve ev eşyalarımı sürekli her yerde kötülüyor, kıskanıyor.
Gibi aptal saptal meselelere ramak kalmıştır. Gerçekten mutlu insan her yerde söylemez, evliliği övmez. Bunu ancak evcilik oynayanlar yapar.