tam anlamıyla bir faciadır . belli bir süre geçtikten sonra daha da çekilmez bir hal alır. yeni emekli olan baba bir şok içersindedir, yapacak birşeyi yoktur olsa bile nasıl yapacağını bilmez . benim babam da olduğu gibi kendini ya kahvehanelere yada tartışma programlarına vurur.
+ oğlum ! bizim peder kafayı yemiş lan .
- niye ,ciddimisn.
+ aynen kanka, gece saat 3 te kalktım haber programı izliyordu.
- heee , desene oğlum peder emekli olmuş.
eğer memur emeklisiyse canı mutlaka tatlı isteyecek baba. birinci ağızdan duydum. günde ortalama elli çay içilen bir mesai hayatının ardından (elli çay demek yüz küp şeker demek) durduk yerde tatlı yemeye gidelim teklifi çok normaldir heralde. T.S. (tecrübeyle sabit)
hemen is bulunup o ise gitmesi saglanmasi gereken babadir. yoksa evde huzursuzluklar baslayip artarak devam edecektir. bu yuzden sevmiyorum iste memurlugu, herkes esnaf olsun emeklilik olmasin, babalar evde oturmasin!
Derhal yeni ama hafif bir işe sokulmalıdır. Bu uğurda bütün tanıdıklar devreye sokulmalı, her türlü gayret gösterilmelidir.
Bu bir bencillik değildir. Emekli olan baba ikinci haftadan sonra kendini işe yaramaz hissetmeye başlayacaktır. Bu durum onu bunalıma itecek, evde huzursuzluk çıkarmaya başlayacak, başta anne olmak üzere evdeki kediye kadar hır çıkartmaya bahane arayacak, süre uzarsa bahaneye bile gerek duymayacaktır.
Babasını ve annesini seven evlat yukarda denileni yapmakla mükelleftir.
içi rahat etmeyip sürekli iş arayan babadır. çalışacak hali de yoktur ama ev de boş oturmaya içi elvermez. kendini dine verir. daha çok ibadet eden babadır.
mahalle kahvelerini usulca itelenmesi gereken babadır. yalnız itelerken babanız orayı evi bellemesin. bu sefer adamın yüzünü hiç göremezsiniz. yada en iyisi evde kalsın. baba sonuçta, atsan atılmaz satsan satılmaz.