akp tiyatro kumpanyasının "mağdurum ben" oyunuyla başlattığı turnedeki son oyunu "mağrurum ben" oyununun da cahilce alkışlanması üzerine, "akla davet" adlı yeni oyununu yazmaya soyunan partidir.
an itibariyle tunceli'de miting gerçekleştiren kılıçdaroğlu'nun teyid ettiği yeni olgu.
yeni chp'nin insan haklarından, anadillerden, emekten yana olduğunu söyledi. devrimcilikten bahsetti ve deniz gezmiş'i andı.
eğer söyledikleri doğruysa, nişantaşı ve çankaya burjuvazisi göt oldu demek; yok, eğer oligarkların güdümünde ise, insanları kandırıyor demektir.
Türklüğün Anayasadan kaldırılmasını isteyen parti,
80'deki kürtçüleri partiye geri alan Kılıçdaroğlunun partisi,
Bir teröristi "Tanrıkulunu" istanbuldan aday gösteren bir parti,
Atatürkün Kurduğu parti olmasına rağmen Atatürk'ün En büyük Düşman dediği komünizmin etkisinde olan parti.
"Vallahi apoyu özledik" diyen Ahmet Kayanın Mezarını ziyaret eden Kılıçdaroğlunun Partisi
Genel Af diyen Birinin partisi
eski kaşar ile taze kaşar arasında ne kadar fark var ise yeni chp ile eski chp arasında da o kadar fark vardır.
yeni (taze) chp daha gençtir ama vasıfsız kişilerden oluşan bir gençlik kitlesine sahiptir.
yeni chp daha demokratikçidir ama haddini aştığı birçok yer vardır. örneğin türklüğün anayasadan çıkarılması gibi.
yeni chp eskisinden daha çok çakallarla dolmuştur.
.....
Fikir ve vizyon olarak kendini yenilemiş ama örgüt yapısı ve içindeki iflah olmaz hizipçiler nedeniyle eskisi ile arasında fark olmayan CHP'dir. Bunun için zaman gerekir mi? Evet gerekir. Ama amaçlarının üzüm yemek değil bağcıyı dövmek olduğu aşikar siyaset bezirganlarının halen o partide cirit attığını düşünürsek zamandan farklı şeylere de ihtiyacı olduğu söylenebilir.
çok ama çok yanlış yolda ilerleyen chp kendi özüne aykırı davranmaya başladı. özellikle 'mit-yargı' savaşında sürekli başbakanı eleştirerek arkadaki güçleri dile getiremedi. acaba o 'güçlerle' kendileri mi taraf oldu? yeni chp adı altında 'malum' kesimin oyunu hedefliyorlar. tabi bu arada 'zaman', 'taraf' gibi kime hizmet ettiği belli medya organları tarafından özellikle internet sitelerinde kahraman ilan edildi kemal kılıçdaroğlu. artık yollar nerde kesişiyor bilemem tabi. ağır bir solcu olarak benim oyumu şimdiden kaybettiler diyebilirim...
eski chp tercih sebebidir çünkü eski chp laiklik takıntısı olan bir partiydi he gülüm he denilip geçilirdi. şimdiki chp cidden çok tehlikeli adamlar ne pahasına olursa olsun terör sorununu çözeceğiz diyor (terörün kökünü kazıyacağız demiyor mücadele edeceğiz demiyor her şeyi konuşabiliriz diyor), ve bu konuda ürkek olan akp ye korkma ben arkandayım diyor. o kadar gözü dönmüş ki yeni chp nin bu pisliğin içine mhp yi bile çekmeye çalışıyor. allah ıslah etsin diyorum başka bir şey demiyorum.
ak parti liberal sağlığının alternatifi. amk gavurlar çok güzel dizayn ediyorlar demokrasimisi. chp ile ak partinin arasında ne gibi bir fark var anlamış değilim.
biraz kaba bir bakışla chp tarihinde temelde iki büyük yenilenme vardır. buna 80 sonrası parti yasaklıyken kurulan sodep ve shp deneyimlerini eklerseniz üç olur. ilki malum, 1924 anayasasının ardından devlet partisi haline gelişi ve yeni seçimler, serbest partinin kuruluşu ve izmir suikasti gibi olayların ardından 1930'a kadar yeniden şekillenerek ittihatçı kadrolardan arınması ve devlet partisi olması.
ikincisi, kuşkusuz, 1966'da yapılan "ortanın solu" tanımı ve şehirleşmekte olan, ciddi bir aydın ve işçi nüfusu besleyen ülkenin (özellikle TiP'in yüz bin üzerinde oy almasının da etkisiyle) koşullarına uyarlanarak yeni bir hatta oturtulması.
üçüncüsü, bana kalırsa sodep değil shp'dir. ortanın solu tanımının güç kazandığı, 80 öncesinin sol kitlesini hem siyasal hem de sosyal olarak bünyesine katmaya çalıştığı dönem.
her üç değişim de chp'ye ciddi şekilde güç kazandırmış, hem 1970li yılların istikrarsız ortamında hem de 8o darbesinin tozu dumanı dağılırken başarı elde etmesini sağlamıştır. istenildiği kadar aksi iddia edilsin 89 yerel seçimlerinde tüm büyükşehirleri ve toplamın da önemli bölümünü (istatistik bakmaya üşendim) elde eden shp, 91 seçimlerinde de stratejik hatalar yapmasaydı tek başına iktidarı kovalayabilecek güçteydi.
değişimin merkez sağ içinse genelde hayırlı sonuçlanmadığını söylemek mümkün. özellikle anap deneyimi iç dengelerin bozulmasının pek de olumlu gelişmelere yol açmadığını gösteriyor.
dolayısıyla -ve yıllardır chp'de değişiklik isteğini çok duyuyor olmamız nedeniyle- ben bu değişimin chp'ye güç kazandıracağı kanısındayım. bunu örgütsel bir toparlanma ile birleştirebilirse, ortadoğu'da abd'nin biçtiği rolün altından yeterince kalkamayacak olan akp'nin gerçekten alternatifi olabilir. bize bi sikim kazandırır m ı, hiç sanmam.
CHPyi Esnekleştirme
öztin akgüç / 12 Ekim 2012 - Cumhuriyet
Cumhuriyetin tüm kurum ve kuruluşlarını yıkma ya da yozlaştırma, Atatürkün bergüzarını silme süreci, bir anlamda siyasal vandalizm şiddetlenerek ülkemizde sürüyor. iktidara gelenler yalakaların, işbirlikçilerin, kişiliksizlerin, emperyal güçlerin ayartıcı ve destekleriyle de değişim etiketi altında her şeyi yıkma hakkını kendilerinde görüyorlar.
Yayınlara, eleştirilere, aşılamalara, telkinlere bakıldığında çökertme sırasının Cumhuriyetin değerlerine, Atatürkün bergüzarına sahip çıkan, çıkması gereken CHPye geldiği anlaşılıyor. CHP, belki de yozlaştırılması, esnekleştirilmesi gereken son kale olarak görülüyor.
Yaklaşım, telkin, aşılama halisane, iyi niyetli görünüyor. Efendim CHPnin oy oranı yüzde 25in üstüne çıkamıyor, iktidar alternatifi olamıyor, halkla CHP arasında bir duvar var, CHP biraz esnekleşse, altı oktan ödün verse, devrimcilik ve devletçiliği pek vurgulamasa, katı laiklik anlayışını bırakıp muhafazakâr, dindar, mütedeyyin kesime yönelse, sağa dönük ekonomik politikalar geliştirse, sağcı partilere oy veren kitlelere şirin gözükse, açıkçası AKPleşmeye özense oy oranı artar, iktidar seçeneği de olur. Bu tür telkinler, aşılamalar, öneriler çoğu kez yaşamı boyunca CHPye oy vermemiş, oy verme niyetinde de olmayanlardan geliyor. Olay, bir takımın koçunun karşı tarafın oyuncularına maçı nasıl kazanabilecekleri konusunda taktik vermesine benzetilebilir. Bunun etik, iyi niyetli bir yönü olabilir mi?
Cumhuriyetin son kalesi olarak görünen CHP de yıkıldığında, devreden çıkarıldığında, yozlaştırıldığında, Cumhuriyetin izleri, kurumları tümüyle silinmiş olacaktır.
CHP, mallarının müsadere edilmesine, 1980 sonrası kapatılmasına, liderlerinin zaman zaman tutuklanmasına; ismet inönü, Bülent Ecevit gibi efsanevi liderlerinin partiden ayrılmalarına, 1950den bu yana tek başına iktidara gelememiş olmasına karşın uzun ömürlü tek siyasal örgüttür. Bunun nedeni de CHPnin ilkeleri ve bu ülkede hâlâ Cumhuriyetin değerlerine, Atatürkün bergüzarına sahip çıkan sağlam bir tabanın varlığıdır. işte CHP bu niteliğinden uzaklaştırılmak, koparılmak istenmektedir. ilkeleri olmayan bir CHP iktidara gelse ne olur? Önemli olan iktidara gelmek değil, ilkeleri yaşama geçirmek için savaşım vermektir. AKPleşmiş bir CHP, gelecek seçimde oy oranını artırsa bile bu CHPnin sonu olur. Yıllarca CHPye oy vermiş kişiler, aileler AKPleşmiş bir CHPyi içlerine sindiremezler.
CHP, bence haklı olmayan eleştirilere uğramaktadır. CHP militarist bir parti değildir. Çok partili yaşamı ülkeye getirmiş, sorunsuz olarak iktidarı devretmiş tek partidir. Türkiyede askeri hareketler olmuş, huzursuzluk yaşanmış, hâlâ da yaşanıyorsa, bunun bir nedeni de iktidara gelenlerin, iktidarda kalma tutkusu ve bu amaçla her aracın denenmesidir.
CHP ile muhafazakâr diye nitelenen kesim arasında bir duvar varsa, bu da doğaldır. CHP devrimci, Cumhuriyetin ilkelerine sahip çıkan partidir. Dinci, dinden çıkar uman, dindar gözüken bir kesimin CHPye oy vermesi beklenmemelidir. AKP gibi bir asıl varken, AKPleşmiş bir surete niçin oy versinler? Böyle bir beklenti gerçekçi olamaz. CHP ile mütedeyyin kesim arasında bir sorun olmaması gerekir, mütedeyyin kesimin Cumhuriyet ilkelerine sahip çıkması beklenir. Dinci ile mütedeyyini ayırmak gerekir.
CHP esnekleşeceğine, sağa sola açılım yapacağına, akıl, kanaat önderi diye nitelendirilen kişilerden öneriler alacağına ilkelerini, amaçlarını vatandaş kitlelerine anlatmaya çalışsa, bu ilkelerin hem ülkenin hem bireyin yararına olduğuna kişileri inandırsa daha etkili bir yol izlemiş olur. ilkeler, amaçlar, bunlarla tutarlı davranmak varlığı sürdürmemenin temelleridir. CHP, CHP dışından gelen tekinlere önerilere, eleştirilere karşı dikkatli olmak zorundadır. Ayartılara kapılmamak gerekir.
Eski CHPnin içinde Yeni CHP olmaz! Ya dışında ya da yıkıntıları üzerinde olur! Böyle başlayalım yazıya. Örneğin Kurtuluş Savaşından sonra izmirden Atinaya göçen ve gönderilen Rumlar orada Nea Smirni (Yeni izmir) adında bir mahalle kurmuşlardır. Yenisini, eskisinden göçenler ve gidenler yeni bir yerde kurarlar. Ya da yıkılmış binanın yerine yenisi yapılır. Bu örneklerin hiçbirisi günümüz CHPsi için geçerli ve mümkün değil!
Kim kimdir?
CHPde şimdi ulusalcı olanlar ve olmayanlar varmış: Altı Okcu ve gelenekçi CHPliler ulusalcı oluyormuş... Bunlar eski Devletçi CHPyi temsil ediyor.
Kimi namerte göre ulusalcı mı, o halde milliyetçi; milliyetçi mi, o halde nasyonalist; nasyonalist mi, o halde nazi ya da faşist. Bu sözcüksel ilişki zincirine, ancak Yok canım! Hadi oradan! denir kibarca. Söz konusu ulusalcılık Kuvvayi Milliyenin Millîsidir. Sözcük Türkiye bağlamında kullanalıyorsa, Ulusalcılık, Millîcilik anlamına gelir. içeriksel anlamı da Tam Bağımsızlıktır. Ve Tam Bağımsızlıkın miadı ve kullanım süresi yoktur: Ebedîdir!
Şimdi artık, isteyen, ulusalcı olabilir; isteyen olmayabilir. Olana Millî, olmayana Gayrı Millî denir. Futbol millî takımı nazi mi, faşist mi? Geri zekâlılar!
***
O zaman yeni CHPyi kimler ve neyi temsil ediyor? Ulusalcı olmadıklarına (dahası düşmanı olduklarına göre) bunlar Gayrı Millî oluyorlar. Bunlar CHPnin Altı Oku ile Kurucu geleneğini red mi ediyorlar? Yeni CHP, Cumhuriyeti kuran partinin geçmişini eleştireyim, geçmişine karşı çıkayım derken nerelere gitmiş oluyor?
Eski CHPnin tarihi büyük bir ölçüde Cumhuriyetin tarihidir. Yeni CHP bu konuda ne düşünüyor:
CHP geleneği
1. Atatürkün 1927 yılında CHP Parti Kurultayında okuduğu, Kurtuluş ve Kuruluş dönemleriyle ilgili görüşlerini dile getirdiği SÖYLEV (NUTUK).
2. Anayasanın 174. maddesi tarafından korunan DEVRiM YASALARI. Cumhuriyetin temel taşı oluşturan bu yasalar CHPnin asla vazgeçilmezleridir.
3. Altı Ok: Cumhuriyetçilik, Halkçılık, Milliyetçilik (Millicîlik), Laiklik, Devletçilik, Devrimcilik (inkilapçılık).
4. Cumhuriyet Devletini kuran, Kurucu irade ve Kurucu Kadro.
***
Yeni CHP bu dört geleneği ya red eder ya da kabul eder! Bunun arası, şurası burası, aması maması olamaz. Birini bile, bir telini bile red ediyor ise, benimsemiyor ise, yolu açık olsun, güle güle. Parti olmanın şakası yoktur!
Bu dört gelenek, kimilerine göre, halkın CHPye oy vermeyen bölümünün partiyi benimsemesine engel oluyormuş... Yeni CHP bu görüşü paylaşıyor mu? Paylaşıyor ise güle güle!
Laiklik ilkesi, halkın değerleriyle çelişiyor. CHP halkın oyunu almak istiyorsa Laikçi, sekter laiklikten vazgeçmelidir diyenler de var. Yeni CHP ne düşünüyor: Mütedeyyin seçmenin oyunu almak için laikliği sulandırmak mı gerekiyor?
CHPnin çağı anlamadığı, değişen dünyanın değişimini, küreselleşen dünyanın küreselliğini kavramadığını, kısacası 1930ların otlağında otladığını ileri sürenler var: Örneğin, CHP liberal demokrasiye ters duruyormuş, küresel ekonomi liberalmiş, küresel demokrasi de liberalmiş... ama CHP kendini bu gerçeklere adapte edip çağdaş ve bobstil bir parti olamıyormuş... Yeni CHP bu görüşleri paylaşıyor ise, Eski CHPden hicret edip kendi partisini kursun. Kendileri için en şerefli davranış bu olur.
Tek Parti döneminde, CHPnin içinde her şey vardı: Milliciler, laikler, tam bağımsızlıkcılar, dinciler, ümmetçiler, halifeciler, padişahçılar, mandacılar, kısacası Üç Tarz-ı Siyasetin yandaşları ve kalıntıları. Bu çorbayı Birinci Meclis bile kaldıramadı ve ikinci Grup kuruldu. Birinci Grup, Cumhuriyet Halk Partisine dönüştü; ikinci Grup, Terakkiperver Cumhuriyet Fırkası (1924), Serbest Cumhuriyet Fırkası (1930) adlı iki parti kurdu. Daha sonra bu iki partinin izi ve geleneğinde Demokrat Parti (1945) kuruldu. Adalet Partisi ve ANAP bu partinin içinden çıktı.
Yeni CHPde bu dönüm noktasında bulunuyor.
Geçmişle yüzleşme
Karşı Devrimciler, Cumhuriyet karşıtları, müflis solcular, islamcılar ve benzerleri, CHPnin tek parti döneminin demokratik olmadığını kanıtlamak için Takrir-i Sükûn Kanunu sofraya sürecekler: Bu yasa gerekli miydi, değil miydi?
Şeyh Said isyanına karşı 4 Mart 1925te TBMMde kabul edilen Takrir-i Sükûn Kanunu (Huzurun Sağlanması Yasası) ile istiklal Mahkemeleri kuruldu. isyan şiddetle bastırıldı. isyan suçluları idam edildi. Yapılan soruşturmada isyancıların bir bölümünün Terakkiperver Cumhuriyet Fırkasına mensup oldukları anlaşıldı. Bunun üzerine memleketin muhalefet partisi de 3 Haziran 1925te hükûmet kararı ile kapatıldı.
Üç maddeden oluşan Takrir-i Sükun Kanununun 1. maddesi şöyleydi:
irtica ve isyana ve memleketin toplumsal düzen ve huzur ve sükûnunu ve emniyet ve asayişini bozmaya yönelik bütün örgütlenmeleri, kışkırtmaları, yüreklendirmeleri ve yayınları, Hükümet, Cumhurbaşkanının onayı ile ve kendi başına yasaklamaya yetkilidir. Bu eylemleri işleyenleri Hükümet istiklal Mahkemelerine gönderebilir.
Yeni CHP, bu yasanın gerekçelerini Eski CHP gibi savunup açıklayabilir mi?
Bu yasayı eleştirmek ve uygulamalarını mahkûm etmek Yeni CHPnin vazgeçilmez görevi midir?
Örneğin CHP Genel Başkanı, Silivridekini işaret ederek bütün özel yasa ve mahkemelere karşı olduğunu söylüyor. Hedef: Takrir-i Sükûn Kanunu ile istiklal Mahkemeleri! Eski ya da yeni olsun bir CHP milletvekili, bir çapulcu ve soyguncu olduğu tarihe kayıtlı Seyyid Rızanın itibarınının iadesi için yasa önergesi veremez! Yeni CHP hizbi, parti içinde bir Truva Atıdır!
tanım: olmayan chapedir.
"eşşeğe altın sever de vursan eşşek yine eşşektir" atasözü nü hatırlatan; kafalar değişmedikçe de sadece dalga konusu olacak olan sıfat.