insanın hayatına yeni birini sokmasıdır. zor bi süreçtir, zahmetlidir. tanımak için; önce görürsün fon müziğin kalp çarpıntındır, izlersin onu uzun uzadıya, konuşma fırsatın varsa konuşursun, dinlersin, sonra gezersin çeşitli yerlerde ve çeşitli tepkilerini görürsün, arkadaşlarıyla tanışırsın,onun arkadaşları senin de arkadaşındır artık, sonra kendini sorgularsın ''doğru insan mı?'' diye.doğru insanı bulmuşsundur aslında bu cevabını bildiğin bi sorudur,ardına kendine sorarsın ''doğru insan mıyım?'' diye...
kendine sorduğun soruların cevabını veremezsin ve kendinle yüzleşemezsinya yeni birini tanımak aslında tamda budur.yeni birini tanıdıkça kendini tanır insan aslında. ve sonra yine başa sararsın, boktan sorularına boktan cevapların vardır ve kimsenin umrunda değildir cevapların.
dipnot: kanadı kırık martının denize düşen ıslak tüylerini gördünmü sen hiç?
insanın kendine uygun, aynı kafa yapısına sahip, birini aramasıyla ortaya çıkan durumdur. ama, ne kadar arasa da, karşındakiyle mutlaka uyuşmayan şeyler vardır, bu yüzden genellikle hüsranla sonuçlanır, yeni tanışmalar. bir de şöyle bir gerçek var ki, insan yalnızca, çocukluk arkadaşını iyi tanır, en saf haliyle görmüştür onu, ama sonradan tanıştığı herkesin, gizlediği birşeyler vardır.
Hevesim kaçtı her şeyden. Eski bir kaç dostum ve sevdiğim bir kaç insandan başka inan ki insan görmeye tahammülüm kalmadı. Küçükken kolaydı arkadaş olmak, kriterler bellidir. Oyun bozan olmaması yeterliydi ha bir de topu varsa... şimdi, insan mı, üstelik yeni insanlar mı... gerçekten çok yorucu. Öylesine ince eliyorum ki unu artık insan tanımak benim için meşakat isteyen bir eyleme dönüşüyor. Ne kadar da burnu havada bir durum, değil aslında. Eger boyle yapmayacak olsam her sarfettigim kelimeden pismanlik her duydugum cumleleren sonra bıkkınlık olusuyor.
1.dünya savaşından sonra mondros ardından sevr dayatılan osmanlı gibiyim şu an. ipim çekilmiş,bir yandan da düzelirim diye bir umudum var. Öte yandan ruh halim karışık bir ayaklanma hali. Beni özgürlüğüme kavuşturacak mustafa kemalimi arıyorum ama çok zor. Bundan sonra hiç bir dişiye kolumu kanadımı dayayamacak olma düşüncesi çok zor.
Yeminle hiç risk almak istemiyorum artık. Eskiden sürekli yeni insanlar ile tanışmaya çalışırdım çünkü insan ilişkilerini öğrenmeye çalışıyordum. Bundan acayip keyif alırdım. Flört etmekten falan korkmazdım. Sokakta gördüğüm insandan hoşlanıp tanışmaya gittiğim oldu. Ne kaybedeceğim diye bakıyordum hep.
Herhalde kendimi kaybettim. Eski neşemi, gücümü, beklentisizliğimi, cesaretimi, iyi taraflarımı. Bilmiyorum. Müthiş şekilde itiyor artık insanlar beni. Eskiden birinin eski sevgilisini unutamamış olmasını umursamazdım, şimdi öyle birini sevmek yerine ölmeyi tercih ediyorum. Eskiden insanların çapkın olmasını umursamazdım ki çapkındım, belki hâlâ çapkın biriyim ama sakinleşme dönemine girdim, bilemem, şimdi ilgimi çeken kişinin, hayatta tek bir başarısı varmış gibi ( fizik, vücut kısımları, baba parası vs ) ona yoğunlaşmış birinin peşinde olup onun dikkatini çekmeye çalıştığını gördüğüm an şöyle diyorum. Böyle birine 4 saat ayırmak yerine sessizce unut kezban. Yanlış anlaşılmasın böyle biri derken küçümsemiyorum. Belli aldatır. Adamın tek beklentisi öncelikli güzellik çünkü. Etraf benden daha güzel kadın dolu. Bana kızgın olduğu an, benden uzaklaştığı an ya da artık nasıl bir an bilemiyorum, güzel bir kadının ilgisi ile egosunu tatmine çalışacak. Ya insanlar artık niyetini çok kolay belli ediyor ya da ben çok duygusal bakmaya başladım, bilmiyorum.
Çok uzun yıllardır tanıdığım biri var. Evlenmiş, aynı evin içinde o kişiyi tanımak zor geldiği için eski sevgilisine yazmıştı. Teknolojinin zararları. Bence teknoloji bizi böyle insanlar yapıyor. Bilmiyorum. Yıldım.