ve artık yeni biri vardır hayatınızda. bundan sonra sizinle o olacaktır. kimi zaman eskisini hatırlatacak kimi zaman farklı şeyler. zor olucak onu tanımak. ona alışmak aslında hala hayata bir yerlerden tutunma isteğinizin olduğunun bir göstergesidir. yaşamaya devam etmektir aslında alışmak.
birini bul.o'na kaç kardeş olduğunuzdan, babanın ne iş yaptığından, hobilerinden, kimleri dinleyip kimleri okuduğundan, hangi bölümde olduğundan, sevdiğin dizilerden,hangi parfümü kullandığından söz et. yeni biri hep zordur, üşenirsin.
yanlış zamanda oluyorsa gerçekten kötü bir eylemdir.şöyledir ki insan kendi hayatında yalnızlığı fazlasıyla yaşamış ve malum aşktan büyük yaralar aldıysa o kişi kendini boşlukta hissedecektir. tam eski başarısızlıklarını unuttuğu zamanlarda yeniden hayatına bir kişi giriyorsa çok dikkatli olmalıdır insan. artık daha fazla yara alıcak hali kalmamıştır. ve aşka kaldığı son inancıyla o kişiye sarılmak ister onun olsun ister. ama hayat o kadar acımasızdır ki o kişiye. o yüzden alışırsın yeni birine ve hayatın yeni bir oyunu, ayrılmak zorundasındır elinde olmayan sebeplerden. işte bu yüzden dikkat etmeli insan.
geleceği varsa güzeldir ama umutsuz bir durumsa, insana üzüntü verir kesinlikle.
hem alışmamaya çalışmak, bırakmaya çalışmak o kişiyi ve kafada yarattığı güzel düşünceleri ve bir yandan da yine de onsuz olamamak insanı yorar, yıpratır.
yeni bir kaçına alışmaktan daha kolay olanıdır. tıpkı çok beğendiğin ama ayağına dar gele ayakkabıya, satıcının .. "giydikçe genişler" dediği durumdur. tanıdıkça genişler, genişledikçe içine alır..
Zordur. istemezsin böyle bişi aldattığını ihanet ettiğini düşünür durursun sonucu pek parlak olmayacak birliktelik olur ayrılmak zorunda olursun unutamazsın geri dönecektir elbet umudu olur hep içinde hatırlar durursun herşeyi şarkıları dokunuşunu gülüşünü yapamadıklarını için acıdıkça kopamaz olursun ancak uzun yıllar geçmezi gerekir yaran büyükse.
yeni bir eve taşınmak gibidir... evin içine ait eşyalar koydukça, eve yerleştikçe, zaman geçtikçe, sevdikçe, yaşadıkça o eve alışırsınız... taşınmak zor gelir sonra. taşınırken hüzünlenirsiniz... kopamazsınız... ne zaman önünden geçseniz yüreğinizin teli titrer ilk zamanlar. sonra unutursunuz. belki...
en çok zorlayandır insanı. sabah uyandığında gördüğün yüz, sana seslenenin ses tonu, seslenme kelimeleri, kokusu bile başka olunca insanın içi cız ediyor. birlikte olurken, yemek hazırlarken bile bir olduğun insanın yerine yenisi gelince başka oluyorsun.
mesela;
o, yemeklerin tuzunu ayarlayamadığım için her yemeği az tuzlu yapacağımı bilir. onun için sofrada, el altında hep tuz bulundurur.
ben, yemek olmasa sekiz çeşit tatlı olsun şikayetçi olmayacağını bildiğim o adama saatlerce tatlı yapabililrim. çünkü bilirim elleri belimde olacak işim bitene kadar, ve ben uzatabildiğim kadar uzatırım tatlı işini. bir çoğunu ocakta- fırında bırakıp yakmışlığımız çoktur gerçi.
sonra ne bileyim, alışkanlık olmuştur ona kese yapmak, yüzüne maske yapmak. her banyoya girdiğinde ardından minik minik bıraktığı tüyleri toplamak.
sonra acı sevdiğini bilen, yanında çekinmediğin, horlaması ninni gelen bir adamdan sonra yenisine alışmak çok zor, çok.