tamamen beni anlatan durum. uzun süren bir yalnızlığın üzerine gelen bir kızı öylesine yüceltmişim ki; kör hale gelmiştim neredeyse. sonra sonra farkına vardım durumun. bir de kötü bir sonla bitince iyice korkar oldum. güvenim kaybolmadı insanlara, sevme duygum da hala var aslında. sıcaklığı da yok kokusu da. bir başkası gelince onu da aramayacağım fakat içimde hep bir çekingenlik var ya yeni gelen ondan daha kötüsünü yaparsa?
doğru insanı bulunca korkularının yersiz olduğunu anlayacaktır.fakat ''doğru'' insanı.. aksi takdirde yanlış bi ilişkiyle korkuları önlenemez hale bile gelebilir..
temiz sayfa açma yetisine sahip olanlarla kirli sayfalara bulanmışlar arasındaki farktır.
eskiden ders alıp yeniye adım adım ilerliyebilenler ile eski çamlar bataklığından çıkamayanları anlatır.
insanı var edenin tecrübeler ve geçmişi oldugunu anlayacak kadar zeka pırıltısı taşımayanlarla "ya bu da öyleyse" sorusuna takılı kalan plakvariler arasındaki ilişki gibidir.
ilişki bu, otla da bokla da yaşanıyor amk.
siz bir adım ilerlersiniz, o iki adım kaçar.
siz normalsinizdir, o anormal.
sonra da sizin emekleriniz karşılığı çıktığınız katların bütün harfiyatının altında kalmanız için olmadık eylemlerle açığınızı bulmaya ve düzgün davranmaya (!) çalısırlar, bunu da kendi kafalarında kurguladıkları senaryoya baglı kalarak yaparlar ki suçlu görünesiniz.
sonuç: yeni bir ilişkiden korkmak değil ilişkiyi yürütemeyecek kadar karaktersiz olursunuz.
saçmadır. çünkü insan ne yaparsa yapsın kendini alıkoyamaz. seven varlıkemlarız, sevmeye alışmışız. ufak tefek depresyonlu dönemlerimiz olsa da hepiniz sevmeyi, sevilmeyi isteriz.
eski ilişkisi hakkında hala acabaları olan, kendisini terkedip arkasına bakmadan gideni hala deli gibi seven, unutamayan kişilerin içinde olduğu çelişkidir.
isterdim ki, götüne güvenmeyen erkekler "ben götüme güvenmiyorum" diyecek kadar gamsız ve de kuku doygunu olabilselerdi. o zaman dünya çok güzel bi yer olurdu lan. çünkü, "olmaz, tutmaz bu maya. zor" dediğiniz dakika, "olur olur, bak bal gibi olacak" diyenlerin hepsi yarı yolda "ben beceremiyorum ühü ühü" diyerek topukluyorlar.
sezen aksunun alışmak sevmekten daha zor geliyor şarkısı tam da bu durumu özetler.yeni bir insana alışmaya çalışmak.çok zor, bana çok uzak..korkuyu,emeğin boşa gider paronayasını,güvensizliği ,eski ilişkiden kalan sıfırlamış bir özgüveni, eski sevgilinin kafa seslerini ve sizin iç sesinizi ateşleyen bir durum.
buna rağmen zor ama imkansız değil..kendimizi mutsuzluğa mahkum etmeyelim beyler bayanlar..viva la vita yaşasın hayat
korkan kişi bir bayan olsa anlaşılır bir durumdur ama erkek olunca farklı oluyor. derler ki, ulan erkek adamsın. neyden korkuyorsun?
korkar paşam korkar, sızlayan yüreğinin bu sefer sızlamamasından* korkar.
çok uzun zaman boyunca birini beklemiş ve sağlam bir kazık yemiş olan bireyin içinde bulunabileceği durumdur. aslında tam da bu sırada kişinin karşısına çıkan kişi tam da aradığı doğru kişi olabilmektedir. eğer eskileri bir kenara atmayı başarır gerçek duygularını dinlerse zaten korkmak için bir sebep kalmayacaktır. asıl önemli olan doğru olduğuna inandığı kişinin de bu şekilde hissedip hissetmemesidir. eğer duygular karşılıklıysa değmeyin keyfine dedirten hadisedir.
özellikle algısı yüksek insanların daha önceden edinilen tecrübeler ışığında, kılın kırk yarılacağı, üstelik saçmalıkların mantık çerçevesine oturtulmaya zorlanılacağı, ilk haftadan sonra itinayla tahammül sınırlarının zorlanacağı bir ortamdan kendisini çekmeye çalışmasıdır. korkmak mıdır? hayır, tahammül edememektir.