sen yoksun ve hala akıyor. yüzsüzlüğümün ben de farkındayım, bu yüzden yazıyorum bunları. sana bunları söyleyecek yüzüm yok ne yazık ki.
"inan..." gibi cümleler kurmayacağım artık, anlamışsındır inanmaman gerektiğini. mumum ikindiye kadar bile yanmadı. saf ve temiz olamadım çok üzgünüm. aşkı basitleştirmeyi kimden öğrendim bilmiyorum. bunun için de kızmazsın umarım. gerçi sen bu cümleleri anlamayacaksın zira anlayabilecek olan da okuyamacak. yalnızlık bana mahsus sanardım, allah'ta öyle düşünürmüş.
son 4 liram kaldı. eğer zaman makinem olsaydı geçmişe, yani bir paket uzun anadolunun 3,75 olduğu zamana gider, ablama sigara alırken kendimi vururdum.
senin bu satırları okuyacağın yok, benim de sana gösteresim. işte bunun gibi bir sürü şey birleşince ben de yazmaktan vazgeçiyorum...
"cehennem dertleri var cennetimde
ben yaşarken ruhum ölmüş içimde"
sarıp sarmalayın beni
kefenle değil kundakta gömün beni
tok ölmek istemiyorum
çıkarın serumları sınav yapalım
yıkamayın beni ölünce
temiz yaşamayan adamı, kirli koyun çukura
mezar istemem, kimse kabrimi bilmesin
mermer israfına son.
kurda kuşa yem, toprağa gübre olayım
yeniden doğayım ağaçtan çiçekten
pek farkım yoktu zaten tezekten
mezar taşı isterim
üstünde adaım değil
"zendagi migzara" yazsın
raif efendi gibi
görmek isteyence görüneyim.
ruhuma elfatihalar değil
zeki müren şarkıları okunsun
cenaze namazı da kalsın
vebali benim boynuma
miras kavgasın filan olmasın ardımda
zaten yoktu malım mülküm
boşuna dememiş yunus
"mal da yalan mülk te yalan
gel biraz da sen oyalan"
ben o yalandım işte
birinizi bile kandıramadım
ömür hızlı geldi, çabuk geçti
bir türlü yakalayamadım