şimdi hiçbir şeye yeni başlamıyoruz ama türkiyede olan gelişmeler öyle hızlı yaşanıyor ki, çevreme bakıyorum herkes şaşkın, aval aval birbirine bakıyor. Çünkü bu karmakarışık ortamda pek çok kişi olayları sıralayıp sağlam bir bilgi edinemiyor. Bu nedenle son gelişmeleri sadeleştirip bir kamu hizmeti olarak burada sunuyorum.
- KÜRT AÇILIMI: işin başlangıcı 2009 yılında yapılan Kürt açılımına dayanıyor. iktidar Kürt sorununu çözmek için barışçı bir adım atmaya karar vermişti. Ancak unutulan, açılımın içini doldurmaktı. iktidar Kürt açılımından ne anladığını açıklamak yerine herkes fikrini söylesin anlayışını benimsemişti.
- HABUR OLAYI: 19 Ekim 2009da Türkiye Habur şokunu yaşadı. Kürt açılımı çerçevesinde bir grup PKKlı Türkiyeye geldi. Amaç barışa ilk adımı atmaktı, ancak gelenlerin tek tip gerilla kıyafetleri, sınırda bir mahkeme kurulması ve gelenlerin pişman değiliz demesine rağmen serbest bırakılması vatandaşta tepki yarattı.
- GERi ADIM: PKKlıların imralıdaki liderlerinin talimatıyla umulmadık bir törenle Türkiyeye girmesi hükümette de şok etkisi yarattı. Tepkilerden endişelenen Başbakan bir gün sonra Avrupadan da bir grup PKKlının aynı şekilde gelmesine izin vermedi, hükümet sessizliğe büründü.
- PKK iLE GÖRÜŞME: Kürt açılımı iktidarın sessizliğine rağmen, yandaşların medyadaki propaganda bombardımanı ile sürdürülmeye çalışıldı. Bu sırada devletin bazı PKK liderleri ve özellikle imralıdaki ile görüşmeler yaptığı iddiaları ortalığı sardı. Başbakan bu iddiaları çok sert cevapladı. Terörle pazarlık yapılamayacağını söyledi.
- iDDiALAR SOMUTLAŞTI: Başbakanın sözlerine rağmen hem dedikoduların arkası kesilmedi hem de PKK görüşmeler yapıldığını açıklamaya başladı. Başbakan buna karşı Devlet görüşür, hükümet görüşmez dedi. Ortaya bir devlet-hükümet çelişkisi çıktı. Görüşen kim? sorusuna herkes kendi meşrebine göre cevap aradı.
- OSLO SIZINTISI: 2011 eylül ayında bir ses kasetinin ortaya çıkması bomba etkisi yarattı. 2010da Osloda (bazıları başka yerde) kaydedildiği anlaşılan kasette konuşanların daha sonra MiT Müsteşarı olacak Hakan Fidan ile dönemin Müsteşar Yardımcısı oldukları kesinleşti. Görüşülen kişiler ise PKKnın lider kadrosuydu.
- ÖZEL GÖREVLi: Ses kayıtlarında MiT görevlilerinin PKK liderleriyle bir tür pazarlık yaptıkları duyuluyordu. Ayrıca bu önemli kişilerin imralıya da gittikleri ve hatta örgüt içinde kuryelik yaptıkları da ortaya çıkmıştı. Ancak kayıttaki en önemli bölüm Hakan Fidanın kendisini Başbakanın özel temsilcisi olarak tanıttığı bölümdü.
- VERiLEN SÖZLER: Değişik yer ve zamanlarda kaydedildiği anlaşılan konuşmalarda kendisini Başbakanın Özel Temsilcisi olarak tanıtan Hakan Fidanın konuyu artık siyasi olarak ele aldıklarını, bununla ilgili bazı protokoller yazılabileceğini de söylediği duyuluyordu. Fidana göre Başbakan sorunu çözmek için elinden geleni yapacaktı.
- SUÇ iDDiALARI: Kasetlerin ortaya saçılmasından sonra muhalefet bu görüşmelerin yasa dışı olduğunu ileri sürerek ayağa kalktı. Hükümet terör örgütüyle pazarlık yapmakla suçlandı. iktidar kanadı ve yandaşlar ise barışın sağlanması için devletin herkesle görüşebileceği savını ileri sürüyordu bu aşamada.
- BAŞBAKAN KEFiL: Sonunda konuya Başbakan da müdahil oldu. ilk başta devlet görüşür hükümet değil diyen Erdoğan daha sonra MiT Müsteşarı yaptığı Hakan Fidana sahip çıktı. Ben Hakan Fidanı harcamam, yaptığı suç değildir, devlet için sorumlu davranarak görevini yerini getirmiştir dedi.
- TERÖR TIRMANIYOR: Eş zamanlı olarak araya giren başka olayları atlamamak gerek. Teröristlerle görüşme kasetinin sızmasından itibaren başta Güneydoğu olmak üzere pek çok yerde çok kanlı terör eylemleri yaşanmaya başlandı. Pek çok asker ve polis şehit olurken onlarca sivil de olaylarda hayatını kaybetti.
- KCK OPERASYONLARI: Yine eş zamanlı olarak KCK adı verilen ve PKKnın şehir yapılanması olarak nitelendirilen örgüte karşı amansız bir operasyon dalgası başlatıldı. Operasyonlar giderek Ergenekona benzemeye başladı. Akademisyenler, yazarlar, gazeteciler de operasyondan nasiplerini aldılar.
- VE ŞOK GÜNÜ: 7 Şubat akşamı Hürriyet Gazetesinin internet sitesine konan bir haber şok etkisi yarattı. Buna göre KCK soruşturmalarını sürdüren savcılık MiT Müsteşarı, önceki Müsteşar ve yardımcısını şüpheli olarak ifade vermeye çağırıyordu. Gazeteciler haberi doğrulatmak için büyük çaba harcadılar ama ilgililer yalanlıyordu.
- GERÇEK ANLAŞILIYOR: Gecenin geç saatlerinde bütün yalanlamalara rağmen haberin doğru olduğu anlaşıldı. Gariplik şuydu ki özel yetkili savcının eyleminden istanbul Cumhuriyet Başsavcısının da, Adalet Bakanının da Başbakanın da haberi yoktu. iktidar ilk kez kendi yaratmadığı bir krizin içinde bulmuştu kendini.
- iDDiALAR SAÇILIYOR: Haberin patlamasından sonra, iktidara yakın bazı yayın organlarında MiTe yönelik operasyonların gerekçeleri yayınlanmaya başlandı. Tıpkı Ergenekon Davasında olduğu gibi savcılardan sızdırılan bilgiler ortalığa saçılıyordu artık. Bir anlamda macun tüpten çıkarılıyordu.
- MÜTHiŞ SUÇLAMALAR: Yandaş medyada yer alan bilgilere göre MiT KCKyı kurmakla, içine yerleştirdiği ajanlarını provokatif eylemlere sokmakla, alınan istihbaratı ilgili birimlere aktarmamakla ve bu nedenle pek çok şehit verilmesine neden olmakla suçlanıyordu. Kamuoyu da iktidar da hatta muhalefet de şaşkındı.
- ÇABUK TOPARLANDI: MiTe yönelik operasyonun sonuçta Başbakana kadar ulaşabileceği ihtimali iktidarda derin bir travma yarattı. AKP hiç olmazsa süreci uzatmak ve şimdilik MiT Müsteşarını feda etmemek için yasada değişiklik yapmaya karar verdi. Jet hızıyla harekete geçildi. Değişiklik teklifi Meclise gönderildi.
- SAVCIYA DARBE: Ancak iktidar yasayı bile beklemedi ve MiT soruşturmasını başlatan savcının görevinden alındığını öğrendik. MiT soruşturması hiç olmazsa bu an için durdurulmuş oldu. Bundan sonra savcıların nasıl davranacağı, aldıkları kararın arkasında durup durmayacakları henüz belli değil.
işte; geldiğimiz sürece ilişkin kronolojik gelişme böyle.
Şu anda üstümüze düşen büyük resmi doğru olarak görmemizdir.