yeni başlayanlar için türkiye gündemi

entry1 galeri0
    ?.
  1. şimdi hiçbir şeye “yeni başlamıyoruz” ama türkiyede olan gelişmeler öyle hızlı yaşanıyor ki, çevreme bakıyorum herkes şaşkın, aval aval birbirine bakıyor. Çünkü bu karmakarışık ortamda pek çok kişi olayları sıralayıp sağlam bir bilgi edinemiyor. Bu nedenle son gelişmeleri sadeleştirip bir kamu hizmeti olarak burada sunuyorum.

    ahanda 32 kısım tekmili birden yeni başlayanlar için türkiye gündemi

    - KÜRT AÇILIMI: işin başlangıcı 2009 yılında yapılan Kürt açılımına dayanıyor. iktidar Kürt sorununu çözmek için barışçı bir adım atmaya karar vermişti. Ancak unutulan, açılımın içini doldurmaktı. iktidar Kürt açılımından ne anladığını açıklamak yerine “herkes fikrini söylesin” anlayışını benimsemişti.

    - HABUR OLAYI: 19 Ekim 2009’da Türkiye Habur şokunu yaşadı. Kürt açılımı çerçevesinde bir grup PKK’lı Türkiye’ye geldi. Amaç barışa ilk adımı atmaktı, ancak gelenlerin tek tip gerilla kıyafetleri, sınırda bir mahkeme kurulması ve gelenlerin “pişman değiliz” demesine rağmen serbest bırakılması vatandaşta tepki yarattı.

    - GERi ADIM: PKK’lıların imralı’daki liderlerinin talimatıyla umulmadık bir törenle Türkiye’ye girmesi hükümette de şok etkisi yarattı. Tepkilerden endişelenen Başbakan bir gün sonra Avrupa’dan da bir grup PKK’lının aynı şekilde gelmesine izin vermedi, hükümet sessizliğe büründü.

    - PKK iLE GÖRÜŞME: Kürt açılımı iktidarın sessizliğine rağmen, yandaşların medyadaki propaganda bombardımanı ile sürdürülmeye çalışıldı. Bu sırada “devletin” bazı PKK liderleri ve özellikle imralı’daki ile görüşmeler yaptığı iddiaları ortalığı sardı. Başbakan bu iddiaları çok sert cevapladı. Terörle pazarlık yapılamayacağını söyledi.

    - iDDiALAR SOMUTLAŞTI: Başbakan’ın sözlerine rağmen hem dedikoduların arkası kesilmedi hem de PKK görüşmeler yapıldığını açıklamaya başladı. Başbakan buna karşı “Devlet görüşür, hükümet görüşmez” dedi. Ortaya bir “devlet-hükümet” çelişkisi çıktı. “Görüşen kim?” sorusuna herkes kendi meşrebine göre cevap aradı.

    - OSLO SIZINTISI: 2011 eylül ayında bir ses kasetinin ortaya çıkması bomba etkisi yarattı. 2010’da Oslo’da (bazıları başka yerde) kaydedildiği anlaşılan kasette konuşanların daha sonra MiT Müsteşarı olacak Hakan Fidan ile dönemin Müsteşar Yardımcısı oldukları kesinleşti. Görüşülen kişiler ise PKK’nın lider kadrosuydu.

    - ÖZEL GÖREVLi: Ses kayıtlarında MiT görevlilerinin PKK liderleriyle bir tür pazarlık yaptıkları duyuluyordu. Ayrıca bu önemli kişilerin imralı’ya da gittikleri ve hatta örgüt içinde kuryelik yaptıkları da ortaya çıkmıştı. Ancak kayıttaki en önemli bölüm Hakan Fidan’ın kendisini “Başbakan’ın özel temsilcisi” olarak tanıttığı bölümdü.

    - VERiLEN SÖZLER: Değişik yer ve zamanlarda kaydedildiği anlaşılan konuşmalarda kendisini Başbakan’ın Özel Temsilcisi olarak tanıtan Hakan Fidan’ın konuyu artık siyasi olarak ele aldıklarını, bununla ilgili bazı protokoller yazılabileceğini de söylediği duyuluyordu. Fidan’a göre Başbakan sorunu çözmek için elinden geleni yapacaktı.

    - SUÇ iDDiALARI: Kasetlerin ortaya saçılmasından sonra muhalefet bu görüşmelerin yasa dışı olduğunu ileri sürerek ayağa kalktı. Hükümet terör örgütüyle pazarlık yapmakla suçlandı. iktidar kanadı ve yandaşlar ise “barışın sağlanması için devletin herkesle görüşebileceği” savını ileri sürüyordu bu aşamada.

    - BAŞBAKAN KEFiL: Sonunda konuya Başbakan da müdahil oldu. ilk başta “devlet görüşür hükümet değil” diyen Erdoğan daha sonra MiT Müsteşarı yaptığı Hakan Fidan’a sahip çıktı. “Ben Hakan Fidan’ı harcamam, yaptığı suç değildir, devlet için sorumlu davranarak görevini yerini getirmiştir” dedi.

    - TERÖR TIRMANIYOR: Eş zamanlı olarak araya giren başka olayları atlamamak gerek. Teröristlerle görüşme kasetinin sızmasından itibaren başta Güneydoğu olmak üzere pek çok yerde çok kanlı terör eylemleri yaşanmaya başlandı. Pek çok asker ve polis şehit olurken onlarca sivil de olaylarda hayatını kaybetti.

    - KCK OPERASYONLARI: Yine eş zamanlı olarak KCK adı verilen ve PKK’nın şehir yapılanması olarak nitelendirilen örgüte karşı amansız bir operasyon dalgası başlatıldı. Operasyonlar giderek Ergenekon’a benzemeye başladı. Akademisyenler, yazarlar, gazeteciler de operasyondan nasiplerini aldılar.

    - VE ŞOK GÜNÜ: 7 Şubat akşamı Hürriyet Gazetesi’nin internet sitesine konan bir haber şok etkisi yarattı. Buna göre KCK soruşturmalarını sürdüren savcılık MiT Müsteşarı, önceki Müsteşar ve yardımcısını şüpheli olarak ifade vermeye çağırıyordu. Gazeteciler haberi doğrulatmak için büyük çaba harcadılar ama ilgililer yalanlıyordu.

    - GERÇEK ANLAŞILIYOR: Gecenin geç saatlerinde bütün yalanlamalara rağmen haberin doğru olduğu anlaşıldı. Gariplik şuydu ki özel yetkili savcının eyleminden istanbul Cumhuriyet Başsavcısı’nın da, Adalet Bakanı’nın da Başbakan’ın da haberi yoktu. iktidar ilk kez kendi yaratmadığı bir krizin içinde bulmuştu kendini.

    - iDDiALAR SAÇILIYOR: Haberin patlamasından sonra, iktidara yakın bazı yayın organlarında MiT’e yönelik operasyonların gerekçeleri yayınlanmaya başlandı. Tıpkı Ergenekon Davası’nda olduğu gibi “savcılardan sızdırılan bilgiler” ortalığa saçılıyordu artık. Bir anlamda macun tüpten çıkarılıyordu.

    - MÜTHiŞ SUÇLAMALAR: Yandaş medyada yer alan bilgilere göre MiT KCK’yı kurmakla, içine yerleştirdiği ajanlarını provokatif eylemlere sokmakla, alınan istihbaratı ilgili birimlere aktarmamakla ve bu nedenle pek çok şehit verilmesine neden olmakla suçlanıyordu. Kamuoyu da iktidar da hatta muhalefet de şaşkındı.

    - ÇABUK TOPARLANDI: MiT’e yönelik operasyonun sonuçta Başbakan’a kadar ulaşabileceği ihtimali iktidarda derin bir travma yarattı. AKP hiç olmazsa süreci uzatmak ve şimdilik MiT Müsteşarı’nı feda etmemek için “yasada değişiklik” yapmaya karar verdi. Jet hızıyla harekete geçildi. Değişiklik teklifi Meclis’e gönderildi.

    - SAVCI’YA DARBE: Ancak iktidar yasayı bile beklemedi ve MiT soruşturmasını başlatan savcının görevinden alındığını öğrendik. MiT soruşturması hiç olmazsa bu an için durdurulmuş oldu. Bundan sonra savcıların nasıl davranacağı, aldıkları kararın arkasında durup durmayacakları henüz belli değil.

    işte; geldiğimiz sürece ilişkin kronolojik gelişme böyle.

    Şu anda üstümüze düşen büyük resmi doğru olarak görmemizdir.
    1 ...
© 2025 uludağ sözlük