sakın ola ücretli çalışmayın.ticaret,ticaret, ticaret.
"üretip satan değil, maaşlı çalışan değil, alıp satan zengin olur"
"insanların sevdiği malları satmayın, sattığınız malı insanlara sevdirin"
maksat muhabbet atasözü*
öncelikle hak, adalet kavramlarının yorumlanmasında ne gibi farklar olabileceğini en çarpıcı örnekleriyle çevrenizde görebileceksiniz. bu göreceliği anlamaya çalışırken, uygulamaya geçirilen tek yorumun ise üstünüzün ki olduğunu farkedeceksiniz. işte bu noktada bir düşüncedir alacak sizi : görüşü değerli yapanın mantığı ve sağlamlığı değil sahibinin statüsü olduğu gerçeği yüzünüze tokat gibi vuracak; aslında zaten bildiğiniz bu durum pratikte başınıza pek gelmediği için sanki yeni birşeymiş gibi gözükecek size ilk anda, ama siz zaten bu gerçeği daha önce farklı biçimlerde de olsa yaşadığınızı biliyor olacaksınız... ancak bu sefer size dokunanın karara uymak zorunluluğu olduğunu ve ya el mahkum diyerek gereğini yapma yada sonunu düşünmeden ödün vermeme yol ayrımında olduğunuzu fark edeceksiniz. söz konusu kararı veren kişiye verdiğiniz değer ve hayatın size yüklediği sorumluluklar gibi kriter ise bu yol ayrımında hangisini seçeceğinize etki edecektir. işte tam da bu nokta da asıl içe sinmeyen bir diğer gerçeği farkedecesiniz, zamanın omuzlarınıza yüklediği her sorumluluğun sizi taviz e daha da yaklaştırdığı gerçeğini... metin olun, buna iş hayatı diyorlar...
özel sektörde de olsan, kamu sektöründe de olsan kesinlikle herkese politik olmalı, mesafeli yaklaşmalısın, birileriyle yakın olman başkalarını rahatsız edebilir, bunu kesinlikle unutma...
dost kelimesini hafızandan sil burası dost kazanma yeri değil; para kazanma yeridir sende sömürülcek bi bireysin. herşeyi bilmen, elinden geldiği kadar yapmaya çalışman sana bi artı kazandırmaz kendi işini yap diğerlerine yardım olsun yahut şirinlik olsun diye burnunu sokma bırak ihtiyaçları olunca onlar senden zaten yardım isterler. yardım istemeyi alışkanlık haline getirmelerine izin verme. senden sonra gelenlere bildiğin herşeyi öğretme gafletine düşme. herkesle samimi olmana gerek yok ama seviyeli olmak şart. işini sevmesende severek yaptığını söyle. gün gelip mesai arkadaşın müdürün olunca söylediklerinin başına kakmasını engellemiş olursun böylece. emeklilik hayalleri kurarak bu günler geçmez severek yapacağın bi iş bul yada serbest meslek denen bi iş daha var. boş vakitlerinde o konuda kafa yor.
seni yılan yerine koyup bütün tatlı dilini ortaya koyanlara tek kaşını kaldırarak bak. zira unutma ayinesi iştir kişinin lafa bakılmaz. (ha bi de editlemeyi öğren :)
iş kanunu iyi öğren normal zamanlarda iş kanununa harfiyyen uyulmasa bile iş seni çıkarmaya gelince iş kanununun işveren hakları harfiyyen uygulanır sen de kendi haklarını ilk günden bil.
onca yıl öğrencilik hayatına alışmışken öğretmen olduysanız hele, derse girmiyim de arkadaştan notları alırım falan filan gibi o mükemmel hakların elinizden gitmiş olmasıyla sarsılırsınız bir. derse geç kalıp hocalara şirinlik yapıp yırttığınız günleri anımsar ve hey gidi hey dersiniz ve dersinize saati saatine girersiniz mecburen. ama dersi istediğiniz gibi şekillendirmek sizin elinizdedir *. hoca ya bana sorarsa diye hayıflanmazsınız ve sorarsınız istediğiniz öğrenciyi. dersi sıkıcı yapmak da eğlenceli yapmak da sizin elinizdedir artık. eğlenceli olanı seçersiniz.sizi kızdırırlarsa sıkıcı olana geçersiniz ceza olarak. onlar da huyunuzu öğrenirler zamanla. ve anlaşır gidersiniz.hele sevilen bir öğretmen olabildiyseniz
-zaten öğrencilerinizi sevdiyseniz onlar da sizi çoktan sevmiştir- hocam hocam hocam diye peşinizde dolanırlar ve mesleğinizden koparamazsınız artık kendinizi.
ilk bir ay geçmek bilmeyen bir süredir. çünkü adaptasyon sürecinde ne yapacağınız belli değildir. masanız yoktur misafir gibi sağda solda takılırsınız. hatta ilk bir hafta ölüm gibidir. ama sonra alışınca da zamanın nasıl geçtiğini anlamazsınız.
Mümkünse poker suratı oynayın.Kimseye acımayın ama sadece kendinize acıyın. Unutmayın bu dünyada en sevdiğiniz ve en yakınınız olan insan yine kendinizsiniz. Öğrenmek için çabalayın ama her dakika çabalayın. Yolunuza ket vurmaya, ayağınızı kaydırmak için her türlü çakallığı yapmaya çalışacaklardır. Diklenmeyin, bekleyin aynen avını bekleyen bir pars gibi belli bir zamanın geçmesini bekleyin. Zamanı gelince kazanan inanki siz olacaksınız. Unutmayın öğrendiğiniz her bilgi size ileride tahtınızı kurarken biir tuğla olarak geri dönecek. Hep söylemişimdir; Sabırlı olun, inanın demesi kolay yapması çok zordur. Ama sadece yapın!!! Bir süre sonra kimse sizle eğer uğraşıyorsa uğraşmaz ve çeker gider. Unutmayın sabırlı insanlardan farkettirmeselerde birçok insan çekinir ne zaman ne yapacağı belli olmaz diye. Fırsatları ve daha iyi koşulları her zaman takip edin. Vefa ve sadakat ancak size bilgi öğretene, ailenize ve memleketinize karşı olmalı. Diğerlerine 3 sadakat verirsiniz, faiziyle sizden 3'ü 5 olarak alırlar. Çevrenizi genişletmeye bakın. Ne kadar çok insan ama doğru yerde ve doğru insan tanırsanız, belli bir zaman ilişki kurmak için madden ve manen yorulsanız da sağlam insalarla kurulacak ilişkiler hiç umulmadık anlarda bir çilingir gibi açılmayacağını düşündüğünüz kapıalrı açar.
bordrolu başladıysan bu yola; gel hele yamacıma, dinle sözümü küçüğüm..
iş yaşamı derler, alımlıca bir göttür.
hani onun o güzelim iki yanağının ortasından da bir şey çıkar ara ara, bildin mi..
hah işte o da sana girsin!
ahahaha....
çabuk yükselmek için taraf, sağlamlaşmak için sarraf olmak gerekiyor. Girdiğiniz ilk bir hafta önemlidir. Çalıştığınız takım daki yada kurumdaki insanlar sizin kişiliğinizi bir haftada etiketleyip hayatlarında ona göre bir yerde koyacaklardır.
kendinizi sevdirmeye bakın, sizi minimum zararlar verecek şekilde yerinde fedakarlıklar yapmayı öğrenin, eğer etrafınızda sizin konumunuzda çalışmış uzun süreli bir eleman varsa onu sensei olarak görün ve sizi kollatmasını çalışın.
bireysel anlamda ikili ilişkinizi, takım anlamında yönetme ve işlevsellik yönlerinizi göstermeye çalışın.
şaka yapmayın, en küçük bir espri son olabilir. Her şaka ciddiye alınabilir. Çalıştığınız birim, büro yada saha daki her işi öğrenin. gerekli bilgiyi paylaşın, çok gerekliyi paylaşmayın. Soğuk suratlı olmayın, ama iş anlamındaki ilişkilerinizde profesyonelliği oynayın ve siz ordayken diğer personeli oraya bağlayabilen bir unsur olduğunuzu üstlerinize gösterin.
çalıştığınız yer kurumsal bir şirket ise eğer hemen her gördüğünüz kıza yazılmayın.. ilk önce etrafı iyice bir keşfedin.. kim nedir? kimlerle takılır? nasıl davranmak gerekir? nabza göre şerbet verin ilk zamanlar.. prensiplerinizi belirli bir dönem rafa kaldırın yeriniz sağlamlaştıkça çıkartır kullanırsınız..
ama unutmayın her daim elinizin altında biryerler olsun zira özel sektörde iş bulmak da, çıkartılmakta oldukça basittir.. ve en önemlisi çevre edinmeye bakın.. insanlarla iyi geçinin ki ileride aynı sektörde devam edeceğiniz için elbet başka bir yerde de karşılaşma ihitmaliniz hatta işinizin düşme ihtimali yüksektir..
