1)sakin ol ve o melankolik müziği kapat.
2)Yüzünü yıka ve aynada kızarmış,pençe pençe olmuş yüzüne bakarak gül.
3)Gözlerini kapa ve bir tatil köyünde havuz başında en sevdiğin içkiyi ,içtiğini hayal et.
4)eğer gündüz ise pencereden sokağa falan bakmadan güneşe bak.
5)Müzik tarzın ne olursa olsun hareketli bir şarkı,her ne kadar başlarda sinirini bozsa da,dinle.
6)Eski sevgilini hala unutamamış ve ya hala deliler gibi aşık olabilirsin. Ama şöyle düşünmelisin kendi duyguların seni zehirlememeli. Bir süreliğine,biliyorum çok zor bir şey,"o"nu düşünme. kalabalık arkadaş grubu kur ya da hali hazırda varsa onu kullan. Aksiyon filmlerine gidin. paintball'a falan gidin ne bileyim romantik olmayan her şeyi yapın.
çok eski ya da yakın zamanlarda aşk acısı çekmiş bünyelerin gözyaşları eşliğinde ve "bir başkası çekmesin lan" iç sesleri ile tavsiyelerde bulunacağı rehber.
ne yaparsanız yapın -ki buna; köpek gibi içmek, intihar etmek, ağlamak, uzak şehirlere göç etmek, başkaları ile sevişmek, eğlenmek, uyuşturucu kullanmak, karanlık odalarda kendini hapsetmek vb. her şey- geçmeyecektir. çünkü geçmeyince geçmiyor meret.
önünüzde uzun bir uykusuzluk, halsizlik, boşvermişlik günleri var. her akşamı içerek geçirmekten bıktığınızda bitmesi için çabalamaya başlıyorsunuz.
ya da yüzünüzü her sabah güneşe dönün ve gülümseyin elbet bir gün gerçekten yüreğinizin gözyaşı seli kurur ve kendinize gelirsiniz.
sevdikte ne oldu ilk önce avea sonra efes zengin oldu dedirten bi durumdur. insanın gözünün en kara olduğu zamanlardır. o bie ömür kıyamadığın insandan en çok nefret edeceğin zamandır. zamanla geçer ama delerde geçer gibi sözleri adama yazdıttıran bi durumdur. he birtane daha aşk adamı ya şaşr eder ya katil...
bütün yazılanlarla test edip onayladığım ve şu an köpek gibi çektiğime karar verdiğim acıdır. arkadaşlar öyle güzel anlatmışlar ki diyecek pek de bir şey bırakmamışlar aslında. ama sadece şunu eklemek istiyorum; dinlenilen her şarkıda, izlenilen her film sahnesinde insanı biraz biraz daha eriten, aptallaştıran acıdır. hangi şarkıyı dinlesem seni anlatır sanki..
aşığın herşey güzel olacak sanırken birden acıya dönüşen hayatında bütün aksiliklerin üstüste gelmesi durumunda kimseye güveni kalmamış olması durumudur.birazcık da söylenen sözlere inanmasıdır sonucu ise ayrılık ve geriye kalan kalp ağrısıdır.
"keşke biber acısı olsaydıda su içseydim de geçseydi" dedirtebilecek ama tükrük bezlerinin isot salgılaması gibi ömür boyu dilini ağzını boğazını yakabilecek bir acıdır.bilmeyenlerin veya yeni başlayanların bu aşk bokunu yerken yan etkilerinin de olabileceğini iyi düşünmesi gerekir.
önce kara soğuk birduman bacaklardan bütün vücuda yayılmaya başlar. koları ve parmakları da sardıktan sonra burun deliklerine kadar ilerler. bu dumanın asıl kaynağının kalbin olduğunu farkettiğinde hüznün ikiye hatta üçe katlanır. kendinle savaşın aşık olduğun kişiyi unutmaya çalışmaktan çok daha zordur. nereye bastığını görmeden yürüyüp, neyin gerçek olduğunu unutman tek hissetiğinin acı olması da sinir bozucudur. tek bir çaresi vardır. ***
1 hafta olmasına ragmen gecmeyen acı. kesinlikle sizofren olma eylemi . telefonun son ses acık olmasına ragmen her saniye calıyo zannedip kendine baktırması cok koyuyo be sözlük. o degilde insanın kalbi acırmıymış? hakketen acıyor gaybana sevdaluk.
ayrıldıktan uzun zaman sonra siz geçti derken tam ayrılığın ilk günlerine geri dönebilirsiniz tekrar. sanki yeni ayrılmış gibi hissedebilirsiniz. sönme gösteren davranışların tipik özelliğidir 1-2 gün sonra tamamen geçecektir. paniğe kapılmayın paniğe kapılıp da sakın eski sevgiliyi aramayın.
bu acının en büyüğünü, en berbatını yaşayan asla siz değilsinizdir. ne kadar "abi bizim sevgimiz başkaydı, diğer sevgililer gibi değildik biz" ya da "dünyanın en aşık ve en kaybetmiş insanı benim" desenizde bilin ki sevgilisinden ayrılıp taksim'e içmeye giden normal insanlardan pek bir farkınız yok. onlar belli bir zaman sonra aşarlar durumu, yeni sevgili falan yaparlar ve aşk acısı biter. bu sizin için de geçerli.
yani asla "ben ondan başkasıyla yaşayamam" demeyin. yaşarsınız.
Unutmak için kendini zorlamaman gereken bir acıdır.Çünkü bilemezsın kendini ondan uzaklaştırmaya çalıştığın her dakika en küçük şeyler dahi seni ona taşır yani anlayacağın ilk başladığın yere geri dönersin.Kendini asla soyutlama yaşantıdan hayat sana ne kadar acı veren bir yermiş gibi görünsede...
ilk aşksa, çok daha fazla koyacaktır. bir kere şu bilinmelidir, asla unutamayacaksınız. bunu sindirin. sevgiliniz başkası yüzünden mi terk etti, aldattı mı? fark etmez, ölene kadar düşünüp gülümseyeceksiniz, belki ağlarsınız; "vay anasını, şöyle bir kız vardı" diyeceksiniz. diğerleri de öyle olur elbette, ama ilki kadar asla olmaz.
tadını çıkarın. evet aşk acısının. kitaplara verin kendinizi, kendinizce edebiyat yapın. gözlerinizin altına kömür sürüp sokaklarda gezin, kimseyi iplemeyin; kırmızı ışıkta yola atlayın, ama ezilmek için değil. minibüste yaşlılara yer vermeyin. hatta oturmayın. boş minibüste ayakta gidin, kendinize gülün; size gülenlere bakın, daha da fazla gülün.
sinirinizden güleceksiniz. yavaş yavaş sakinleşecek; ikinci dalganın ardından kurtulacaksınız. ama asla geçmeyecek. "olmuyor" demeyiniz, sadece alışmanız gerekecek. "keşke hep çocuk kalsaydım" diyeceksiniz. güzellikleri keşfetmeniz, bahsi geçenin sadece duygu yoğunluğu; karşınızdakinin bir kız/erkek olduğunu idrak etmeniz gerekecek.
hazırlıklı olun, 1 yıl geçtiği halde neden terk edildim diyip ağlıyor olabilirsiniz. anormal değilsiniz, ağlayıp zırlamayın; bu olmadan olmaz demeyin.
ben durduysam siz ortalığı bile sikersiniz. o derece. sevinin, sevişin.
'zaman herşeyin ilacıdır' cümlesini asla anlayamayacak olduğunuz acı ötesi durum. Sizi anlıyorum. Tamam hadi üzülme, bir sürü gurursuzluk ve hatta kendinden beklemeyeceğin adına salaklık dediğin şeyleri yapmış olabilirsin. Korkma bu hep böyle gitmeyecek. Sen yine o eski sen olacaksın, bahardan yine etkilenecek yüreğin , yine coşacaksın. O yapmayı çok sevdiğin ne varsa, hepsi yine haz verecek sana merak etme. Tamam , tamam, susuyorum. Yaşamadan öğrenemeyeceksin nasılsa, söylediklerim sadece aklının bir köşesinde kalsın istedim. ihtiyacın olduğunda ,şaha kalktığında, ezbere söyleyeceksin bunları nasılsa sen de. Zaman siler herşeyi, üzül üzülebildiğince şimdi , ama mükafatını vermeyi unutma zamanın, bir dahakine kollamaz yoksa.
öncelikle tadını çıkartın. eğer gerçek bir aşk acısı çekiyorsanız, bu her zaman tadabileceğiniz bir duygu değildir kıymetini bilin. daha önce size çok da bir şey ifade etmeyen ayrılık temalı şiirlerin, romanların, şarkıların tadına varın. içip sarhoş olun, dostlarınızı canından bezdirin, yağmurda melenkolik yürüyüşler yapın, bol bol küfredin.
tüm bunları yaptıktan sonra, dönüp çevrenize bakın. daha önce hayatta aşk konusunda sizin için bir kişi varken şimdi özgür olduğunuzu ve çevrenizdeki potansiyel güzelliklere ulaşma imkanınız olduğunu farkedin. kendinizi sevin.
sadece aptalların veya acemilerin çektiği bir acıdır. iradesizlik belirtisidir. aştığınızı anlayacağınız an ise postayı koyduktan 10 dakika sonra uyumaya rahatlıkla devam edebildiğiniz andır.
p.s: yanlış anlaşılmasın, buradaki posta koymak şuursuzca göndermek değildir. ilişkinin bitmesi gerektiğine delalet bir hareket gördüğünüzde yapılan hamledir.
dur oğlum dur biraz dur. hemen üzüntüye acıya boğulma. şimdi sen bu dediğime inanmayacaksın ama; bir gün sana o kızdan çok daha fazla değer verecek birini tanıyacaksın. şimdi sen yalnız kalma korkusu ile tekrar o kızla yaşadığına benzer mutlu anlar yaşayamama korkusu içinde, o kızdan başka bir çıkış yolun olmadığına inanıyorsun. bırak bu düşünceleri. almış başını gitmiş işte; geri dönse ne olacak bu noktadan sonra.
