Ayrılğın ilk haftası kızgın olursunuz hatta gurur yaparsnz o mesaj atana kadar atmamayı düşünürsünüz sonra biraz zaman geçer telefonunuza ne mesaj gelir nede cevapsız arama biraz hüzünlenmeye başlarsnz hafif kzgnlgnz hayal krklgna dönüşür üzülmeye başlarsnz 2.ci hafta da melankolikleri oynarsnz aramak istersiniz arayamazsnz suçlayamassnz da unutmak da istemessiniz hatta unutmamak için mutlu günlerinizi düşünürsünüz en büyük hatayı yaparsnz gerçekler den kaçarsnz ve size mesaj bile atmaya tenezzül etmeyen insana dahada bağlanırsnz.
Yakınlarınızda samimiyetsizlik akan insanlar varsa onlardan uzak durun. Zira hiçbir işe yaramayacak saçma laflarıyla kafa bulandırmaktan başka hiçbir halt yemeyeceklerdir. diyecekleri tek şey bu da geçer unutursun başkasını bulursun gibi geçiştirici laflar olacaktır ki gerçek hayat kesinlikle böyle değildir.
kurtulusu da çaresi de yoktur. adam gibi acinizi cektikten sonra hayatiniza devam edebilirsiniz. bu acının suresi de tarifi de yoktur. allah en kisa zamanda yanani gorur inşallah. gülücük.
Yarı ölüden farkın yoktur o an.O ruh haliyle sanki dünyanın en mutsuz insanymışın gibi hissedersin. etrafa bakarsn mutlu insanları görünce ister istemez yüzün düşer hafif kızarsın . Sana yapılan büyük bi hakszlkms gibi algılarsn düşünürsün sevmek yetmiyor mu dersin karşı taraf haksız olsa bile ona kinlenmemek için kendini kandırmaya çalışırsn bahaneler uydurursun acaba benmi hatalıydm dersin amacına ulaşırsn kandırırsn kendi kendini o ruh haliyle bi mesaj atarsn o mesaj da özlem vardır o mesajda ümit vardır ama bi bakarsnki hayalinle gerçek bir değil sen boyle masum severken karsndaki bunu anlamaz canının yandgnı anlamaz sonra hevesin yok olur günler geçer haftalar olur haftalar ise aylar olur bide bakarsnki ne acın kalır nede kederli günlerin olgunlaşırsn bu olgunlaşma suresi ruhunu güzelleştirir içinden dersinki asla bir daha acıya yer yok asla kendinden vazgeçmek yok ve asla fedakarlık yok dersin hayatna devam edersin.
ilk sevgilisini benim gibi internetten bulup sonra o çocuğun tam bi psikopat olduğunu öğrenen ben için ilk hayal kırıklığıdır arkamdan ergen diyormuş da pardon ama karı gibi dedikodu yapan ben değilim ben ergensem sen de evrilmemişsin bi de takıldık falan diyomuşsun ayakta alkışlıyorum sana olduğundan fazla değer verip böyle konuşturan beni tövbe estağfurullah sakinim unuttum.
zamanla kalbinizin nasır tuttuğunu göreceksiniz. Öyle birkaç günde değil birkaç ayda. sonra nadasa yatmak en mantıklısıdır. en azından kalbin çözülene kadar bu işlerden elini ayağını çekmek ve kesinlikle bir uğraş bulmak. çünkü insan beyniyle daha doğrusu yaşanmışlık ve yaşanmamışlık hayalleriyle, kendiyle uğraşır. başka bir şeyi yıpratmak daha mantıklı görünüyor. en azından her nefesinde onu anmaktan alıkoyuyorsun kendini. birkaç rahat nefes alıp ateşe vermeye devam ediyorsun. ta ki küller kalana dek. ne kadar çabuk bitirmeye çalışırsanız o kadar da canınız yanacak. hızlıca yakmaya çalıştığınız şeyler sizi de yakabilir. yavaş yavaş, azar azar yakarsanız size de o kadar az zarar verir.
not: bu arkadaşları yalnız bırakmayalım. tabi üstlerine de gitmeyelim. lütfen bırakın acılarını yaşasın, biraz daha kalpleri olgunlaşsın.
Aşk acısı denilen şey, yaşanmış her türlü aktivitelerin unutulamaması ve ayrılınan kişinin boşluğudur. hayırlısı olsun nedir, yani devamlı ağızımızdaki sakız gibi olan bu söz nedir bilir misiniz? işte budur. ayrılmışsınızdır, belki de bu hakkınızdaki hayırlısıdır. önümüzdeki 4 metreyi göremeyen bizler 4 yıl sonrasını mı göreceğiz? işte buna hayırlısı olmak deriz.
Tabi bu ayrılıktan sonra Allah'a sualler başlar, duam neden kabul olmadı? onunla yaşlanmak isterken neden bu duam kabul olmadı?
işte bu sorunun cevabını Hz. Mevlana şöyle cevap vermiştir:
Allah kuluna üç şekilde cevap verir: "Evet" der, istediğini verir; "Hayır" der, daha iyisini verir; "Bekle" der ve en iyisini verir.
Bu konuda sizi en iyi Hz. Mevlana veya Hz. Şems motive eder. Aşkı gerçekten yaşayan onlar, bir türlü öğrenemeyen ise bizleriz.
hep bir gün benim olacak umuduyla bastırılmış, elde edip kısa bir mutluluk sonrası ayrılık ve bu defa geri dönecek, arayacak umuduyla bastırılan ve mutlaka yeni birine aşık olabilirim umuduyla bastırılacak olan hiçbir zaman yaşayamadığım ancak sıkça tanık olduğum çaresizlik, avarelik ve saçmalıkla dolu bir duygu...
Düşün şimdi yeni dostum hani serçe ayak parmağını koltuğun kenarına hızlıca vurursun ya o anki ağrıyı düşün onun kalbinde, karnında ve bilumum kısımlarında yaşandığını düşün ve acıyacağını bildiğin halde üst üste o parmağının tarafıyla koltuğu tekmelediğini düşün.
aci cekilirken yapilan en büyük hata, bir gün gececegi umudunu tasimaktir. bosuna umutlanmayin! insanin hep icinde, bir parca da olsa kalan en ufak, en olmadik an da hatta hic gerek yokken insanin aklina gelip, insanin agzina sican, ömrünün sonuna kadar cekmek zorunda olunan sonsuz acidir.
böyle canın çekilir yavaştan , aklına geldikçe nefessiz kalırsın. uyursun acının dindiğini sanırsın , aynı acının aslında oracıkta durduğunu anlaman 2 saniye sürmez .dalgın dalgın uzaklara bakarsın , seni düşünmediğini bilmek yakar da yakar. acısı bile güzeldir aşkın yakar kavurur ama zaman en iyi ilaçtır. bizde genç olduk geçiyor acıtıyor öldürmüyor. *
başlarda hüzünlü şarkılar dinlenir. melankolik takılınır. hayata küskünlük başlar, hayattan nefret etme, dünyadaki tüm dertlerin omuzlarında hissedilişi...
ileri derece aşk acısı için, arkadaşların tavsiyesiyle sigara ilaç olarak gösterilebilir ve sigaraya başlanılır. tabi bunun yanında alkol de alınır. eğer dostlarınız yanınızdaysa sizi mutlu etmek için ellerinden gelen şaklabanlığı yaparlar; çünkü dostturlar...
bu uzun süre içerisinde her zaman barışmak hayal edilir. her an telefon çalacak veya mesaj gelecekmiş gibi düşünülür.. fakat maalesef hiçbiri olmaz. olur ama o kişiden olmaz. sizi hayata küstüren, kalpte derin acılar bırakan, aşkın kötü yüzünü gösteren o kişiden değildir...
geçen uzun süre içerisinde hayatın güzelliği anlaşılır. yeni arkadaşlıkların verdiği mutluluk fark edilir ve o acılar unutulur...