yeni başlayanlar için amerika

entry3 galeri0
    1.
  1. * firsatlar ülkesi amerika'ya work and travel organizasyonu ile ilk kez gidecekler için tavsiyeler içerebilecek başlığa neden olan şey. *
    1 ...
  2. 2.
  3. bir kaç başlıkta entry olarak dile getirmiştim ancak sözlük yazarlarını bir başlıkta topluca bilgilendireyim istedim. efendim bir kere amerika kelimenin tam anlamıyla emperyalizm ve sömürge zihniyeti üzerine kurulmuş ve çarkı böyle döndürmektedir. ikinci sınıf veya düşük statülü diyebileceğim tezgahtarlık(satış temsilcisi diyolar ya neyse), tamircilik, garsonluk, aşçılık, barmenlik, inşaat işleri(boya badana tamir falan vb.), pizza dağıtıcılığı, şöförlük, özel güvenlik elemanlığı, kasiyerlik ve daha aklıma gelmeyen nice işleri yapan amerikalı(göçmen olmyan) bulmak neredeyse imkansızdır. bu tip işleri hem amerikaya sonradan gelen göçmenler yapar ve genelde şehirlere göre belli milletlerin tekelindedir. bir şehirde pizza dağıtıcılığı türklerin elindeyken diğerinde meksikalı vb. amerikalılar diyebileceğim yani göçmen olamayan ipneler ise hep kaymağını yer. bunlar hep müdür, işveren, ustabaşı gibi konumlarda yer alırlar. dolayısı ile kendilerini hep üstün görmelerinin temel nedeni bence budur. zeki oldukları için o konumda olduklarını sanıyorlar. ama işin aslı tamamen devlet politikası. göçmenler gelsin sigortasız çalışsın herifler parayı götürsün politikası yani.

    yahudileri ise her zamanki gibi yine cillop işlerin başında görmekteyiz. kuyumculuk, emlakçılık, sigorta şirketi, araba bayii gibi godaman işleri yürütüyor ipneler. ayrıca ne işi yapsalar rekabet edilmesi neredeyse imkansızdır. (bkz: değirmenin suyu) hal böyle olunca abd de el sanatı çok değerli kuaförlük, tamircilik, marangozluk vb. işlerle paraya para denmez. türkiyedeki fayans döşeyen abiyi getir günde 10 saat çalışsın senesine apartman almazsa ben de birşey bilmiyorum.

    şimdi de biraz insanlardan bahsedelim sözlük. erkek olduğum için direk fiziki olarak başlıcam değerlendirmeye * .
    amerikalı kızlar genelde obezdir obez. hem de bildiğin öküz gibi sığır gibidirler. genelleme yapmışken üstüne bir de küsuratlı sayımı vereyim de iyice aydınlan. amerikalı kızların yüzde doksan üçü obezdir. abd de evde yemek pişirme olayı pek olmadığı için günün büyük bölümünü abur cubur yemekle geçirmekten böyle şişmiştir bunlar. ellerinde ya koca bir kova büyüklüğünde kahve ya da sumo güreşçisi götü gibi hamburger vardır. o filmlerdeki süper taş hatunlar falan anca işte yüzde yedide kalır ve onlar da öyle her yerde denkgelmez. üstelik azınlıkta oldukları için çok değerlidir ve götleri kalkıktır. kolay kolay tanışamazsın tanışsan da anlıcağın dille söyliyeyim çakamazsın. zordur yani. ama bu yüzde yedi de harbi bombadır yani. öylece bakakalırsın afallatır adamı * . bir de mixed olanlar vardır ki işte bunlar artık nükleer bomba seviyesindedirler. bunlar genelde hispanik-amerikan veya afro-amerikan karışımlardır. nası diyim ben sana hani need for speed deki karı var ya işte onun gibi mesela. şimdi ruhen inceleyelim. abd kızları genelde sempatiktir. yoldan geçerken sana gülümseyebilir, selam verebilir * . gaza gelip de yazmaya çalışırsan kıza sapık muamelesi görmen içten bile değil. o yüzden her sırıtanı bu karı bana verecek diye değerlendirirsen daha bi hışımla otuzbir çekmek durumunda kalırsın. konuşmayı severler. telefon numarası almak zordur ama.

    şimdi de kızlar için değerlendireyim abd kızlarını. tabi doğal olarak sadece giydiklerini aktarmak yeterli olacak. kızlar iyi dinleyin abd de moda bizdekiyle yakından uzaktan alakalı değil. türkiye deki giyim tarzı tamamen avrupa modası * . yaz günlerinde sıradan bir parmak arası terlik, şort ve bir askılı üçlemesiyle gezerler. eğer ki sen türkiye deki gibi giyinir gelirsen seni sık sık durdurup bunu nerden aldın, harika bir şey, tarzına bayıldım, süpersin gibi milyon çeşit iltifat alırsın. züppelik olsun diye söylemiyorum. ben kız arkadaşımla yerleştim abd ye bizzat şahit olduklarımı söylüyorum. zengin falan da değiliz. sıradan türkiye cumhuriyeti vatandaşı olarak gelmiştik. yani giydiğin markaya değil stiline iltifat ediyorlar. neyse kızlar anladınız.

    marka demişken unutmadan başlıyayım anlatmaya. abd de marka takıntısı yok. yani insanları markaya göre değerlendirmiyorlar. abercrombie, gap vb giymek burada bir şeyin göstergesi değil. hatta gap baya bir amele bile diyebilirim burada. restoranda karşı masada oturan kişinin üzerinde pacino pizza, flying burger(isimleri salladım) gibi yerel yerlerin adı olan tişörtler görmek son derece normal. türkiye de düşünsene üstünde kebap49 veya osman ağa ocakbaşı yazan bir tişörtle seni nereye alırlar. rezervasyon var mı diye sorar adam kibarca git der yani. giriş için belli bir kıyafet şekli isteyen bar, cafe ve club mutlaka oluyor tabi ki ama bunlar az sayıda. geri kalan her yere çırılçıplak girmedikten sonra hiç bir problem yok. burada marka giymek demek gucci, armani, guess gibi yerlere domalmak demek yani.

    e kıyafette bu kadar sallamayan insanlar doğal olarak araba konusunda da öyle. benzin haliyle sudan ucuz olunca arabalar da bir o kadar ucuz. bizim dizilerdeki cipleri burada herkes alabilir. genelde yeni başlayanlar için 95-2000 arası model bir honda tavsiye ediliyor. sonrası kolay. 2.0, 2.2 gibi motorlara burada küçük motor diyebilirsiniz. 2.5 ve 3.0 benzinli arabalar bol miktarda. onun dışında sokakta her yerde dev gibi cipler kamyonetler görmek gayet sıradan. japon arabaları abd arabalarından daha ucuz. bmw, audi ve mercedes de normal fiyatlarda. part time çalışan birinin ayda yaklaşık 2000 dolar aldığını düşünecek olursak 2001 model bir bmw yi altı veya yedi bine almak çok kasmasa gerek. sıfır araba almak ise komedi. ayda 300- 500 dolara artık ne hayal ediyorsan al bin. ne dedik burada araba belli bir sınıfın göstergesi değil. kız bağlama aracı ise hiç değil. ha maserati ve ferrari bunun dışında. ona her yerde ekmek var.

    bölgelere göre değişmekle beraber bazı şehirlerde tek kelime ingilizce duyamamak gayet sıradan. deli gibi göç alan bir yer oldığu için e tabi bunlar da haliyle topluca yerleştikleri için genelde büyük kalabalıklar halinde bulunuyorlar. chinatown heralde her şehirde olmazsa olmazlardandır. ama ülkede hiç de küçümsenmeyecek kadar brezilya, meksika, hindistan göçmeni de var. kaynak götüm gibi algılanabilir ama okuduğum yeri şu an bulamam şöyle diyordu : abd de 2050 yılında nüfusun yarıdan çoğu ispanyolca konuşuyor olacak. sen düşün artık.

    zencilerden bahsetmeden olmaz. filmlerdeki gibi süper beyefendi insanlar demek yanlış olacak. zira zenciler büyük çoğunluk tarafından sevilmez. kılık kıyafet olarak kıro ötesi bir tarza sahipler. yani kusturur o derece. her kıza laf atarlar tabir yerindeyse düşürmeye çalışırlar. her türlü pislik ve suç bunlardan sorulur. modifiyeli araba ve motor olayında da öncüdürler. gösteriş merakı ultra manyak seviyededir. ne kadar altın gümüş varsa takarlar dolaşırlar. dillerini anlamak başlangıçta çok zordur. hatta amerikalılar için bile zor. çünkü sürekli kelime uydurdukları bir dil kullanıyorlar. hip hop ve r&b şarkılarındaki gibi saçma sapan benzetmelerle dolu bir dil. zenci mahallelerinde her zaman iş vardır ve parası çoktur ancak çalışmaya adam zor bulunur * . ülkemizin kızları için büyük tehdittirler. dilleri anlaşılmadığı için söylediklerine salak salak sırıtıp hay may dersen aynen sıçtın kızım. o yüzden hiç anlamadıysan no thanks de geç. en güvenlisi o.

    uzun süre kalınacaksa araba alınması tavsiye edilir her zaman. çünkü toplu taşımadan daha ucuza geleceğine emin olabilirsiniz. üstelik ulaşım kolaydır. bir gps ile gidemeyeceğin yer yok. aletin söylemediği yok zaten.

    gelelim alışveriş manyaklarına. arkadaşım burası çok ucuz. ama herşeyi türk parasına çevirirsen hata yaparsın hüsran olur. burası ucuz ama burada yaşayan ve kazanana göre ucuz. ama giyim genelde türk parasına çevirsen de yine de ucuz kalıyor. binlerce örnek verip ciğerinizi yakmak istemem ama bir kaç tane vermeden olmaz. mesela kızlar için gelsin yine : aldo da ayakkabı genelde 25-50 arası. biraz iyi bir şey 70 olsun bilemedin 80 olsun. victorias secret çamaşırlar geçen burda üçünü 20 ye veriyorlardı. o derece yani. incik boncuk pahalı ama. hani gidip toka tokada alıyosun ya 5 liraya kiloyla toka falan. burda aynen tutarsın kızım. claires küpe mesela 10 dolardan aşağı zordur. ben bakıyorum memleketteki bimilyoncudakinin aynısı.

    radyo dinlemek kafa yaptı bende burada. zira moda gibi müzik zevkleri de sıçık. bizim dinlediğimiz yabancı müzik avrupa tarzıymış onu anladım. o yüzden mp3 playersız olmaz.

    insanları unuttuk. insanlar çok saygılıdır. bazıları geyik falan sanıyor ama yaya geçidinde bir adım atarsan harbiden trafiği durdurursun. avrupa da da öyle. öncelik insan yani. onda da önce çocuklar, sonra kadınlar, sonra erkekler gibi bir sıralama yapmak yalan olmaz. kesinlikle aceleci değillerdir.

    trafikte rahatsız edilmen pek mümkün değildir. dibine dibine girmezler. korna falan neredeyse duymazsın. her yer için geçerli değil korna. eğer trafikte biri seni rahatsız ediyorsa veya mal gibi kullanıyorsa bil ki ya zencidir ya da çekik gözlü. imzamı atarım. hız limitlerine çok dikkat ederler. kolay kolay 10 mil üstüne çıkmazlar. zaten aceleleri de yok heriflerin. otoban polisi psikopattır. bazı eyaletlerde resmi olmayan camaro, mustang gibi hayvan arabalarla takılırlar. dakkasında tepene binerler. polisten çok korkulan ve saygı duyulan bir ülkedir abd. yetkisi hem çoktur hem de hatır gönül rüşvet mekanizması olmadığı için acımasızdır.
    işte böyle sözlük. umarım yardımcı olur. aklıma geldikçe editleyebilirim. yok yok editlemem heralde.

    sonuç yeni başlayanlar için amerika macera doludur. *
    4 ...
  4. 3.
  5. bankalar ve kredi kartı firmaları.
    -------------------------------
    abd'de hangi banka iyi hangi banka kötüdür diye sıralama yaparsak şöyle olacaktır.

    1)american express:en iyi firmadır diyebiliriz. burdaki çalışanlar gayet güvenilir ve kibar insanlardır,bir probleminiz varsa hemen hallederler. en çok tercih edilen firma budur.
    2)discover:yine american express gibi iyi güvenilir bi firmadır. problemler hemencecik halledilir.
    3)chase bank:ilk aradığınızda hindistanlı çıkar muhtemelen fakat daha detaylı ve yetkili biriyle görüşmek istiyorsanız ofise yönlendiriyorlar. bir problem olduğunda çözmeleri birazcık zaman alır. ehh işte diyebileceğimi firma.
    4)bank of america:bir problem olunca en az 2-3 yetkiliyle görüşmeniz gerekiyor, o da olmadı evinize form yolluyorlar. yine eh işte diyebileceğimiz firma.
    5)citibank:şu listedeki en kötü firma diyebiliriz. bir problem olduğunda en az 5-6 yetkiliyle görüşmeniz ve probleminizi çözmenizde çok güçtür, bu bankadan uzak durun.

    spor,eğlence aktiviteleri.
    -----------------------
    chicago,los angeles,san francisco,new york,dallas,boston,denver,miami,philadelphia,washington dc,phoenix vb. gibi büyük metropollerde yaşıyorsanız büyül bir garantiyle spor şöleni yaşayacaksınız. çünkü bu şehirde aynı anda nba,nhl,nfl,mbl ligleri vardır. bununla birlikte üniversite takımlarında süper bir spor şöleni olacaktır.

    ha eğer spor sevmezseniz konser,tiyatro,sinema gibi aktivitelere bayılan birisiyseniz yine bu aktivitelerinde büyük şehirlerde pek bir önemi vardır. (listeye atlanta,houston,minneapolis ve seattleda ekleyebiliriz.)

    bumları yok sayarsak abd de yine her sene ortalama 30-40 eğlence festivali gerçekleşir.

    abd'de spor müsabakları ve konserlerin fiyatıda çok pahalıdır yine 40 dolardan 200-300 dolara kadar çıkar bu fiyatlar. (playoff döneminde daha yüksek.)

    alkollu içecekler.
    ---------------

    -hiçbir eyalette 21 yaşından küçüklerin içki alması-içmesi yasaktır.
    -bazı eyaletlerde bible belt yasasıyla pazar günü içki satılmaz.
    -bazı eyaletlerde marketler biradan ve şaraptan başka alkollu içecek satmaz, daha yüksek alkollu içecek almak için liquor store'lara gitmek lazımdır.
    -biralar tekli satılmaz 6'lı satılır.
    -amerikan biralarınin minumum fiyatı 3.49 maksimum fiyatı 8.99 dolardır.
    -ithal biralarda 7.99-9.99 arası değişir fiyat.
    -ülke genelinde açık alanlarda içki içmek yasaktır. içersen tutuklanırsın.
    -trafikte promil sınırı 0.08'dir.
    -alkolluyken araç kullanmak yasaktır.
    -araç içinde alkol bulundurmak/kullanmak yasaktır

    internet , tv , sabit telefon.
    --------------------------
    bu hizmetler cable company(kablo şirketi.) adı altında firmalar tarafından verilir.
    bu firmalar bölgede tekeldir. yani eve veya apartmana hizmet veren 2 tane kablolu televizyon olmaz. internet olur o da eski telefon hatları üzerinden 0.5 mbit hızla hizmet verecektir.
    tekelden kurtulmanın tek yolu:directv ya da dish network uydu televizyonu satın almanızdır.
    internet türkiyeye göre ucuzdur, fakat adsl yoktur kablolu internet vardır.
    yalnız tv servisi fiyatları gayet pahalıdır. yani türkiyedeki gibi 9 tl lik fiyat değil en ucuz fiyat 40-60 dolardır.
    sabit telefon gayet gereksiz ve dolandırıcıdır. ilk 6 ay bedava derler 7.ay 40 dolarlık faturayı sokarlar. sabit telefonu boşverin hiç bakmayin yüzüne bile.
    tv+internet+sabit telefon hizmetleri çesitli 'bundle' paketi adı altında aynı anda verilir.
    hbo,showtime,cinemax vb. gibi kanallar ücretlidir. fiyat 12-16 dolar arasında değişir.
    devamı gelecek...
    1 ...
© 2025 uludağ sözlük