kaç kere otobüs seyehati ettim ne kadar farklı olabilir ki mantığından bir an önce sıyrılarak yapılması gerken aktivite. gerekli olabilecek bilgiler,
- prosedürler gözünüzü o kadar da korkutmasın. herkes ne yapıyorsa aynısını yapın.
- bilet isterken kanat üstü olmamasını ve cam kenarı olmasını tercih edin. yükseklik korkunuz bile olsa ilk seyehatte mutlaka dışarıda ne olduğunu merak edip, o bit kadar pencerelerden dışarıyı görmeye çalışacaksınız.
- kemer bağlama, açma prosedürleri hostesler tarafından çok ciddi bir şekilde tembih edilir. ilk binenler bunları harfi harfine uygularken, alışmış olanlar kafalarına göre takılır. bu durumun ne kadar riskli olduğunu anlamak isteyenler olursa, uçak kazaları istatistiklerine bakabilirler.
- dördüncü ve en önemli madde uçak tuvaletleri başlığında detaylı anlatılmıştır.
- inerken yine başlangıçta olduğu gibi kendinizden emin diğerlerini izleyin. eğer dış hatlarda seyehat ediyorsanız freeshop için acele etmeyin. dönüşte rahat rahat gezersiniz. freeshop konusuna değinmişken, evet içerisi ucuzdur ancak bedava değil! her ne kadar satın alma kotanız olsa da, bu kotayı doldurup dönüşte taksi veya servis yerine otostop çekmeye çalışmanız gereksizdir.
- hostesler el kol hareketleriyle bir şeyler anlatır. heyecan yapmayın hostesi kesmeye devam edin.
- uçak tıpkı araç gibi geri çıkar ve havalanmak için pistin başına doğru ilerler.
ve küçük bir sessizlik oluşur...
- evet bu sessizliğin ardından pilot büyük motorları çalıştırır. gücü her yerinizde hissedersiniz.
- derken bir anda hızlanmaya başlar, herşey çok hızlı gelişir, mal gibi kalırsınız. 100, 200, 300... sanki pilot nitro butonuna basmıştır.
- öyle bir histir ki sanki uçakta fren yoktur sürekli hızlanır, hızlanır, hızlanır...
- artık tekerleklerin yerden kesilme anı gelmiştir. tekerleklerin yere değdiğini aynı otomobildeki gibi anlarsınız. bir sessizlik olur yine. anlayın ki tekerlekler de yerden kesildi.
- ve siz hala hızlanmaya devam edersiniz...
- bir süre geçtikten sonra kaptan pilotunuz konuşur ve şöyle der: '' ben kaptan pilotunuz bilmem kim, 10.000 metre yükseklikteyiz ve ortalama hızımız 800 km...
- ilk kez biniyorsanız yanınızdaki arkadaşınıza '' oğlum uçuyo lan mübarek alet 800 ne demek lan '' dersiniz.
- ama ikinci binişinizde bunu kroluk olarak yorumlarsınız.
-alana erken git. uçağı kaçırırsan ayazda kalmış mart buzağısı gibi hayatı sorgularsın.
-mutlaka cam kenarı bilet al. ben korkarım bakamam diye içlerden alırsın, sonra korkun geçip merakın başlar, boş koltuk ararsın bulutlara bakayım diye. rezil etme kendini kabinin içinde.
-uçak arada bir yalpalar, garip sesler çıkarır, türbülansa girer çıkar, korku dolu gözlerle etrafa bakıp ortamı germe.
-hepimiz öleceeez! diye bağırıp koridorda koşma
-ilk defa bindiğini yanındakilere ya da hosteslere söylemeye çekinme. bu seni rahatlatır.
-ilk seferinde kitap-gazete okuma. birşeylerle uğraşma. dışarıyı izleyip keyfini çıkar.
-bulutların pamuktan tarlasını* görünce tanrı yı da görmüş olacaksın. hafızana kaydet.
-vay bee, evler nehirler ne kadar da küçükmüş diye cümleler kurma. 9000 metre yüksektesin, başka ne bekliyordun.
-o kemeri wc ye gitmeyeceksen inene kadar çözme.
-herkes dikkat etmez ama sen et, camdan bir de yukarı bak, gökyüzü hiç görmediğin bir mavilikte daha doğrusu lacivertlikte olacak. buna şaşır işte. o anı hisset. carpe diem
-herkes çok rahat gelecek sana, kimisi bir şeyler yiyecek, kimisi gazete okuyacak, sen rahatlama. inene kadar algılarını ve heyecanını açık tut. herşeyin ilki pek güzel.
-uçak düşmez merak etme. şu an yerden daha güvenli bir yerdesin. içine doğru süzülen o ince heyecanı ve varolmanın dayanılmaz hafifliğini hisset.
-şu an çok farklı bir deneyimin içindesin. ayakların yerde değil. bütün dünyevi etkenlerden çok uzaktasın. bilinçli olarak hiçbir şey düşünme. zihnin boş olsun. düşüncelerinin serbestçe akmasına izin ver. pek tatlı hayaller kurabilirsin. bunu bir fırsat olarak gör. inince yeteri kadar dünyacı olacaksın zaten.
-lost sadece bir dizi unutma.
-uçaklar sık uçar ama nadir düşer, senin bindiğin ise asla düşmez.
-ama bir de düşerse o zaman hiç şansın yok. nihaha
kalkistan sonraki 10 dakika ile, ini$ öncesi 10 dakika, en riskli zamandir. bu zamanlar harici dua etmenize gerek yok, ickinizi yudumlayin, sonra bi agiz calkalayarak inis esnasinda dua etmeye devam ediniz.
alkislamayin, mal durumuna düsmeyin.
sizi ucaga götürcek dolmus soförüne sakin para vermeyin (evet bunu yapanlar varmis)
thy ile ucuyorsaniz sakin ola "aman birazdan su/cay/kahve isterim" demeyin, nahhh alirsiniz, adamlar takmiyor bile.
hosteslere sakin ola "bana bir bakire suyu" getirin demeyin, pis g.t olursunuz.
1- mutlaka ama mutlaka, o lanet olası bileti değiştirin hemen. cam kenarı alın, başlatmayın korkunuza.
2- kanada yakın bir noktaya oturun, zira havada bir müddet sonra sıkılıyor insan sadece mavi gökyüzü ve altınızdaki beyaz hiçliği görmekten, kanattaki atraksiyonlara bakarsınınız(uçak manyağı bendeniz çok sever bu işi). kalkışta, o flapların 20 dereceye gelişini, o uçağın pistte koşmaya başladığı an nasıl da ivmelendiğini birebir yaşayın.
3- kemerlerinizi, rahatça nefes alamayacağınız kadar sıkın.(bu biraz fazla gelebilir tabi, gevşetin biraz, ama sıkı olsun gene de)
4- hosteslerin anlattığı acil durum prosedürünü birebir, önünüzde bulunan acil durum kartından takip edin. işiniz bitince yerine koyun, aşırmayın, onlar uçağın malı. bazı açık artırmalarda eski uçaklarınkini müthiş uçuk fiyatlara satabiliyorlar.
5- düz uçuş esnasında, terörist olmanızdan şüphelenseler bile, kokpite girmek için çaba sarfedin, o kokpiti canlı canlı görüp o ambiansı mutlaka yaşayın.
6- inerken, kemerinizi gene aynı sıkılığa getirin(bkz; madde 3).
7- iniş esnasında, sonrasında kesinlikle alkışlamak gibi bir halt yemeyin.
8-a) uçak piste teker koyduktan sonra, ön dikme de piste oturduğunda, kanatlardaki spoiler*ler ve motorların gücünü ters iletmesini sağlayan reverser'lar çalışmaya başlayacaktır, bu noktada, kanadı izleyin, motorun etrafındaki hava akımı şahane bir görüntü yaratır.
8-b) a'daki atraksiyon özellikle gece ve yağmurlu bir havada, fotoğraflık olaylara sahne olmaktadır, tavsiye ederim.
9- uçağın pistten ayrılıp, aprondan terminale yanaşmasını bekleyin.
10- yerinizden kalkmak için çok çaba sarfetmeyin, bırakın herkes insin, aceleniz yok.
11- inerken mutlaka pilotla muhabbet edin, uçuşta girmeyecek kadar beceriksizseniz(mesela benim gibi) yerdeyken mutlaka kokpite bir girin.
12- uçağı terkedin.
-uçak düşecek diye korkmayın, istatistiklere bakılırsa sakat kalma şansınız yok.
-bu demir yığını nasıl uçuyor diye düşünmek yerine iyi ki uçuyor diye düşünün, içinizi rahatlatır.
-Olabilecek bütün felaketleri envai çeşit yolla anlatan hosteslere kızmayın, onlar felaket tellalcısı değil, ekmek parası gereği yapıyor.
-mümkünse seyahatlerinizi geceden sabaha, gündüzden geceye geçiş saatlerine denk getirin, gökyüzünün güzelliğine büyüleneceksiniz.
-istanbul'a uçacaksanız yeşilköy'e inen hava yollarını tercih edin, marmarayı yukarıdan izlemek çok eğlenceli.