converse ayakkabı ve levis kot giyin. deldirebildiğiniz kadar çok deldirin kendinizi ve her deliğe küpe takın. kitap falan okumayın, gün boyu karı kız peşinde koşun, en önemlisi de bana gözükmeyin.
kızlar için olmazsa olmazlardan biri de kasıkla bel arasına yapılacak olan tinkerbell dövmesidir.kar yağarken bile o dövmeyi etrafa göstermek için beli açık bodyler,düşük bel pantolonlar giyelecek.hasta olurum diye korkulmayacak çünkü tikiler hasta olmaz.haa belki bir 5 yıl sonra kısır olabilirsin,onu da pek takma tıp artık her şeye çare buluyor.zaten tikiler çocuk yapmaz.***
birinci ve zorunlu kuralı tabii ki de saçların sarıya boyanmasıdır. Saçlarınızı sarıya boyatmadan tiki falan olabileceğinizi düşünmeyin sakın. ikinci zorunlu kural da marsık kıvamına gelinceye kadar solaryuma girmektir. Hatta hiç çıkmasanız solaryumdan daha pratik. Bu iki temel kuralı yerine getirdikten sonra geriye sizi tam bir tiki haline getirebilecek giyimdi kuşamdı vs. gibi olaylar kalıyor. Spor bol cepli pantolonlarınızı üstünüze geçirdikten sonra onunla uyumluluğu en düşük olan converseleri giyip dünyanın en kokoş takılarını, sallanan eşşek kadar küpelerinizi ve hayvan gibi taşlı yüzüklerinizi parmağınıza geçiriniz. Bu arada nerdeyse unutuyordum, saçlar pırasa kıvamında olmassa baştan kaybedersiniz..
cafe gibi, bar gibi ne bileyim, bi restaurant gibi biyerde kahve $ekerli geliyomu$. nedensiz olarak içine belli bi miktar $eker koyuyolarmı$. ne ki bu $imdi? neyin kuralını yaratmaya çalı$ıyorlar ki? ayrıca garson eleman da hani "yetmezse" zihniyetiyle bi kap da erimeyen küp $eker koyuyor önünüze. ben $eker hastasıyım lan belki, kahve seviyorum ama $ekersiz içicem, sen bunu deği$tirme hakkını bulduğun zaman, ben de senin bi sandalyeni eve götürme hakkımı kendimde bulmalıyım dimi. hayır $imdi kahve ile küp $eker geliyor, ama kahve zaten $ekerli. sen $ekere davranıp kahveye atınca yanındakilerden "o zaten $ekerli gelir eheheh" gibi bi tepki görüyorsun. tiki felsefesine yeni adım atacaklar için; kahve $ekerli geliyomu$ anasını satiim, dikkat edin yeni tikiler.
hacı hacıyı mekkede tiky tikyi caddede bulurmus.
tikyim ezelden gönlüm gecmez dieselden.
diyerek baslayıp mutlaka bir adet gucci ayakkabı edinmelisiniz.kızlar icin lacoste koca timsahlı canta birinci kosul. kıs icin ise asla tımberland bottan vazgecmemeli mutlaka en az iki rengine sahip olmalısınız. üzerinizde mutlaka ısıtmayan barbour montunuz olmalı icinede tommy en kötü ihtimal benetton kazak. yazın ise dkny bodyler erkekler icinse dolce gabbana gömlekler.mutlaka star bucks a bir fincan kahveye 10milyon vermeli etrafınızdakileri iyice dinleyip tiky dilini ögrenmeniz gerekmektedir yoksa asla barınamazsınız aralarında. tüm bunları yaparken kesinlikle gazete okuyup ülkenin derdiyle ilgilenmeyim maazzallah bi yerde agzınızdan kacar rezil olursunuz.kitap falanda okumayın cünkü bunları degil son modayı indirimleri yeni acılan mekanları konuscaksınız gezin tozun ögrenin.son bisey daha ilerde bütün bunlar ne isinize yarıcak diye sakın düsünmeyin cünkü artık size cevap verecek mantık raflarda kalmıstır. :)
yer: Ankara 7. cadde
zaman: öğle vakitleri
kişiler: yanındakinin acısını hafifletmeye çalışan tiki kız(A)
acılı tiki kız(B)
A:amaaa güzeliiiiim bunlar olabiliiiiir
B:....
A:çünkü neden?
B:???
A:nedeeeen?
B:....!
A:çünkü bunlar olası şeyler.
Özellikle son zamanlarda Wittgenstein'ın atomistik felsefesiyle kafayı bozmuş olan ben bu imgelem çaprazlanmasını ve aynı şeyin kendisinin nedeni olabileceğini gördüğüm o mekanda, o zamanda adeta sıkıştım kaldım. Çok sürmedi bir 5 dakika sonra devam ettim; ancak adeta bir şamar yemiş gibiydim. Atomistik tarza, analitik felsefeye ve postmodernizme getirdikleri bu yorum yüzünden tikilere ve tiki felsefesine teşekkür ediyorum.
dersin en can alıcı anında konunun ta en başında hocaaaaaaam ben bunu anlamadım.Biz ne yapıyoruz diye sorararak hocayı çileden çıkaran solaryum benizli, converse ayaklı,boya kutusu yüzlü,kürk çantalı bir çeşit insan.Hoca sinir olur ama napsın ekmek parası der ve başlar anlatmaya evladım bu konu başlığı tamam mı anladın mı?der ve derse devam etmeye çalışır fakat tekrar yüksekten alçağa doğru inen pili bitmek üzere olan bir teyp misali bir ses gelir ta ötelerden:
- Hocaaaaaaaam! Biraz yavaş gitsek, yazamıyoruuuuum.
VE ders biter hoca konuyu bitirmeyi hedeflemiştir oysaki bitirmek şöyle dursun anca 1 sayfa işleyebilmiştir.Sinir ve ne olacak bu gençliğin hali düşüncesiyle kendini koridorlara bırakır.